Haber

Erdoğan film ve dizileri hedef aldı

2'inci Yeditepe Bienali'nde konuşan Erdoğan "Sapkınlığı, marjinalliği sanat adı altında normalleştirme gayesi taşıyan sinsi saldırıya karşı imkanlarımızı devreye almalıyız" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleymaniye Darüzziyafe'de düzenlenen 2. Yeditepe Bienali'nde açıklamalarda bulundu. Burada "sapkınlığı marjinalliği sanat adı altında normalleştirme gayesi taşıyan sinsi saldırı olduğunu" diyen Erdoğan, "Kendi coğrafyamızda, kendi kalbimizde, kendi zihnimizde kaybettiğimiz değerleri Nasreddin Hoca hikayesinde olduğu gibi başka yerlerde ararsak vaktimizi heba etmiş oluruz" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"SAPKINLIĞI, AHLAKSIZLIĞI, MARJİNALLİĞİ SANAT ADI ALTINDA NORMALLEŞTİRME..."

"Günümüzde sıkça karşılaştığımız üzere insan fıtratının tıpkı eşrefi mahlukat sıfatı gibi bir parçası olan esfeli safilin tarafına hitap eden sanat ürünlerinden aynı latif duyguları hissedemezsiniz. Özellikle medya mecraları üzerinden tüm dünyaya adeta boca edilen batı menşeili kültür sanat eserlerinin içine özenle yerleştirilen ve insanın esfeli safilin tarafını öne çıkaran mesajların elbette bir amacı var. Bu amacın masum ve hayırlı olmadığı da açıktır. Her türlü sapkınlığı, ahlaksızlığı, marjinalliği sanat adı altında normalleştirme, hayatımızın tabi bir parçası haline getirme gayesi taşıyan bu sinsi saldırıya karşı kendi imkanlarımızı daha güçlü şekilde devreye almamız şarttır."

"NE KADAR GURUR DUYSAK AZDIR"

"Bizim inancımızda insan yaratıcısının yani Rabbinin eseridir. Öyle olduğu için de diğer varlıklara göre eşsiz kabiliyetlerle ve elbette ağır sorumluluklarla teçhiz edilmiştir. Sanat kavramına yaklaşımdaki bu derin farkın tezahürlerini Endülüs'ten Büyük Sahra'ya, Orta Asya'dan, Güneydoğu Asya'ya kadar geniş bir alana yayılan eserlerde ve yaşayışlarda görmek mümkündür. 'Sanat Allah'ı aramakmış meğer' der üstat. Şimdi burayı yakalamak çok önemli. Fiziki olarak ne kadar uzak olursa olsun bu coğrafyaların hepsinde de İslam'ın varlık ve hayat kavrayışının ortak yansımaları, yerel birikimleri ve teknik kapasiteleriyle bezenmiş bir tutarlılıkla karşımıza çıkmaktadır. Hiç şüphesiz bu tablonun konumuz bakımından en önemli özelliği estetiğin ahlakla bütünleştirilmiş biçimleriyle ortaya konan ve süreklilikten asla kopmayan sanat eserlerinin üretimini sağlamış olmasıdır.

"UZAĞA GİTMEYE GEREK YOK"

Hiç uzağa gitmeye gerek yok. İnancımızın, 'Allah güzeldir, güzel olanı sever' yaklaşımının sanata yansımış halini şu an içinde bulunduğumuz Süleymaniye Külliyesi'ne bakarak da görebiliriz. Buraya bir yabancı gelip bize 'İslam nedir?' diye sorduğumda. Kendisine lafzi anlatımın ötesinde işaret edeceğimiz somut örnek elbette Süleymaniye Camii olacaktır. Elbette Sultanahmet Camii olacaktır. Aynı şekilde 'Sizin sanatınızın özgün eserleri nedir?' diye bir soruya muhatap kaldığımızda da yöneleceğimiz yer Yeditepe Bienali'nde sergilenen eserler olacaktır. Fikirle duyguyu, inançla estetiği, derinlikle sükuneti kuşatıcılıkla ahengi gerçeklikle sembolleri bu derece başarıyla buluşturmuş bir sanat müktesebatına sahip olmakla ne kadar gurur duysak azdır."

"BİR KISMINA KATILMASAK DA SAYGI DUYUYORUZ"

Bilginin ve sezginin sınırlarını doğru tayin ettiğimizde sanatımızın önündeki ufkun sonsuzluğunu daha iyi kavrayabiliriz. Elbette diğer medeniyetlerin sanat adına insanlığa sundukları birikime tezahürleri itibariyle bir kısmına katılmasak da biz saygı duyuyoruz. Bunlar içinde kendi sanat ve estetik anlayışımıza uygun olanları beğenmekte, esinlenmekte, sahiplenmekte bir beis de yoktur. Ama bu durum kendi sanatımızdan ve ona kaynaklık eden değerlerimizden bir kopuşa sebep olmamalı, böyle bir facianın bahanesine dönüşmemelidir. Mimariden, musikiye, edebiyattan resme, geleneksel sanatlardan modern formlara kadar, tüm sanat faaliyetlerimizde insanı ve tüm varlıkları içine alan daha büyük daha ilahi bir kaynağa yöneldiğimizde yapabileceklerimizin sınırının olmadığını göreceğiz, bileceğiz. Batının adına yaratıcılık dediği ama aslında mevcutu düzenlemekten ibaret olan sanat anlayışıyla insanın yapabileceklerinin sınırını beşeri kavrayışın ötesine taşıyan bu sanat yaklaşımının mukayesesini erbabının takdirine bırakıyoruz. Biz kendi medeniyetimize, kendi tarihimize, kendi. Kültür sanat birikimimize sahip çıkmak bunları daha ileriye taşımak için üzerimize düşenleri samimiyetle yerine getirmeyi sürdüreceğiz."