Emekli komutan açıkladı: Gara yerine Barzaniler’e gidilseydi 13 kişi geri gelirdi

Yayın tarihi: 24 Şubat 2021 Çarşamba 7:56 am - Güncelleme: 24 Şubat 2021 Çarşamba 7:56 am

Saygı Öztürk bugün Gara operasyonu hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Eski bir özel harekatçıyla görüşen Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün “Gara operasyonuna farklı bakış” başlıklı yazısı şu şekilde:

Türk Silahlı Kuvvetleri, en zor koşullarda bile kendisine verilen görevi canı pahasına yerine getirir. Ama bazı operasyonlar vardır, bunları yapacak olan timler daha farklı eğitimlerden geçirilir. “Durum ve şartlar ne olursa olsun teslim ve esarete düşmek düşünülemez.” Yani, şehit olmak esastır.

Kurtarma operasyonuna gönderilen ekiplere “Şu gün operasyonu yapın, ben o gün partimin grup toplantısında müjde vereceğim” denilmez. Bu işler zamana bağlı değil. Belki aylar süren çalışmayı gerektirir. Uçağın, helikopterin hangi saatte kaldırılacağına bile tim komutanı karar verir.

VERİLİR VE UNUTULUR

Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi, jandarmanın bünyesinde Jandarma Özel Arama Kurtarma (JÖAK) timleri, Emniyetin bünyesinde rehine kurtarmak amacıyla özel yetiştirilmiş timler de bulunuyor. Bunların rehine kurtarmada ortak çalışma yapması doğru mu? Bunu eski bir özel harekatçıya sordum. Şunları söyledi:

“Bildiğim kadarıyla Kuzey Irak’ın Gara bölgesinde operasyonu karma kuvvetlere yaptırdılar. Çok yanlış. Bu operasyonu iki tim çok rahatlıkla yapar. Daha fazla adama gerek yok. İkincisi, time, ‘Git, becer, gel’ der ve görev verirsiniz. Verdiğiniz görevi de unutursunuz. Timde bulunanlar dışında konunun ne olduğunu kimsenin bilmemesi gerekir.

TİM GÖMÜLÜR

Tim gider, gömülür kalır. Yani ortada görünmez. İnsansız hava araçlarıyla, haber elemanlarıyla, kendi imkanlarıyla bilgi toplanır. Operasyonun ne zaman yapılacağına Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı değil, görev verilmiş olan tim komutanı karar verir. Tim komutanı bekler ve zamanı geldiğinde operasyonu yapar, rehineleri alır gelir. Tabii bunun çok zor bir operasyon olacağını timde bulunanlar da bilir. Bana göre, iki timden fazla adam gönderildiyse, başarısızlığı kabul etmiş demeksiniz. Tim komutanı, hapishane gibi yere baskın yapacaksa, orada zincirlerin, tuzakların, kilitlerin, demir kapıların olduğunu da bilir. İçeriyle ilgili yüzde yüz bilgi alındıktan sonra oraya girilir. Uçağın, helikopterin, araçların ne zaman hareket edeceği konusunda da tim komutanının emri beklenir. Eğer, rehineler sağ gelmezse, hesabı o tim komutanından sorulur. Sistem bu. Gara’da ise bu sisteme tam uyulmadığı anlaşılıyor.”

YÜZDE 1 OLASILIK

1999 yılında, Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı bünyesinde JÖAK kurulmuştu. O birlikte, daha önce Kuzey Irak’ta tim komutanlığı yapan komutanı dinliyorum:

“Özel operasyonlar yapmak, JÖAK’ın asli görevlerindendir. Bu amaçla özel operasyon taburlarımız vardı. Bölgeyi bilen bir komutan olarak Gara operasyonunda rehineleri sağ kurtarmak ihtimalinin yüzde 1-5 bile olmadığı görüşündeyim. Teröristler, rehineleri sağ olarak teslim etmemeleri konusunda emir almışlardır.

Rehineleri sağ olarak almanın tek yolu: Mesut ve Neçirvan Barzanilere ‘Rehinelerimizi en geç bir hafta içerisinde Silopi’de veya Erbil’de bize teslim edeceksiniz. Aksi takdirde bunun sonuçlarının ağır olacağı’ söylenmeliydi. Barzaniler, rahatlıkla bu işi yapardı. Kandil, Barzanilerin isteklerini reddedemez, aksi takdirde Irak’ın kuzeyinde de Kandil’de de, Gara’da da yaşayamaz.

Bu işi halen Irak’ta bulunan irtibat personellerimiz bile rahatlıkla yapabilirdi. Ben, Duhok’da, onlardan bir çavuşumuzu böyle teslim almıştım. Bu yöntem neden uygulanmadı anlayamıyorum. Irak ve dolayısıyla özellikle de Barzaniler’in Türkiye’nin hoşgörüsü olmazsa yaşayamayacağı bir gerçektir.”

FARKLI OPERASYON

Rehine kurtarma operasyonları konusunda timlerimizin son derece eğitimli, başarılı olduğu bilinir. Zor bir bölgede, dar bir oyuktan girilebilen mağarada rehine kurtarmanın zorluğunu tahmin edebilirsiniz. Yani, bir evden rehine kurtarmaya benzemez. Orada kapıdan, pencereden, balkondan girebilirsiniz, duvarı patlatıp dalarsınız.

Bölücü terör örgütü PKK’nın 5-6 yıldır rehin tuttuğu 13 asker ve polisimizi kurtaramadık. Ama onları kurtarmak için Devletin yıllardır çabası olduğunu da, sonuçta riskli bir operasyona karar verdiğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Operasyonu yapan tim orada şehit olabileceğini de biliyor. Operasyon sonucu açıklanana kadar, bölücü terör örgütünün elinde tuttuğu vatandaşlarımızı şehit edeceği beklenmeliydi. Ama, aileler bir gün onların sağ-salim evlerine döneceğini hep umutla bekliyordu. Bir şehit babasıyla konuştum. Şunları anlattı:

“Evet, evladım ellerindeydi. Ama öldürülebileceği hiç aklımdan geçmiyordu. Nasıl olsa bir gün kurtarılacağını biliyordum. Şehit edildiklerine inanamıyorum. Şu günlerde tartışma programlarında olayı farklı yönlere çekiyorlar. Bu durum da bizleri üzüyor.”

TSK’da, her harekat sonucunda bir rapor düzenlenir. Hata yapıldıysa bunlar ortaya konulur ve ceride de yer alır. Bu operasyon da kuşkusuz değerlendirilecek ve ders çıkarılacaktır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.