Sinan Ateş cinayetine ilişkin dava süreci devam ederken TELE1 programcısı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar cinayetteki 4 gölgeyi yazdı.
Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş Ankara’nın göbeğinde öldürülmesine ilişkin dava sürerken TELE1 programcısı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar’dan dikkatt çeken bir yazdı geldi.
Cinayetteki ‘4 gölge’yi dinciler, ırkçılar, emperyalistler, güçlerini dinden ve gelenekten alan toprak ağaları ve sağcı politikacılar olarak açıklayan Kongar’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan yazısı şöyle:
“Türkiye bugünlere siyasal cinayetlerle getirildi.
Bu cinayetlerin arkasında Demokratik Rejim’e, Cumhuriyete, Atatürk’e karşı olan, dörtlü bir ittifak vardır:
1) Dinciler:
Din Devleti kurmak isteyen, kafa kesen, ciğer söken 'Şeriatçılar'.
Bu “Dincileri” Dindarlarla, Mutekit ve Mümin Müslümanlarla veya Hıristiyan Demokratlarla karıştırmamak gerek.
Bunlar şiddete ve korkuya dayalı terörist yöntemler kullanırlar.
Esas olarak Demokratik Rejim’e karşıdırlar.
Dünyayı, kendi anladıkları biçimde, şeriata göre yönetmek isterler.
Şiddet ve korku yaymak için, işledikleri cinayetleri kayda alır, övünerek, etkilemek istedikleri toplumlarda yayımlarlar.
Bir dini, bir mezhebi, kendi yorumladıkları farklı bir biçimde çok katı olarak savunur, egemenlik haklarını Allah’tan, Tanrı’dan aldıklarını iddia eder ve kendilerine boyun eğmeyenleri, kendi katı kurallarına uymayanları, katlederler.
Başta kadın hakları olmak kaydıyla, bütün insan haklarına karşıdırlar; sadece kendi egemenliklerini destekleyen çağ gerisi bazı ilke ve uygulamaları savunurlar.
Bunların bazı destekçileri ve uzantıları, Türkiye’de daha yumuşak tarikatlar olarak örgütlenmişlerdir.
2) Irkçılar:
Siyaseti, sadece kendi kimliklerini dayadıkları ırk adına yapanlar ve kendi ırklarından başka ırkları aşağılık gören, 'Ayrılıkçılar'.
Bunları da kendi ırklarını, milliyetlerini benimseyen ama kimliklerini, eşitlikçi ve demokratik bir biçimde savunan ve bulundukları ülkenin eşit vatandaşlık haklarından yararlanan yurttaşlarla karıştırmamak, herhangi bir kişiyi, ait olduğu ırk nedeniyle suçlamamak, kınamamak gerekir.
Bunlar kendi ırklarını öteki ırklardan üstün gören, başka ırkları küçümseyen faşistlerdir.
En önemli özellikleri, eşitlikçi olmamaları ve ayrılıkçı olmalarıdır.
3) Emperyalistler:
Bunlar da Batı Emperyalistleri ve Arap Kültür Emperyalistleri olarak ikiye ayrılırlar.
Tarihsel olarak, Arap Emperyalizmi, Osmanlılara karşı, Batı Emperyalizmi liderliğinde güçlendirilmiştir.
Arap emperyalizmi din, mezhep ve dil üzerinden gücünü ve yayılmacılığını sürdürmektedir.
Batı Emperyalizmi ise yendiği, çökerttiği ve işgal ettiği Osmanlı’nın yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni hazmedememiş ve kabullenememiştir.
Ülkenin içindeki her türlü bölünmeden, kavgadan, AntiDemokratik oluşumdan medet umarlar.
Soğuk Savaş sırasında, DinciIrkçı çizgideki örgütlenmeler ve operasyonlarla, ülkedeki bütün Demokrat, Sol, Atatürkçü, Laik, Çağdaş birikimleri yok etmişlerdir.
4) Güçlerini dinden ve gelenekten alan Toprak Ağaları ve Sağcı Politikacılar:
Osmanlı’dan beri gelen, Şeyhlik, Şıhlık iddiaları da olan, mülkiyetinde birçok köy bulunan aşiret reisleri ve onlara bağlı olan köylü nüfustur.
Bunlar Çok Partili Dönem’e geçildiğinde hem CHP hem de DP içinde sandalye (söz) sahibi olarak sistem içinde belirleyici rol oynamışlardır.
***
Bu Dörtlü İttifak, 1960- 1965 arası beş yıl ve 1980 öncesi Ecevit dönemleri olan 1+2=3 yıl olmak üzere sekiz yıl dışında, 1950’den beri ülkeyi yönetmektedir.
Bugün toplum hangi noktadaysa, hangi sorunlarla karşı karşıya ise bunların sorumlusu doğrudan doğruya bir Dörtlü Sağ İttifak ve Sağ Siyaset’tir!
Sinan Ateş Cinayeti de bu sürecin tepe noktalarından biridir.
Keşke iktidar, bu Cinayet’in aydınlatılmasını, yani adaletin yerini bulmasını, 'Cumhur İttifakı’nda açılacak bir gedik' olarak görmese!
Ama davanın eksiklerle dolu iddianamesi, içinde politikacıların da bulunduğu 17 kişinin dosyasının ayrılmış bulunması ve bugünkü duruşmadaki ifadeler, Cinayet üzerindeki gölgenin kalkabileceği konusunda pek umut vermiyor!”