Erdoğan: 1 Mayıs’ta görüyorsunuz, kavga gürültü artık yok

Yayın tarihi: 1 Mayıs 2019 Çarşamba 7:28 pm - Güncelleme: 1 Mayıs 2019 Çarşamba 11:39 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada “31 Mart seçimlerinin ardından kimi belediyelerde sendika üyelerine veya işe giriş tarihine bakılarak ayrımcılık yapıldığına, hatta insanlarımızın aşıyla işiyle oynandığına dair üzücü haberler alıyoruz” dedi.

“1 Mayıs’ta görüyorsunuz, kavga gürültü artık yok” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Eylemciliği profesyonel meslek hale getirenler ortalığı karıştırmak istiyor ama milletin itimadı kalmadı” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

Ülkemizdeki toplam işçi sayısının yüzde 1’ini bile temsil etmeyen kimi marjinal yapıların işçilerin adına ahkam keserek işçilerin huzurunu bozmasının önüne geçtik. Artık işçilerimizin arkasına sığınamıyorlar. Bizim işçilerimiz vatanına, milletine, değerlerine saygılı tıpkı 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi gerektiğinde canını vermekten sakınmayan kardeşlerimizdir.

“İETT işçiliğinden cumhurbaşkanlığı görevine geldim”

İşçilerimizin alın terini kendi ideolojik istismarlarına karşı dimdik durarak bozduk. Son 10 yıldır ülkemizdeki tüm işçi konfederasyonlarımızla, sendikalarımızla, diğer işçi kardeşlerimizle hep birlikte 1 Mayıs’ı anlamına uygun olarak kutluyoruz. Eski dönemin kötü görüntülerini tamamen geride bıraktık. Kavga, gürültü, şu, bu neredeyse hiç yok. Belli kesim mutlaka ortalığı karıştırmak isteyecektir. Artık milletimizin bunlara en küçük bir itibarı kalmamıştır. İETT’de işçi olarak hayata başlamış Cumhurbaşkanlığı görevine kadar gelmiş bir kardeşinizim. Bu bakımdan 1 Mayıs’ı kendi özel günüm olarak görüyorum.

“Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır zulüm küfürdür”

Bizde neredeyse bin yıllık bir birikim söz konusudur. İş olmazsa işveren olmaz. İşçi olmazsa da iş olmaz. İş, işveren ve işçi arasındaki bu birbirinin içine geçmiş ilişkiyi dikkate almayan yaklaşımlardan hayırlı bir gelişme çıkmaz. Kalkınmayı toplumun tüm kesimlerinin orantılı gelişmesi olarak görüyoruz. Adaletin olmadığı bir yerde zulüm vardır. Zulüm ise bizim inancımızda küfre eşdeğerdir. Çünkü Rabbimiz insanların eşyalarını yani mal ve ücretlerini eksik vermeyin buyuruyor. Peygamber efendimiz, işçiyi çalıştırıp da hakkını ödemeyenlerin kıyamet günü hasmıyım, ifadesini buyuruyorlar.

“Sendikaları arka bahçeler haline getirmeye izin vermeyiz”

Sosyal barışı Batı çatışma üzerinden biz ise uzlaşmaya dayalı olarak inşa etmeyi esas alırız. Her alanda olduğu gibi emek konusunda da adaletin tesisi için çalıştık, mücadele ettik. Üretim ile alın terini, sermaye ile emeği birbirinden ayırmıyoruz. 31 Mart seçimlerinin ardından kimi belediyelerde sendika üyelerine veya işe giriş tarihine bakılarak ayrımcılık yapıldığına, hatta insanlarımızın işiyle aşıyla oynandığına dair üzücü haberler alıyoruz. Bu tür ayrımcılığı meşrulaştırmak için birçok yalana ve çarpıtmaya başvuruluyor. Bu kafa 28 Şubat kafasıdır. Birileri bu kafayı hortlatmaya çalışıyor. Biz hiçbir sendikaya kendi arka bahçemiz olarak bakmadığımız gibi kimsenin de sendikaları arka bahçesi haline getirmesine müsaade etmeyiz.

“Asgari ücreti nominal olarak yüzde 1000 arttırdık”

Hükümete geldiğimizde demokraside, ekonomide, çalışma hayatında ciddi sorunları kucağımızda bulduk. Çalışanlarımızın sorunlarının çözümünü önceliklerimiz arasına aldık. Kamu ve özel sektörde işçi alımları büyük ölçüde durmuştu. Taşeron uygulaması sömürü haline getirilmiş çalışma barışı bozulmaya yüz tutmuştu. Zorunlu tasarruf ve konut edindirme adı altında çalışanlardan kesilen paraların akıbeti belli değildi. İş sağlığı güvenliği uygulamaları sözü bile edilmeyen lüks olarak görülüyor. Hemen kolları sıvadık ve tüm bu sorunları teker teker çözecek adımları attık. Asgari ücreti nominal olarak yaklaşık yüzde 1000 reel olarak yüzde 145 yakın oranda arttırdık.

“Memurlara toplu sözleşme hakkı bizim dönemimizde getirildi”

Kamuya hizmet veren taşeronda çalışan işçilerin tüm haklardan yararlanmasını temin ettik. 950 bin işçiye kadro vererek sorunu kökten çözdük. Kayıt dışı çalışma sorunu tamamen çözülememiş olsa da neredeyse iki kata yakın iyileşme sağlanmıştır. Memurlara toplu sözleşme hakkı bizim dönemimizde getirilmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği bir reform mahiyetindedir. Sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayarak herkesin aynı kalitede hizmet alabilmesini temin ettik. Darbe döneminin mirası olan kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek ayrımcı ve baskıcı uygulamalara son verdik. Türkiye’nin en büyük gücü milletimizin birliği ve beraberliğidir. Bugüne kadar ülkemize ve milletimize yönelik tüm saldırıların üstesinden bu sayede gelmeyi başardık.

“Refah seviyesini arttırmadan bize dinlenmek haramdır”

Kim olduğumuzu, nereden nereye gittiğimizi unutmazsak kime bize diz çöktüremez, teslim alamaz. Gerektiğinde hep birlikte kol kola girip 82 milyon olarak birlikte yürüme iradesini ortaya koyabilmeliyiz. Türkiye’nin 2023 hedefleri böyle bir ehemmiyete sahiptir. Ne zaman ülke ve millet olarak bu hedeflerimizi ilan ettik, ulaşma kararlılığını ortaya koyduysak o günden beri başımız beladan kurtulmuyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, hedeflerimizden vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin dünyanın en büyük 10 büyük ekonomisi haline getirmeden, vatandaşımızın refah seviyesini arttırmadan bize durmak, dinlenmek haramdır.