AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır ziyareti üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Diyarbakır'da kimlerle, neyi konuşuyor? Bakıyorsunuz, teröre bulaşmış olanlarla el ele. Terör örgütüne tavır koyamayandan belediye başkanı olmaz, siyasetçi hiç olmaz" ifadelerini kullandı.

CHP'li belediyelerden işçi çıkarılmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Belediyede kimseyi işten çıkarmayacaklarını söylediler çıkardılar. Bizim de yapacaklarımız var" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya Mevlana Meydanı'ndaki Toplu Açılış Töreni'nde konuştu. CHP'li belediyelerden işçi çıkarılmasına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Belediyede kimseyi işten çıkarmayacaklarını söylediler çıkardılar. Bizim de yapacaklarımız var" diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait şirketlerden işçiler işten çıkarılmıştı. İSPARK, İSTAÇ, BELTUR, İSTGOVEN'de çalıştıklarını ancak gerekçe belirtilmeden işten çıkartıldıklarını ileri süren işçilerin, AKP tarafında yapılan açıklamada 31 Mart seçimlerinin hemen öncesinde işe alındığının altını çizilmişti. Erdoğan, konuşmasının devamında, CHP'nin yerel seçimlerde verdiği vaatleri yerine getirmediğini belirterek, eleştirilerini sıraladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bizler, 25 yıldır bu ülkede yepyeni bir belediyecilik modeli, belediyecilik anlayışı inşa ediyoruz. Şehirlerimizi, gecemizi, gündüzümüze katarak, sadece mesaimizin tamamını değil, aynı zamanda gönlümüzü de adayarak dönüştürüyoruz. Her şey gibi de hizmet de nasip işidir. Aynı zamanda niyet işidir. Nasibimizde bulunmuyorsa, hele hele niyetiminiz de yoksa, seçimde kazansanız, makam mevki sahibi de olsanız hizmet yapamazsınız. Belediyeleri kazanmayı sadece bir siyasi proje olarak görenlerin, seçimlerin ardından ne hale düştüklerini hep birlikte izliyoruz, değil mi? Gördünüz. Son seçim kampanyası boyunca CHP’li belediye başkan adayları ve başlarındaki genel başkanları, her konuda attılar, tuttular. Ulaşımdan süte, servisten internete, her şeyi bedava yapmaktan, belediyelerden ve iştiraklerinden hiçbir işçi çıkarmayacağına kadar, vermedik söz bırakmadılar. Bay Kemal öyle demiyor muydu? ‘Kazandığımız belediyelerden kimseyi işten çıkarmayacağız, demiyor muydu? Ne oldu? Şu anda çıkarıyorlar. Tabi ki bütün bu olaylar karşısında bizim de yapacaklarımız var. Üstelik ne diyordu Bay Kemal? ‘Namus sözü’ diyordu. Bir de bunu katmerlediler. Bu adaylardan bazıları seçimi kazandığında da ahali haklı olarak bu vaatlerin yerine getirilmesini bekledi. Peki CHP’liler ne yaptı dersiniz? Önce 'Bizim böyle bir sözümüz yok' diyerek inkar yoluna gittiler. Önlerine verdikleri sözlerin belgeleri konduğunda ise 'Bunları CHP’nin kampanyasını yapan ajansa sorun' dediler. İşleri güçleri yalan. Korkarız bu işin ihalesi sonunda, genel merkezde veya kampanya karargahında ücreti mukabilinde çalışan bir garibanın da üzerinde kalabilir.''

"ASIL TİYATROYU SEÇİM MEYDANLARINDA KENDİLERİ SERGİLEMİŞLER"

Eleştirilerini sürdüren Erdoğan, ''İstanbul’u sel götürüyor, başkan ortada yok. Ankara’da kimsesiz çocuklar sokağa atılıyor, başkandan ses yok. Antalya’da, Mersin’de, Adana’da yaşanan rezaletleri en iyi orada yaşayan kardeşlerim biliyor. İzmir’de, Aydın’da, Muğla’da ve daha pek çok yerde olup bitenleri anlatmıyorum" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Demek karşımızda hiçbir konuda verdiği sözün arkasında duramayan, birkaç ay içinde her tarafı liğme liğme dökülen parti ve ekibi bulunuyor. Böylece ne sözün, ne belgenin hatta ne de namus üzerine edilen yeminlerin bunların meşrebinde olmadığını görmüş olduk. Demek ki seçim döneminde bir tiyatro oynamışlar. 15 Temmuz gecesi yaşananlara FETÖ ağzıyla 'Tiyatro' diyenler, asıl tiyatroyu seçim meydanlarında kendileri sergilemişler. Bu tiyatronun senaryosu şu şekilde; Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin ajansı bol keseden vaat edecek, adaylar seçimi kazanınca da 'Bunların bizimle ilgili yok' diyecek. CHP, 31 Mart gecesinden beri bu senaryoyu adım adım hayata geçirdiği tiyatroyu sergiliyor. Bunun adı millet kandırmaktır. Bunun adı alenen sahtekarlıktır, riyakarlıktır düzenbazlıktır. Ha sözlerini tuttukları konular yok mu? Elbette var. Bölücü örgütün güdümündeki partiye verdikleri sözleri ve kamuoyundan gizlemek için kaçırdıkları sözleri harfiyen yerine getiriyorlar.'' CHP'li belediye başkanlarının görevden alınan HDP'li belediye başkanlarına destek verdiğini ifade eden Erdoğan, "İşte İstanbul Belediye Başkanı, Diyarbakır’da. Kimlerle neyi konuşuyor? Bakıyorsunuz, teröre bulaşmış olanlarla maalesef el ele, dirsek temasında. Ve ne diyor? 'Biz sizlerle beraberiz.' Her fırsatta bir araya geliyorlar. Kazandıkları şehirleri, özellikle İstanbul’u nasıl birlikte yöneteceklerinin hesabını yapıyorlar. Hatta bununla kalmayıp, bölücü terör örgütleriyle ilişkileri yüzünden görevden alınan belediye başkanlarının yanına koşup, onlara destek veriyorlar. Ülkelerinin ve milletinin yanında olacaklarına, terör örgütünün güdümündeki partinin borazanlığına soyunuyorlar. Terör örgütüne tavır koyamayanlarla, 15 Temmuz darbe girişiminin faillerini lanetlemeyenler, her zeminde ve her zaman ülkesinin yanında yer almayandan belediye başkanı olmaz, siyasetçi hiç olmaz. Bunların ikiyüzlülüğü, nobranlığı, küstahlığı sadece millete karşıdır. Onun dışında herkesim, özellikle seçimler için kol kola girdikleri tüm kesimler karşısında gayet mülayimdirler. Bugün oynadıkları rolle, milleti kandırdıklarını sananlar, inşallah en kısa sürede gerçek yüzleri ortaya çıktığında, milletten hak ettikleri cevabı Allah’ın izniyle alacaklar" diye konuştu. Erdoğan, ''Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, şahsımın, en büyük partisi olarak AK Parti’nin ve kutlu davamızın çatısı altında toplanmış herkesin öncelikli vazifesi büyük ve güçlü Türkiye davasını hedefine ulaştırmaktır. Bunun için kimin ne yaptığına, ne dediğine değil, kendimizin ne yaptığına, nereye gittiğine bakacağız'' dedi.

"SİYASET, KAPALI KAPILAR ARDINDA KRİZ BELEYEREK YAPILACAK İŞ DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni parti girişimleriyle ilgili de konuşarak, şunları söyledi: "Bütün bu konularda ülkemize ve ülkemiz nezdinde bize diş geçiremeyenler şimdi tüm güçleriyle birliğimize, beraberliğimize saldırıyorlar. Yaptıkları iş bu. 'AK Parti'den ne kopartırsak kardır' anlayışıyla birileri sürekli şişiriliyor, pohpohlanıyor. Halbuki biz bu oyunları geçmişte çok gördük. Hatırlarsanız, vesayetle mücadelemiz sırasında da benzer teşebbüslere maruz kalmıştık. Aynı şekilde 17- 25 Aralık sürecinin ardından büyük gürültülerle birileri sahaya sürülmeye çalışılmıştı. Hamd olsun bu siyaset mühendisliği oyunlarının hiçbiri tutmadı. Millete söyleyecek sözü olmayanların içerde ve dışarda belli mahfillerin desteğiyle gidebilecekleri tek yer, bir sonraki seçimde sandığın en dibi olacaktır. Siyaset, kapalı kapılar ardında kriz bekleyerek yapacak bir iş değildir. Siyaset, hiçbir somut temeli olmayan imalarla, ithamlarla veya tehditlerle yapılacak bir iş değildir. Eğer siyaset yapacaksanız, çıkacaksınız milletin huzuruna, bu ülkenin ve milletin geleceği için ne düşündüğünüzü, ne hayal ettiğinizi, bunları nasıl yapacağını anlatacaksınız. Millete söyleyecek sözünüz yoksa, sadece kendi nefsiniz için konuşuyor, kendi nefsiniz için koşturuyorsunuz demektir. Kendi kalbinize ve milletin yüreğine değil de başkalarının ağızlarına bakılarak yapılan siyaset değildir, nefsaniyettir. Gurur, kibir bunlarla yol yürüyenler bir yerlere varamazlar. Zira Rabbim, gururla hareket edenlere en büyük tokadı atar. AK Parti milletin iktidara getirdiği bir partidir. Bu partinin millete rağmen siyaset yapması, kadro kurması düşünülemez. Önümüzdeki dönem her işin tıkır tıkır yürüdüğü bir dönem olacaktır. Sizlerin sadece desteğine değil, tespit ve tekliflerine de ihtiyacımız var. Büyük ve güçlü Türkiye'yi birlikte inşa edecek ve 2053 ve 2071 vizyonlarını birlikte miras bırakacağız. Cumhur İttifakı'nı asla ihmal etmeyeceğiz. Sayın Bahçeli ile attığımız kararlı adımları devam ettireceğiz."

Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Şahsımızın da AK Parti’nin kimi konularda eksiği, kusuru olabilir. Yanlışlarımız da olabilir. Kusursuzluk, inancımızda sadece alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Biz hiçbir zaman kendi muhasebemizi yapmaktan ve gerekiyorsa bir takım adımlar atmaktan çekinmedik. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekiniz. Ferman bu. Bugün de böyle bir ihtiyaç varsa gereken adımları atmayı zül değil, milletimize karşı bir vazifemizin gereği addederiz. Kısa süre içinde 1 yıllık yeni yönetim sisteminde neler yaptığımızı milletimizle paylaşacağız. Partimizin olağan genel kurul sürecini de 7 Ekim’de başlatacağız. Orada bir değişim sürecini başlattık."