Engin Özkoç: Türkiye’de Tayyip Erdoğan istedi diye 8 milyon sığınmacı var

Yayın tarihi: 20 Nisan 2022 Çarşamba 5:47 pm - Güncelleme: 20 Nisan 2022 Çarşamba 5:47 pm

CHP’li Engin Özkoç, Türkiye’de 8 milyon sığınmacının olduğunu belirterek, “Neden? Tayyip Erdoğan böyle istedi diye. 8 milyon nüfusa ulaşamayan dünyada o kadar çok ülke var ki” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı yaptı. Engin Özkoç, Türkiye’deki sığınmacı probleminin yaratanın AKP iktidarı olduğunu belirterek, “AKP iktidarının, göçmenlerle ilgili tek bir politikası dahi yok” dedi. Engin Özkoç, Erdoğan’ın sığınmacılar ile ilgili ağız değiştirmesine ilişkin olarak da “Erdoğan, anket ibresine göre hala söylem belirleme derdinde. Bir ayda bize iki tane istikamet gösterdi. Demokratik tablo değişiyor, hala sözde insan yakalama peşindeler” görüşlerini dile getirdi. Engin Özkoç’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“İNFAZ KORUMA MEMURLARI DAHİL BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİ DEVLETİMİZ TARAFINDAN DESTEKLENMELİ

Bugün maalesef Bursa Osmangazi ilçesinde, infaz koruma memurlarını taşıyan otobüse, bombalı terör saldırısı düzenlendi. Bu terör saldırısında bir kişi hayatını kaybetti. Yaralı olan arkadaşımız var. Hayatını kaybeden kardeşimize, şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralı olanlara da acil şifa diliyorum. Bütün söylemler ‘şehit’ olarak geçiyor. Ancak onlar devletin şehitlikle ilgili ne maaşlarından, ne sosyal haklarından ne de Şehitlik Kanunu’ndan yararlanabiliyorlar. İnfaz koruma memurları dahil olmak üzere bütün şehitlerimizin ailelerinin devletimiz tarafından desteklenmesini talep ediyoruz.

HER GÜN İKTİDARI UYARIYORUM

Yaz geldi. Kendi hesabımdan ‘artık yangınlar için tedbir alın, uçak aldınız mı’ diye her gün bu iktidarı uyarıyorum. Geçen temmuz ayında Manavgat’ta başlayan orman yangını tam iki hafta sürdü. Üç insanımız hayatını kaybetti, 7 bine yakın hayvan telef oldu, onlarca insan yaralandı; binlerce dönüm tarla, bahçe, sera yandı ve 127 bin hektarlık orman alan kül oldu, tahmini ekonomik kayıp 2 milyar lira civarında. Türk Hava Kurumu’nun 7 yangın söndürme uçağının havalanabilmesi için 5 milyon dolar gerekiyor, yani 75 milyon lira. THK uçaklarının üst modeli CL-415’in fiyatı 30-35 milyon dolar civarında. Bugünkü kur hesabıyla bile zarar düşünüldüğünde, 5 uçak eder. Bizim kaybettiğimiz ormanları, canlıları; parayla telafi etmek mümkün değil. Ama Türkiye eğer bu zarara uğramamış olsaydı bile beş tane uçak satın alabilirdi. Bunun için bir şey yaptık mı hala bilen var mı? Uçaklar alındı mı? Cumhurbaşkanı 13 uçağına binip seyahat etmeye devam ediyor. Türkiye yangınlarla karşı karşıya kaldığında onları söndürmek ile ilgili tek bir uçak dahi alınmadı. Yangın söndürme uçaklarının bir an önce alınmasını talep ediyoruz.

EMEKLİNİN YAŞAM HAKKI HİÇE SAYILIYOR

Önemli bir olay oldu. AKP iktidarında yönetim kurulunda olan AKP’nin yandaşları biraz sıkıntıya düşmüşler. Türk Hava Yolları’nda huzur hakkı üç kat artırarak 8 bin 500 liradan 25 bine çıkmış. Emeklinin yaşam hakkı hiçe sayılıyor. Türk Hava Yolları zam için ‘günün koşullarına uygun noktaya taşıdık’ diyor. AKP iktidarı tam bu anlattığımız bakış açısıyla bakıyor vatandaşına. Diyor ki ‘yönetim kurulundaki yandaşlarımın huzur hakkını 25 bine çıkarıyorum ama emeklinin ikramiyesine hiç dokunmuyorum.’ Emeklinin bayram ikramiyesi ile ilgili bugün tüm emeklilerin kulağı bugün TBMM’de AKP Grup toplantısındaydı. Orada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emekliler için bir müjde verilecek diye bekleniyordu. Hani huzur hakkını 25 bine çıkaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politika anlayışı emekliler için de en az asgari ücret düzeyinde emekli ikramiyesi almalarını müjde olarak açıklar diye bekleniyordu. Oldu mu? Hayır. Kendisinin atadığı bürokratları, çevresinde onu saran kamu ihalelerine giren yandaşlarını korumak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama emekliler ile ilgili en ufak bir şey yapmıyor. Millete kulaklarını tıkamış durumdalar.

EKONOMİMİZ 170 MİLYON DOLAR KÜÇÜLDÜ

Erdoğan, saraya çıkarken ne demişti? ‘2023’te Türkiye ekonomisi ilk 10 ekonomiden biri olacak’ demişti. 2023’e 23. sıradan gireceğiz. İlk 20 arasındaki yerimizi 2021’de kaybettik. 21. sıraya düştük. Yani Erdoğan’ın söyledikleri 2021’de artık geçersiz oldu. 2022’de iki sıra geriledik. Nüfusu 25 milyon bile olmayan Tayvan, 40 milyonu bulmayan Polonya ekonomisi 85 milyonluk Türkiye’yi geçtiler. Tayyip Erdoğan ve çevresi halka büyüme masalları anlatırken, ekonomimiz tam 170 milyon dolar maalesef küçüldü. Gerçekler bunlar, yalanları Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı söylemeye devam ediyorlar. Saraya çıktığından bu yana enflasyon katlandı, gerçek bu; faiz katlandı, devletin borcu üçe katlandı. Vatandaşın bankalara borcu ikiye katlandı. Bir trilyon lira, milletimizin bankalara olan borcu var. Çünkü vatandaşın cebinde para yok. Para, vatandaşa değil yandaşlara aktarılıyor. 23 buçuk milyon insanımız icra kapılarında sürünüyor. Çare biziz, üretim, sarayı değil milleti düşünmek, çiftçiye destek olmak, esnafa destek olmak, çare fabrika açmak, bereketli topraklarımızı üretimle bereketlendirmek, Türkiye’ye yüzlerini döndüren gençlerimize destek olmak. Çare, ekonomiyi büyütmek. Çare, demokrasi; çare adalet. Biz bunu yapacağız. Millet İttifakı olarak yapacağız. Hazırlıklarımız tamam. İktidar olduğumuzda, milletimize verdiğimiz sözleri tek tek yerlerine getireceğiz.

BİZ BİR ÜLKE NÜFUSU KADAR BİR NÜFUSU SIĞINMACI OLARAK KABUL ETTİK

Sığınmacılar ile ilgili kafaları çok karışık. On yılda geldiğimiz nokta sığınmacılarda şudur: Türkiye’nin yaklaşık 8 milyon, dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke. Sığınmacı sorununu Türkiye’nin başına saran, kontrolsüzce bu noktaya ulaşmasına neden olan AKP iktidarının; göçmenlerle ilgili tek bir politikası dahi yok. Soylu konuşuyor ya gerçekleri söylemiyor. Erdoğan konuşuyor, gerçekleri söylemiyor. Kafaları karışık ne yapacaklarını bilmiyorlar. Türkiye’nin başına bir belayı sardılar. Bunu nasıl halledeceklerini bilmiyorlar. Bunu bilen Türkiye’de, CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Açıklıyor ve söylüyor. Erdoğan, anket ibresine göre hala söylem belirleme derdinde. Bir ayda bize iki tane istikamet gösterdi. Demokratik tablo değişiyor, hala sözde insan yakalama peşindeler. Bir hareket, yol haritası kendilerinde kesinlikle mevcut değil. Politikaları yok. Mesele şu: Cumhuriyet tarihi boyunca, 1923’ten 2011’e kadar; Türkiye’ye gelen mülteci sayısı iki milyon. Son 10 yılda bunun tam üç katı artış olmuş. Neden? Tayyip Erdoğan böyle istedi diye. 8 milyon nüfusa ulaşamayan dünyada o kadar çok ülke var ki. Biz bir ülke nüfusu kadar bir nüfusu aldık, sığınmacı olarak Türkiye’ye kabul ettik. Avrupa bunu asla istemedi, Avrupa kapılarını kapattı, onlar kontrollü olarak bu işi yaptılar, bize dediler ki ‘bu mülteciler sizde olsun şu kadar para vereceğiz.’ Parayı çok seven AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan, bunu kabul etti ve şimdi Türkiye bu çıkmazın içinde. Bunun çaresi burada bulunan göçmenlerin kendi rızalarıyla ülkelerine dönecek diplomatik, doğru girişimleri yapmak. O ülke ile diplomatik bağlarımızı güçlendirmek. İsrail ile görüşüyorsun, İsrail Filistin’e saldırıyor; kendi politikanı hala belirleyemedin, yüzün İsrail’e mi dönük, Filistin’e mi dönük? Kendi durumuna göre, rantına, parana, dolarına göre hareket ediyorsun ama Esat’la görüşmüyorsun. Hala orada askerlerimizin durumu belli değil, hala orada politik bir girişim yok, diplomasi yok. Bunu kim yapacak? CHP yapacak. Doğru olanı yapacak. Yaşamları ile ilgili hakları ile ilgili garanti alınarak.

ANLAŞILIYOR Kİ AKP İKTİDARI YURT DIŞINDAKİ KAMU BANKALARINI DA YANDAŞLARINA KIYAK ÇEKMEK İÇİN KULLANMIŞ

Alman Hükümeti, Ziraat Bankası’na kayyum atadı. Almanya Mali Denetim Otoritesi, bizdeki BDDK; bir süredir denetlediği Almanya’daki Ziraat Bankası International A.G.’ye kayyum atadığını açıkladı. Bir Türk bankasına, Almanya’daki bizim BDDK’ya eşdeğer kurum kayyum atadığını açıkladı. ‘Ticari işlemlerde ve kredilerde usulsüzlükler.’ Kara para ile mücadelede etkin bir çalışma yapılması için de böyle bir adım atıldığını söylüyor, Almanya. Bu iktidarın, usulsüz işlemleri ile ilgili TBMM’de kaç araştırma önergesi vermişizdir. Kaç kanun teklifi getirmişizdir, Sayıştay’ın devreye girmesi için. Man Adası davasında bile Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınlarının nasıl vergi kaçırdıklarını kaç defa söylemiştir CHP? Karar, Almanya’da; 11 Şubat 2022’de alındı. Kayyum ataması 4 Nisan 2022’de gerçekleşti. Resmi açıklama 19 Nisan’da yapıldı. Hem Türkiye’nin, hem de devletin en büyük bankası olan Ziraat Bankası’ndan tek bir ses var mı? Hayır yok. Peki, bunun Türkiye ile ilgili ne kadar itibar sarsıcı olduğunu biliyorlar mı? Biliyorlar. Ne yaptıklarını bildikleri için sesleri çıkmıyor. Ziraat Bankası’nın bağlı olduğu Türkiye Varlık Fonu’nda, Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da tek bir kelime yok. Anlaşılıyor ki AKP iktidarı, sadece Türkiye’deki kamu bankalarının değil yurt dışındaki kamu banklarını da yandaşlarına kıyak çekmek için kullanmış. Bunların hepsinin çaresi var. Türkiye’yi hukuk ve adalet içinde yönetmektir. Bunun çaresi var, Türkiye’de üretimi geliştirmektir, adaleti tesis etmektir. Demokrasiyi bir daha inşa etmektir. Çaresi laik, demokratik, parlamenter sistemdir.”

Özkoç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

AKP’Lİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Altı artı birli masanın tek derdi birbirlerine gol atmak, ayar vermek ve laf yetiştirmektir” ifadelerinin sorulması üzerine Özkoç, şunları söyledi:

“AKP iktidarı ve Erdoğan, Türkiye’yi bir yoksulluğa bir açlığa terk ettiklerinin farkındalar. Kendi belediye başkanları bile ekmekle ilgili, ancak dünya savaşlarında ya da uluslararası savaşta görülebilecek bir manzaradır; kupon dağıtma noktasına gelmişlerdir. Konuşan kendi milletvekilleri dahi olsa, kendi partilerinden onları ihraç ediyorlar. AKP iktidarı ülkeyi düşürdükleri durumu değil; altılı ittifakın millet için yürüdükleri yolda başarıya ulaşırlarsa kendi koltuklarını kaybetmekten korkuyor. O yüzden; içlerindeki öfke ve niyet kelimelere dökülüyor. Onlar istiyor ki altılı masa birbirine düşsün. Birbirine düşen Cumhur İttifakı’nın içindekilerdir. Birlikte yola çıktıkları arkadaşlar, artık o yolda Recep Tayyip Erdoğan ile yürümek istemiyorlar. Beraber yol arkadaşlığı yapmak istemiyorlar. Milletvekilleri dahi artık seslerini çıkartarak, ‘bu haksızlığa karşı durun’ diyor. İşte bunlar onları paniğe sürüklüyor. Ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz milletimiz için Millet İttifakı ile yürüyüşümüze devam edeceğiz ve aldığımız sonuç milletimizin ileride yaşayacağı demokratik, özgür, adaletli bir Türkiye’nin yolunu açacaktır”

 

Mülteci, sığınmacı ve göçmen sayıları! İşte Türkiye’nin tartıştığı en büyük sorun hakkında tüm gerçekler