Haber

Doktorlar 'kaçıyor' mu? Yurt dışında çalışmak isteyen hekim sayısı 15 kat arttı

Yurt dışında çalışmak isteyen hekim sayısı son yedi yılda 15 kat artarak 906’ya yükseldi.

Türk Tabipler Birliği (TTB) 2012-2019 yıllarında yurt dışında çalışabilmek için sicil verisi isteyen hekimlerin sayısını açıkladı. Veriler, son 8 yılda Türkiye’de çalışmak istemeyen hekim sayısının sistematik biçimde arttığını ortaya koydu. TTB twitter üzerinden yaptığı açıklamada, 'korkunç' olarak nitelendirdiği artışa neden olarak, "Hekimler Türkiye’yi artık hekimlik yapılamaz' nitelikte buluyor dedi. TTB tarafından açıklanan verilere göre, 2012 yılında 59 hekim sicil için başvuruda bulundu. Bu sayı 2013 yılında 90’a, 2014’te 118’e, 2015’te 150’ye, 2016 yılında da 245’e yükseldi. 2017 yılına gelindiğinde ise başvuruda bulunan hekim sayısı, bir önceki yıla göre neredeyse iki kat artış gösterek, 482’ye çıktı. 2018’de de devam eden artışta sayı 802 olarak kayıtlara geçti. Türk Tabipler Birliği'nin bahsettiği hekimlere ulaşan euronews Türkçe, neden yurt dışında çalıştıklarını ve çalışmak istediklerini bir de kendi ağızlarından dinledi. Dr. Azat Gergin, 2017 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş. Fakat 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası memuriyete girişte getirilen "güvenlik soruşturması"na takılmış ve bunun üzerine KHK ile ihraç edilen hekimlerin, özel sağlık kurumlarında çalışabilmesinin yoluna açan Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine dayanarak İzmir’de özel bir sağlık kurumunda çalışmaya başlamış. Özel sektördeki çalışmasının 2 ay sürdüğünü anlatan Gergin, “Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliğine rağmen İzmir İl Sağlık Müdürlüğü çalışma iznimi kabul etmedi ve Sağlık Bakanlığı’na yazı yazdı. Bakanlıktan gelen yanıt olumsuzdu ve özel sektörde de çalışma imkânım son buldu” diyor.

"Türk hekimlerinin çalışmak için yurt dışındaki ilk tercihi Almanya"

Kısa süren çalışma hayatını ardından Hekimlerin çalışmak için tercih ettiği ülkelerin başında gelen Almanya’da gitmeye karar veren Gergin, kendi imkânlarıyla Almanca öğrenmeye başlamış. Gergin neden Almanya'ya gitmek istediğini şöyle açıklıyor; “Hekimler arasında bir duyum vardı. ‘Almanya’da sağlıkçı açığı çok eğer Almanca öğrenirseniz gerisi kendiliğinden gelir’ şeklinde. Almanya, Türkiye’de aldığımız tıp eğitimimizi kabul ediyor ve diğer ülkelere göre prosedür daha kolaydı. Buna dayanarak Almanya’ya geldim” Yurt dışındaki mesleki hayatından beklentisini “Mesleğimi yapabilmek” olarak tanımlayan Gergin, “Uzmanlık eğitimi alabilmek için geldim. Herhangi bir çalışma koşulum olsaydı ben Türkiye’den hiçbir yere gitmeyecektim. Zor koşullar olmasına rağmen insanın kendi ülkesinde çalışması cazip geliyor. Kamu hastanelerinde çalışma hakkı, asistanlık hakkı hatta özel kurumlarda çalışma hakkı bile tanımadılar. Açıkçası yaşama imkânı tanımadıkları için Almanya’ya geldim” şeklinde konuşuyor.

“Meslek değiştirmeyi düşündüm”

"Soluğu yurt dışında alanlardan" bir başkası. Adını vermek istemeyen Dr. D.S 2017 yılında mezun olmuş. Uzun süren güvenlik soruşturması esnasında hazırlandığı Tıpta Uzmanlık Sınavı ile İstanbul’da bir tıp fakültesinin kadın hastalıkları ve doğum bölümünde asistanlığına başlamış. Yaklaşık bir buçuk sene sonra bir bebeği olduğunu ve yarım gün çalışmaya başladığını söyleyen D.S, "Buna rağmen Türkiye’de hekim olarak çalışamayacağına kanaat getirdiğini" anlatıyor. “Ya yurt dışına taşınayım ya da meslek değiştireyim diye düşünmeye başladım” diyen D.S. birkaç ay poliklinikte hocaların adına hasta bakmanın kendisi için Türkiye’den kopuş noktası olduğunu aktarıyor: "Günde 50-60 hasta, hepsi sabırsız ve öfkeli. Tuvalete gitmek için, nefes almak için izin istemem gerekti. Çözemediğin bir durumda danışacağım bir kişi bulamadım. Tek başıma poliklinik odasında ne yapacağımı, nasıl devam edeceğimi bilemediğimden sık sık ağladığımı hatırlıyorum”

“36 saat kesintisiz çalışma, ayda 10 kez nöbet, fiziksel şiddet”

Meslekte yaşadıklarını kanıksadığını söyleyen D.S, “36 saat kesintisiz çalışma, ayda 10 kez nöbet, kıdemli asistan hekimin keyfi sebebiyle eve gidememe, günlerce uykusuz kalma, kötü beslenme, hiçbir sosyal aktivitenin olmaması, Ta ki tüm bu emeklerime rağmen fiziksel şiddetle burun buruna gelene dek. O noktada sistemin beni korumaya hiçbir niyeti olmadığını çok hızlı bir şekilde idrak ettim. Hemen istifa edip Almanya’da iş aramaya başladım” diyor. Şimdi Almanya’da psikiyatri asistanı olarak çalışan D.S, uzmanlığını tamamlayıp çalışma hayatına Almanya’da devam etmeyi planlalıyor. Adının açıklanmasını istemeyen Dr. N.G.K ise mesleğine yurt dışında devam ettirmek için hazırlık yapanlardan. N.G.K, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun genç bir hekim. Mezun olduğu yıl, İstanbul’daki bir toplum sağlığı merkezinde mecburi hizmet görevini yeri getirmiş. Şimdi de yine İstanbul’da bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinde asistan hekim olarak uzmanlık eğitimine devam ediyor.

“Herkes kronik yorgun”

Türkiye’deki hekimlerin Avrupa’daki hekimlere kıyasla çok daha ağır çalışma koşulları olduğunu ifade eden N.G.K., Çalıştığı yerdeki koşulları şöyle anlatıyor; "Herkes kronik yorgun. Tahammül ve hoşgörü seviyemiz düşmüş durumda. Hastalar da bir türlü istedikleri hizmeti alamamaktan, hastane koridorlarındaki izdihamdan dolayı toleransları yok denecek kadar az”

“Türkiye’de hekim olmak beni korkutuyor”

N.G.K ayrıca “İmkansızlıklar içindeki hastanelerde elinizde hiçbir medikal cihaz veya tetkik olanağı olmadan hastan takip etmeye çalışıyoruz. Yine bu eksikliklerden doğabilecek komplikasyonlardan yine hekimler sorumlu” sözleriyle "Türkiye’de hekim olmanın kendisini korkuttuğunu" ifade ediyor. Yurt dışındaki meslek hayatındaki beklentilerini sorduğumuz N.G.K.'nin cevabı ise “Sakin ve düzgün işleyen bir ortamda hekimlik yapmak. Sürekli problem çözmek durumunda kalmamak hatta evimi temizleyecek vakit bulmak" şeklinde.