Erdoğan, Boğaziçi öğrencilerini hedef aldı

Yayın tarihi: 5 Ekim 2021 Salı 3:54 pm - Güncelleme: 5 Ekim 2021 Salı 7:11 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nde eylem yapan öğrencileri hedef alarak, “Böyle bir öğrenci olamaz. Onlar olsa olsa üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’daki Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katıldı.

Yüz yüze eğitim konusunda mesajlar veren Erdoğan, “Salgın tehdidine karşı gereken tedbirleri alarak üniversitelerde de yüz yüze eğitimin sürmesinde kararlıyız” diyerek, sınıfların karantinaya alınabileceğini fakat okulların ‘kesinlikle katılmayacağını’ söyledi. Erdoğan, “Üniversiteye gidebilmenin ayrıcalıklı olduğu günlerden, her 10 kişiden 1’inin üniversite mezunu olduğu günlere geldik” ifadelerini kullandı ancak üniversiteli işsizlerden söz etmedi.

“Eğitim kalkınma arasındaki güçlü ilişkiye inandık ve bu güçlü ilişkiyi kurduk” diyen Erdoğan, “Doktoralı insan kaynağımız hedeflerimizin çok gerisinde” değerlendirmesinde bulundu. Boğaziçili öğrencileri hedef alan Erdoğan, “Rektörlerinin arabasının üzerine çıkıp tepinen gençlerin olduğu bir Türkiye’yi ben kabullenemiyorum” dedi ve “Bunlar üniversitenin içindeki teröristlerdir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkan satır başları:

BOĞAZİÇİLİLERE ‘TERÖRİST’ DEDİ

Rektörünün arabasının üstüne çıkıp orada tepinen bir öğrencinin olduğu bir Türkiye’yi ben kabullenemiyorum. Rektörünüz aracın içinde, siz önünü kesiyorsunuz, daha sonra aracın üstüne çıkıp tepinmeye başlıyorsunuz. Böyle bir öğrenci olamaz. Onlar olsa olsa üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir. “

“71 BİN OKULUN TAMAMI AÇIK”

“2020 yılı mart ayından beri koronavirüs salgını nedeniyle eğitim-öğretim hizmetlerinde de büyük zorluklar yaşadık. Uzaktan eğitimin devam ettirilmesi önemlidir, ancak yüz yüze eğitim öğretim tecrübesinin yerini tutmayacağı açıktır. Eylül ayının başından itibaren okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki okulları açtık. 71 bin okulumuzun tamamı açık, 2 okulumuzda karantina uygulamasına gidildi. Vaka durumuna göre bazı sınıflar karantinaya alınabilir ama il çapında kapanma düşünmüyoruz.

Türkiye’de yükseköğretim toplumun sadece küçük bir kesiminin erişebildiği, ayrıcalıklı bir hizmet olmuştur. kurdukları kast sistemiyle milletin evlatlarının dışlanması yürekleri sızlatıyordu. Akademik personel sayımız 70 binden 180 binin üzerine çıktı. Üniversite öğrenci sayımız da 1,6 milyondan 8,4 milyona yükseldi. Gençlerimizin yüzde 44’ü yükseköğrenime ulaşabiliyor.”

“YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER İÇİN HAKSIZ ELEŞTİRİLER YAPILIYOR”

“Yeni kurulan üniversiteler için zaman zaman haksız eleştiriler yapıldığını görüyorum. Bu üniversiteler de güçlenmekte ve kurumsallaşmaktadır. Yeni üniversitelerden bazıları akademik yayın, patent gibi çalışmalarda sergiledikleri başarıları yakından takip ediyoruz. Eğitim ile kalkınma arasındaki güçlü ilişkiye inandık ve kurduk.

Türkiye’de yükseköğretim kurumlarının gelişimine karşı çıkanların tahammül edemedikleri, evlatlarımızın ülkemize hizmet verme potansiyellerinin harekete geçmiş olmasıdır. Gençlerimizin kendilerine fırsat verdiklerinde ne büyük başarılar elde ettiklerini görüyoruz. Tüm şehirlerimizin, gençlerimizin kendileri ve ülkeleri yapacakları çalışmalara, girişimlere destek olmayı sürdüreceğiz.

Yükseköğretim sisteminde yapısal değişiklikler getiren önemli adımlar attık. Bunlardan biri de yükseköğretim kalite kurulunun hizmete geçmesidir. Bu kurul dünyadaki benzer yapılarla da benzer işbirlikleri geliştirmiştir. Kalite güvencesi kültürü oluşumuna katkı sağladığına inanıyorum. YÖK-Doktora programı da başarılı olmuştur ancak doktoralı öğretim üyesi sayısında geri olduğumuzu görüyoruz. Doktora sayısını yükseltmemiz gerekiyor.”

“TABAN PUANLARI DÜŞÜREREREK ÜNİVERSİTELİ YAPTIK”

“Üniversitelerimizde hayata geçirmeye başladığımız Genç-Ofis projesiyle gençlerimizin beşeri becerilerini geliştirmeyi umuyoruz. Bu yıl taban puanları düşürerek daha fazla sayıda gencimizin üniversite programlarına yerleşmelerini sağladık. Ek yerleştirme fırsatı da sağladık.

Emekli öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak görevlerine devam edebilmelerini sağladık. Üniversite-sanayi işbirliği konusunda işyeri eğitimini teşvik ettik. Kariyer merkezlerinde önemli uygulamalar başlattık.

Üniversite sınavları arz-talep uyumsuzluğuna karşı adil bir çözüm yolu olarak kullanılmaktadır. Türkiye yükseköğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Üniversite sınavına gerek bırakmayacak bir sistem kurmalıyız. Üniversite kampuslarını hayatın içinde yerler haline dönüştürmeliyiz.

Artık taklit ve takip edici olmaktan çıkıp belirleyici ve yönlendirici olmamız gereken döneme girdik. Üniversitelerimiz yenilikçi çalışmaların öncüsü olmaya hizmet edecektir.”

“REKTÖRÜN ARABASININ ÜSTÜNDE TEPİNEN ÖĞRENCİLER…”

“Rektörünün arabasının üzerinde tepinen öğrencilerin olduğu bir Türkiye’yi kabullenemiyorum. Bize böyle öğrenci gerekmez. Üniversiteye girmenin ayır bir dert, bitirmenin ayrı bir sıkıntının olduğu dönemden bugüne ulaşmak tarihi bir başarı hikayesidir. Rektörünüz aracın içinde, siz önünü kesiyor, üzerinde tepiniyorsunuz. Bunlar üniversite içine sızmış teröristlerdir. Biz öğrenciye en büyük saygıyı duyan iktidarız.

Göreve geldiğimizde verilen burs 45 liracıktı. Şimdi 650 liraya çıktı. Nereden nereye… Geçtiğimiz yıl salgın sebebiyle yurtlar kapalı olduğu için hem yeni kayıt yaptıranlar, hem geçen sene başvuru yapanlar oldu. Üstesinden gelemeyeceğimiz sorunla karşı karşıya değiliz. Neredeyse tamamının talebini karşıladık.”

“110 BİNİN ÜZERİNDE YENİ YATAĞI ÖĞRENCİLERİMİZİN HİZMETİNE SUNACAĞIZ”

“110 binin üzerinde yeni yatağı öğrencilerimizin hizmetine sunacağız. Yurt sorununu tamamen çözmüş olacağız. Aylık 570 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yardımdan yurtlarımızda kalan tüm öğrencilerimiz yararlanıyor. Hatta bazı şehirlerimizde ‘Komşum’ projesiyle yurtlarda artan yemekler ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmaktadır. Hiçbir evladımızın maddi imkansızlık sebebiyle eğitiminden geri kalmasına izin vermiyoruz. Geçmişte üniversiteler ‘harç’ diye bir sorun var. Harçları protesto için eylemler yapılırdı. Sonuç olarak bugün artık ülkemizde gençlerimizin önünde hiçbir mani kalmamıştır. Yeter ki gençlerimiz bu yolda yürüsün. Diğer tüm sıkıntıları çözmek, talepleri karşılamak bizim işimizdir, biz bunları çözeriz.”