Eğitim İş Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) okullara gönderilen ödeneklerin yetersiz olduğunu yayınladıkları basın açıklamasıyla belirtti.

Eğitim İş İstanbul 3 Nolu Şube MEB'in okullara gönderdiği 117 bin liralık ödeneğin az olduğunu hatta bu ödeneğin bazı okullara da gönderilmediğini ifade eden bir basın açıklaması yayınladı.

Yayınlanan açıklama şöyle:

Depremzedelerden madencilere ahde vefa desteği: Onlar olmasa o cehennemden çıkamazdık! Depremzedelerden madencilere ahde vefa desteği: Onlar olmasa o cehennemden çıkamazdık!

"Olası bir şikayet durumunda başlatılacak denetlemede yaz aylarında okul hesabına giren miktarların kayıt ücreti olması dışında bir açıklamasının olmayacağını ve bu durumdan ötürü ceza alabileceğini düşünen pek çok okul idaresi bağış adı altındaki kayıt ücretlerini makbuz kesmeden elden alıyorlar. Elden alınan ve makbuz kesilmeyen bu zorunlu bağışların denetlenebilirliği ise maalesef mümkün görünmüyor. Bakanlığın talimatına uyarak kayıt döneminde tek kuruş bağış (kayıt ücreti) talep etmeyen okul idarelerini çok zor günler beklerken karşılaşacakları maddi zorlukları öngörebilen bazı idareler ise kayıtlarda herhangi bir ücret alınmaması konusunda sık sık uyarı yapan Bakanlığa kulak asmayarak velilerinden para talebine mecbur kaldıkları konusunda savunmalar yapıyorlar.

Yaz boyunca hiçbir okulun boyama işini ya da tadilat işini yapmayan, bunun için bir bütçe ya da insan gücü temin etmeyen Milli Eğitim okulları açılmasına bir aydan kısa süre kalmışken temizlik ve kırtasiye ödeneği adı altında asla ihtiyacı karşılamaya yetmeyecek bir miktarı okul hesaplarına yatırdı.

Örneğin İstanbul’da 1000’den fazla öğrencisi olan bir okula gönderilen temizlik ve kırtasiye ödeneğinin toplamı yalnızca 117.000 lira . Yani öğrenci başına 117 liralık bir temizlik ve kırtasiye ödeneği söz konusu. Öğrenci başına çok daha az ücret alan okullar var ve bu bütçenin dağıtımında da okullar arası bir adaletten ya da bir sistemden bahsetmek imkansız. 1000 öğrencinin günlük 6 – 7 saat geçirdiği sınıfın, koridorların tuvalet ve lavaboların temizlenme sıklığı ve bunun için gerekli malzemeyi düşündüğünüzde bahsedilen ödeneği yalnızca birkaç aylık ihtiyacı karşılayacağını öngörmek zor değil.

Önceki yıllarda İşkur tarafından 9 aylığına okullara gönderilen temizlik personellerinin yaz aylarında çalışmadığını ve hatta 9 Eylül’de okulların açılmış olmasına rağmen temizlik personellerinin halen işbaşı yaptırılmadığını düşündüğünüzde velilerin çocuklarına okulda tuvaletleri kullanmaması gerektiği tavsiyesini anlayışla karşılamanız gerekir.

İşkur tarafından okullara görevlendirilen personeller için bu dönem yeni bir uygulamaya geçildiği, 5 gün yerine 3 gün üzerinden ücret ödenecek personellere azami ödenecek tutarın 8 – 9 bin aralığında olacağı da göz önünde bulundurulduğunda asgari ücretin yarısı kadar olan bir maaş için çalışacak personel bulmanın imkansızlığı, bu dönem okullarda en ciddi sorunun personel ve dolayısıyla temizlik ve güvenlik sorunu olduğunu net bir biçimde ortaya koyuyor.

Yeni Müfredat ve ÖMK gündemi ile başlayan 2024/2025 eğitim öğretim yılı ne okul idareleri ne öğretmeler ne de veliler için bir umut vadediyor. Öğrenciler ise kısıtlı imkanlar ve yapboz tahtasına dönen eğitim sisteminde sadece birer figür olmanın ötesine geçemiyor. “Eğitimde feda edilebilecek tek bir fert yoktur.” diyen başöğretmenin ülkesinde, bütçeden aldığı payı her geçen yıl azalan, uzun süreli işler ve bilimsel bir sistem oturtulamayan, öğretmenleri mutsuz ve umutsuz, okulları korumasız bir sistemle bu ülkenin evlatlarına “mış” gibi yapılıyor. Okullarımız temizmiş gibi, öğretmenler mutluymuş gibi, eğitim sistemi laikmiş gibi, bilime önem veriliyormuş gibi, Cemaat ve tarikatlar STK’ymış gibi.

Ve belki de en önemlisi çocuğu, yeğeni, torunu mutlaka bir yakını bu eğitim sisteminde olan koca bir halk eğitimi çok önemsiyormuş gibi…"

Kaynak: TELE1