Dünya Sağlık Örgütü: Suriye’de koleradan 23 kişi öldü

Yayın tarihi: 23 Eylül 2022 Cuma 7:45 pm - Güncelleme: 23 Eylül 2022 Cuma 7:45 pm

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kolera salgınının baş gösterdiği Suriye’de 253 kişinin enfekte olduğunu ve 23 kişinin öldüğünü bildirdi. Salgın sebebiyle Türkiye, sınır kapılarındaki önlemleri artırdı. 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Fadela Chaib, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisindeki düzenlediği haftalık basın toplantısında, Suriye’deki kolera salgınına dair son durumu değerlendirdi.

Chaib, koleranın Suriye’de Halep, Haseke, Deyrizor, Lazkiye, Şam ve Humus’ta etkili olduğunu belirterek, 20 Eylül itibarıyla ülke genelinde 253 vaka ve kolera nedeniyle 23 can kaybı görüldüğünü kaydetti.

DSÖ’nün kolerayla mücadele kapsamında Dubai hükümetinin yardımıyla bölgeye ilaç ve ekipman yardımında bulunduğu bilgisini paylaşan Chaib, şimdiye kadar yollanan ekipman ve ilaçla tedavinin sürdüğünü aktardı.

Chaib, kolera mikrobunun çoğunlukla işlenmemiş kaynaklardan alınan sular ve kirli suyla sulanan sebzelerden yayıldığını söyledi.

 

“ÖNLEMLER ARTIRILDI”

Kolera salgını üzerine Türkiye sınırında da önlemler artırıldı. Gaziantep Valisi Davut Gül, şu ana kadar ulaşan bir salgın bilgisi olmadığını ifade ederek şunları söylemişti:

“Salgın nedeniyle Suriye tarafında olası vakalar için karantina merkezleri oluşturma kararı alındı. Şu ana kadar yalnız Cerablus bölgesinde şüpheli bir vakaya rastlanmış. Onun test sonucu da negatif çıkmış. Sınır kapılarında önlemler artırıldı. Gelenlerin ateş ölçümü gibi, hastalığın belirgin belirtileri konusunda arkadaşlarımız daha kapsamlı tedbirlerle kontrolü sağlanacak. Şüpheliler derhal kontrol altına alınacak. Özellikle çadır kentlerde sağlık ve hijyen çalışmaları artırılacak, hastanelerde kolera servisleri açılarak, çadır kentlerde sahra noktaları kurulacak.”

Suriye’de kolera salgını! Sınır kapılarında önlemler artırıldı

KOLERA NEDİR?

Kolera, Vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olan, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır. Kolera, kalabalık ortamlarda yaşayan savaş, yoksulluk ve doğal afetlerden etkilenen topluluklarda kolayca yayılıp ölümlere yol açabilmektedir.

Koleranın su ve kişisel hijyenin yetersiz olduğu yerde görülme olasılığı daha fazladır. Başta su hijyeninin yetersiz olduğu toplumlar olmak üzere, göçmenler ve yerleşik düzeni olmayan nüfus gruplarında kamp hayatının olduğu bölgelerde, ayrıca kanalizasyon sisteminin içme ve kullanma sularına karıştığı aşırı yağmur, sel, deprem gibi doğal afetlerden sonra görülme riski yüksektir. Risk altındaki toplumun yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve halkın eğitimi, hastalığın önlenmesinde esastır.

NASIL BULAŞIR?

Kolera, enfeksiyon oluşturabilecek miktardaki kolera etkeninin ağızdan alınmasıyla bulaşır. Enfeksiyon genellikle dışkı karışmış sular aracılığı ile bulaşmaktadır. Bulaşma, bu suyun doğrudan içilmesiyle ya da bulaştığı yiyeceklerin yenmesi ile gerçekleşir. Hastalık bulaşmış kişilerin kirli elleriyle temas eden yiyecekler de hastalığı bulaştırabilir. Koleranın direk temas ile (örn: tokalaşma, dokunma ya da hasta bir kişiye tedavi ederken) insandan insan geçişi gözlenmemiştir. Kuluçka süresi, birkaç saatten, beş güne kadar uzayabilir ancak genellikle 2-3 gündür. Dışkıda Kolera etkeni bulunduğu sürece bulaşıcılık devam eder. Genellikle iyileştikten sonra birkaç gün sonraya kadar dışkıda etken görülse de bazen taşıyıcılık aylarca sürebilir. Etkin antibiyotikler bulaşıcılık süresini kısaltır.

BELİRTİLERİ NEDİR?

Kolera enfeksiyonlarının çoğu hafif seyreder. Hastalarda hiçbir semptom olmayabilir veya yalnızca hafif bir ishal olabilir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, bol ve sık, pirinç suyu görünümünde dışkılama, su mineral ve tuz kaybına bağlı olarak susuzluk hissi, kas krampları görülebilmektedir.

Ancak hastaların bir bölümünde hastalık ağır sulu ishal ve kusma ile başlar ve vücuttan büyük miktarda sıvı ve tuz kaybı ile sonuçlanır. Hastada susama hissi oluşur, idrar çıkışı durur, hızlı bir kilo kaybı ve sıvı kaybı gelişir. Ağır kolera olgularında sıklıkla mide, kol ve bacaklarda kramplar olur. Bu kişilerde vücut sıvılarının hızla kaybedilmesine bağlı dehidratasyon ve şok tablosu ortaya çıkar. Tedavi edilmez ise saatler içinde ölümle sonuçlanabilir.