Haber

'Emekli bütçeye yük' diyen Erdoğan'a İmamoğlu'ndan mülteci hatırlatması

Gaziosmanpaşa'da konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, emekliye 'bütçe yok' diyen AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mülteciler için harcadığını söylediği parayı hatırlattı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Gaziosmanpaşa'da halkla buluştu. İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: -Aileme nasıl bakıyorsam bu şehrin çocuklarına, kadınlarına, bu şehrin yuvalarına da öyle bakıyorum. Hiçbirini birbirinden ayırt etmiyorum. -Hiçbir zaman bize oy vermezseniz gününüzü görürsünüz kimseye demedik. Biz meseleyi sadece oy veren vermeyen meselesine asla indirgemedik. Açıkça söyleyeyim ben Ekrem olarak böyle bir ayrımcılığı yapamam ki. Ben öyle bir ailede büyüdüm ki; rahmetli dedem Adalet Partiliydi, bir kardeşim Milli Selamet Partiliydi, amcam Milliyetçi Hareket Partiliydi, babam Anavatan Partisi'nde siyaset yaptı. Anneanne tarafım, deden tarafım, bütün dayılarım Cumhuriyet Halk Partiliydi. Ben böyle bir ailede büyüdüm. Vallahi benim ailemde kimse birbirine 'vatan haini' demedi. Gül gibi geçindiğimiz o günlerden bugünlere geldik. Bugünün iktidarı 'senden benden olanlar'a evrildi.

"BU MİLLETE SIKINTI ÇEKTİRİRSİN AMA ENİNDE SONUNDA SANA GÜNÜNÜ GÖSTERİR"

-Bu millete sıkıntı çektirirsin ama eninde sonunda bu millet sana gününü gösterir kardeşim. -Bugün en fazla aklıma gelen şey emeklilerle ilgili sıkıntılar. Emekli kim? Emekli benim babam, amcam, teyzem. Buradaki büyüklerimiz, amcalarımız, teyzelerimiz, ablalarımız, ağabeylerimiz. Peki onlar ne yaptı? Farklı alanlarda ülkesine milletine hizmet etti. Farklı alanlarda helal,nden ekmeğini evine getirip çoluğunu çocuğunu yetiştirdi. Peki bugün yaş almış ağabeylerim, ablalarım 2-3 lira ucuz diye Halk Ekmek'te kuyruğa giriyor mu? Ağabeylerim, ablalarım Kent Lokantaları önünde kuyruğa giriyorlar mı? Eskiden paranın değeri vardı diyorlar. Eskiden paranın değeri vardı. Emekli primiyle ev aldıkları hikayelerini anlatıyorlar. Araba alırlardı, araba. Onlar anlatıyorlar. Bugün düştükleri duruma isyan ediyorlar. Ne yazık ki bu hükümet 16 milyon emeklimize bakın buradan söylüyorum 16 milyon emeklimize Cumhuriyet tarihinin en büyük zulmünü çektiriyor. Bu kadar net. Türkiye'de yaşam bu güzel memlekette yaşam ne yazık ki emeklilerimize cehennem oldu. Bakın, oysa emeklilerimizde hem umut vardı öyle değil mi? Onlar şöyle düşünüyorlardı; 'seçim yakın yine bu hükümet bir şey düşünür, bir şeyler verir' derdi. Öyle düşünmüş olabilirler ama umut dün yandı bitti kül oldu.

"EMEKLİYE SIRTINIZI DÖNÜYORSUNUZ"

Dün ne dedi sayın cumhurbaşkanı? 'Birileri emekli maaşına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen zam isteyerek emeklilerimizi tahrik ediyor' dedi. 10 bin lira maaşla emekli bu ülkede yaşayabilir mi? Emekli herhangi bir şehrinde bu ülkenin yaşayabilir mi? Yahu emekli 'perişanız, bize yardımcı ol' diyor. Bu insanlar senden medet umuyor. Siz ise emekliye sırtınızı dönüyorsunuz. Emekli meselesini, ekonomi meselesini sözüm ona unutturacaklar, enflasyonu unutturacaklar, geçinemeyen insanlarımızın ekonomik sıkıntılarını unutturacaklar, eğitimle ilgili probleri unutturacaklar ondan sonra da dönecekler 'benden değilsen bitarafsın, benden değilsen teröristsin, osun, busun diyecekler; bu millet de yiyecek! Yemez kardeşim, yemez.

MÜLTECİ HATIRLATMASI

Diyor ki; 'Eğer emekliye 7 bin lira verirsem 1.4 trilyon, 10 bin lira verirsem 1.9 trilyon yük gelir' diyor. Doğru, peki ben size bütçeye gelen yükle ilgili bir hatırlatma yapayım. Kaç yıl önce hatırlayın bakın, 'mültecilere 40 milyar dolar harcadım' dedi mi? O yük olmadı, o günden bugüne de dört yıl geçti. Dört yılda daha ne kadar harcadı onu da bilmiyoruz. Bütçeye o kadar yük olan şey var ki. Sarayını mı söylesem, başka şeyleri mi söylesem... Onlara girmeyeceğim. Onlar işin bu kötü sayfasını, siyasetin kirli sayfalarını açmaya çalıştıkça ben bu kötü yönettikleri ülkenin ekonomisini, ülkenin eğitimini, mülteci sorununu suratlarına vurmaya devam edeceğim.

"HER MEYDANDA SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİM"

-'Seçimde oy almak için her şey mübahtır' diyen aklın bu topraklardan sökülüp atılması lazım. Bu hükümetin ettiği tarihi laflardan birini her meydanda hatırlatacağım. 'Anne Kart' vereceğim dediğimde ne dedi meydanlarda; 'Kimin parasını kime veriyorsun?' dediler. Bunu her meydanda söyleyeceğim. Milletin parasını millete veriyoruz kardeşim. Zihniyeti öyle bir yere evrildi ki, İstanbul kendisinin zannediyor, bu memleket onun zannediyor. Bütçedeki paralar bile onun zannediyor. Allahım ne diyeyim?

"TEHDİT EDİYOR, MİLLETİNDEN KORKUYOR"

-Vatandaşına diyor ya; 'belediyeye bana vermezsen hizmet gelmez' diyor. Hatay'da dedi, Ordu'da dedi. Şimdi İstanbul'da demeye başladı ama sizi tehdit ediyor ya; o tehdit neden biliyor musunuz? Sizden korkuyor. Milletinden korkuyor. -Ben her gittiğim ilçede hizmeti oradan esirgemedim, ilçe belediye başkanlarıyla birlikte çalıştım. Niye biliyor musunuz? Ben demokrasiyte inancı tam olan bir Türk genciyim de ondan. Demokrasi sandık kardeşim. -Birkaç gün önce sayın cumhurbaşkanı engellediklerini dile getirdiler, hiç umursamadık işimize baktık. 'Bu senin işin değil' dediler, işimiz kabul ettik yaptık. 'Kimin parasını kime veriyorsun' dediler, milletin parasını millete verdik. Bizi belki yıldırmaya çalıştılar ama yıldıramazlar. Bu kardeşiniz yılmaz, bu kardeşiniz, bu hemşehriniz kararlı. Akılcı ve kararlı, sizi mahçup etmeyecek. Şunu söyleyeyim; hani şairin var ya güzel sözü, 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' ben yılmam, yıldırırım."