Dün yapılmayan, bugün yapılabilir

YARININ TÜRKİYE’SİNİ BUGÜNDEN KURMAK!

Gezi Davası’nda iktidarın verdiği siyasi cezalandırma kararı belli ki asla 8 kişi ile sınırlı olmayan bir karar olduğu gibi, asıl olarak eylemlere katılan milyonlara karşı verilmiş bir karardır. Bu yüzden şimdi asıl yapılması gereken bu sürece destek vermiş bütün siyasi güçlerin ve tabi milyonların kendi yüzlerine ayna tutmasıdır! Gezi Davası’nın görüldüğü 22 ve 25 Nisan günleri Çağlayan Adliyesi önünde birkaç yüz kişi değil, on binlerce kişi olabilseydik, bir çok davada hep gördüğümüz birkaç milletvekili dışında, mecliste temsil edilen muhalif partilerin bütün Genel Başkanları orada olsaydı hukuki olmadığını bildiğimiz bu “siyasi kararlar” eminim yine verilirdi ama Erdoğan da, iktidar da bu kadar rahat olamazdı! Dizlerimizi dövmek ve verilen kararların ne kadar hukuksuz olduğunu döne dolaşa “birbirimize anlatmak” yerine toplumsal vicdanı harekete geçirmek gerekiyor. Bunun için de “Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, temel hak ve özgürlüklerin tamamını ve kurumsal kültürün hakimiyetini güvence altına almaya söz veriyoruz” diyen ve “Yarının Türkiye’sini kurma” iddiasındaki 6 siyasi parti başta olmak üzere bütün partiler basın açıklamalarının ötesine geçmelidir! “Gezi, bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir. Baskıya isyandır” diyen, “bu engerekler ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa zaferde o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu’nun çıkışı da, “1908’de istibdata karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur, kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” diyen Akşener’in çıkışı da önemlidir! Karar günü yapılamayan “bugün yapılabilmeli”, davada verilen haksız, hukuksuz, adil olmayan karar Türkiye kamuoyuna taşınmalı, toplumsal vicdan harekete geçirilmeli, yarının Türkiye’si bugünden kurulmalıdır!