Genel olarak Donbass’a, özel olarak ise Lugansk’a geri dönüşümden bir süre sonra buranın yani Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin (LHC) Dışişleri Bakanı Vladislav Nikolayeviç Deynego ile Exclusive(Özel) bir röportaj yapmak üzere hızlıca randevu almayı başardım.
En son bu topraklardan çıkarken henüz de facto/tek taraflı bağımsız iki devlettiler (Donetsk Halk Cumhuriyeti ile birlikte). Ancak son süreçte tarihin akışının hızlanması ile beraber önce Rusya Federasyonu tarafından resmi olarak tanındılar, ardından da pek çok ülke her iki politik yapıyı da tanıyacaklarını ilan etti. Hatırlayacağımız üzere, Rusya tarafından bölgenin yani Donbass’ın güneyinde yer alan bu cumhuriyetlerin tanınmasından sadece üç buçuk gün sonra aynı ülkenin Ukrayna’ya dönük askeri harekâtı başlamıştı. Ve eş zamanlı olarak da Donbass’ta tam yedi yıl aradan sonra yeniden topyekun bir savaş… https://tele1.com.tr/rusya-cernobil-nukleer-santralinden-cekildi-594607/ Aradan geçen birkaç hafta içerisinde Rusya Silahlı Kuvvetleri'nin desteğindeki LHC, tarihi-doğal topraklarının, bir diğer deyişle eski Lugansk (‘Luhansk’ değil) eyaletinin yüzde doksan beşinde kontrolü sağlamayı başardı. Çünkü gene düne kadar, yani yeni büyük savaşın başladığı 24 Şubat tarihine değin, aynı adlı ilin sadece yüzde 30-35’lik bir kısmına egemendi söz konusu devlet. Şimdi ise artık çarpışmalar, birkaç yüz bin kişinin yaşadığı ve vilayetin ortalama yüzde beşine tekabül eden kısmında devam ediyor. İşte tüm bir konfigürasyonun değiştiği bu ortamda yeniden Donbass’tayım… Gayri resmi buluşmamızda bile beni Türkiye’nin resmi temsilcisi gibi ağırlamışlardı. Deynego ile en son geçtiğimiz yaz bir araya gelmiştik. Eskinin yani Ukrayna döneminin vilayet yönetim binası olan, bugün ise başbakanlık kurumuna ev sahipliği yapan binadaki makamında beni tam iki saatliğine ağırlamıştı. Minsk Müzakerelerinin Lugansk tarafı adına önemli simalarından Olga Koptseva’nın da katılmış olduğu ve resmi olmayan buluşmamız öncesi kabinine girdiğimde masada Türkiye bayrağının olması beni hem şaşırtmış hem de bir nevi gururlandırmıştı. Gerçekten de düne kadar, bir an evvel birilerince tanınma-resmen muhatap alınma arzu ve beklentisi içerisinde olan bu ufak cumhuriyetin yetkilileri, değil sadece o esnada; katıldığım, davet edildiğim pek çok ortamda, etkinlikte benzer bir yaklaşımda bulunmuşlardı. Donetsk tarafında olduğu gibi Lugansk'ta da düzenli aralıklarla bulunan tek Türkiyeli gazeteci-muhabir olmam açıkçası buna fazlasıyla kâfi gelmişti… Çekimler sonrası söyleşimize bu sefer tele1.com.tr için devam ettik. Bu seferki buluşmamızda ise TELE1 Televizyon kanalı için özel çekim ekibi ile başbakanlık ve genel yönetim aygıtının olduğu binanın üst katlarında bulunan kabinine giriyorum. Bizzat şahsi ricam üzerine, Lugansk bölgesinin yegâne devlet televizyon kanalı niteliğindeki Lugansk-24’ün dört kişilik profesyonel çekim ekibi kendisiyle yapacağım söyleşiyi çekmek üzere mekânda hazır bulunuyor. Başlangıçta yarım saat kadar planladığımız çekim kırk beş dakikaya uzamış olsa da, Deynego yeterince vaktinin olduğunu söyleyince, kameralar kapandıktan sonra da sohbetimizi epeyce bir sürdürüyoruz. Böylelikle, daha önceden hazırladığım soruları daha da detaylandırma ve açma fırsatı bulmuş oluyorum. Vladislav Nikolayeviç, kameralar henüz kayıttayken konuyu Türkiye’nin pozisyonuna getirmek suretiyle, Bayraktar SİHA’larının Ukrayna tarafına satışı başta olmak üzere, her iki ülkenin yakın dönemde yapmış oldukları askeri anlaşmalarının Türkiye’nin son haftalarda oynamaya gayret ettiği arabuluculuk rolüne gölge düşürdüğü ileri sürdü.BAYRAKTARLAR VE ASKERİ ANLAŞMALARDAN DOLAYI TÜRKİYE'YE HALEN MESAFELİLER
Bende Türkiye’nin halen dolaylı da olsa Ukrayna’ya bir şekilde silah sevkiyatına devam ettiğine dair bir bilgilerinin olup olmadığını sordum kendisine. Buna "Hayır" yanıtını verdikten sonra Deynego'ya aynen şunları söyleyiverdim: "Türkiye hem Avrupa Konseyi’nde Rusya’nın üyeliğinin askıya alınması yönünde yapılan oylamada aleyhte oy kullandı, hem kendi hava sahasını Rusya’ya kapatmadı, hem de genel olarak en son ki yaptırımlara iştirak etmedi. Dahası bizzat cumhurbaşkanı, Avrupa’da estirilmekte olan 'Rusofob' havayı kınamak suretiyle bunu faşizmin hortlaması şeklinde damgalayarak tanımladı. Bütün bunlar Türkiye’nin sorunun bir an evvel barışçıl bir şekilde çözülmesi için hakiki manada tarafsız bir konum almaya çalıştığının güçlü emareleri olarak algılanamaz mı pekala?.." Rusya tarafından tanındıktan ve bir dizi ülkece de tanınacaklarına dair sinyali almalarının ardından Türkiye cephesinden, elbette ki gayri resmi, herhangi bir temas girişiminin olup olmadığı biçimindeki soruma Deynego son derece diplomatik bir yanıt vermeyi tercih ederek "Barışın sağlanması için yapılan müzakerelerde arabuluculuk yapmaya çalışan bir ülkenin bunu herhangi bir şekilde dahi yapması mümkün ve gerçekçi değildir" şeklinde konuştu.MÜZAKERELERİN İSTANBUL'DA OLMUŞ OLMASINA ÖZEL BİR ÖNEM ATFETMİYORLAR
LHC Dışişleri Bakanı ile uzun soluklu söyleşimiz boyunca bir yandan da İstanbul’da taraflar arasındaki görüşmeler devam ediyordu. Bu vesileyle, müzakere masasının bu sefer Türkiye’de olmasına özel bir anlam atfedip atfetmediklerini merak ettim. Açıkçası bu hususta da sözünü esirgemeyerek, buluşmaların nerede düzenlendiğinin pek bir önemi olmadığını öne sürdü. Tam da bu noktada, Ukrayna tarafının Belarus'un topraklarını Rus silahlı kuvvetlerine kullandırtmasından ötürü Rusya ile masaya oturmak için bir süre uygun bir yer olarak görülmediği ayrıntısını hatırlatınca buna da katılmayarak "Bana kalırsa orada olmasının bile belirleyici bir bir önemi yoktu, önemli olan içerik ve tabii ki somut sonuç" biçiminde sözlerini sürdürdü. Bu esnada kendisi sözü "insani koridor" meselesine getirmek suretiyle, olası bir topyekûn ateşkesten ve gene devamında muhtemel bir barış anlaşmasından evvel devam edegelen müzakerelerde çözülmesi gerekli en can alıcı meselenin bu olduğunu; Kiev yönetiminin Donbass başta olmak üzere halen pek çok yerleşim yerinde buna dair elle tutulur bir adım atmak bir yana, ordusunun askeri birliklerinin bunun bütünüyle aksi yöndeki hareketlerine de bir türlü mani olmadığına işaret etti Lugansk’ın kıdemli bakanı…DONBASSS ASKERİ GÜÇLERİ'NİN YAKINDA UKRAYNA OPERASYONUNA KATILACAĞINI TEYİT ETTİ
Vladislav Nikolayeviç’e son olarak, Devlet Başkanı Leonid Paseçnik’in geçtiğimiz haftalarda Donbass’ta savaş sona erdikten sonra kuvvetlerinin Rusya’nın Ukrayna operasyonuna destek vermek üzere ülkenin içlerine doğru ilerleyebileceklerinin sinyalini vermesinin hakikaten gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini soruyorum. 20 Şubat’ta taraflar arasında imzalanan askeri işbirliği anlaşmasının karşılıklı olduğunu, haliyle her iki tarafı da bağladığını, Donbass’ta RF güçleri kendilerine destek verirken aynı şeyi Ukrayna sahasında onların da Rusya’ya dönük yapmakla yükümlü olduklarını kaydediyor. Son olarak Donbass savaş gündemine geliyoruz kısaca. LHC güçlerince Ukrayna’dan alınan yerleşim noktalarından salt ikisine gittiğini ve yöre halkından çok sayıda kişinin kendisini tanımasına şaşırdığını ifade ederek bunu sekiz senelik dönemde Kiev’in kontrolündeki bölgede yerel ve Rus kanallarının takip edilmesine bağlıyor…
Muhabir: Alp Yanardağ