DİSK Çevre İl Müdürlüğü önünde: Kanala değil emekçiye bütçe

Yayın tarihi: 27 Aralık 2019 Cuma 6:12 pm - Güncelleme: 27 Aralık 2019 Cuma 6:13 pm

Kanal İstanbul’un ekolojik/çevresel bir felakete yol açacak, İstanbul’u susuz bırakacak, halkın cebinden çıkacak on milyarlarca lirayı heba edecek bir proje olduğunu belirten DİSK “Kanal değil iş” diyerek bir basın açıklaması yaptı ve dilekçelerini teslim etti.

Beşiktaş’taki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK önceki dönem Genel Başkanları Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi, DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kanber Saygılı, DİSK üyesi sendikaların genel başkanları, genel merkez ve şube yöneticileri katıldı.

DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca evine ekmek götüremediği için, çocuğuna harçlık veremediği için insanların intihar ettiği bir ülkede Kanal İstanbul’a gömülecek bir kaynak olmadığını söyledi.

Kanal İstanbul’a karşı işyerlerinde itiraz dilekçelerinin toplanmaya başlandığını ifade eden DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu “İstanbul’un kanala, Türkiye’nin çılgın projelere ihtiyacı yok. İstanbul’un ve Türkiye’nin en acil sorunu iştir, aştır. Kanal İstanbul’a 110 milyar TL gömmek isteyenler asgari ücretli işçiye günlük 10 TL zammı reva görmüş, asgari ücretten vergi almaya devam demiştir” dedi.

Arzu Çerkezoğlu, Kanal İstanbul projesine itiraz dilekçelerini verirken yaptığı açıklama şöyle:

‘ÇILGIN PROJE DEĞİL İNSANCA ÜCRET LAZIM’

İstanbul halkının iradesi hiçe sayılarak ısrarla dayatılan Kanal İstanbul projesi ekolojik/çevresel bir felakete yol açacak, İstanbul’u susuzluğa mahkum edecek bir yıkım projesidir. Halkın cebinden çıkacak on milyarlarca lira bu yıkım için heba edilmek istenmektedir.

İstanbul’un kanala, Türkiye’nin çılgın projelere ihtiyacı yok. İstanbul’un ve Türkiye’nin en acil sorunu iştir, aştır. İstanbullu geçim derdindedir, iş derdindedir. Kanal İstanbul’a 110 milyar TL gömmek isteyenler asgari ücretli işçiye günlük 10 TL zammı reva görmüş, asgari ücretten vergi almaya “devam” demiştir.

Dar tanımlı işsiz sayısı 4,5 milyonun, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyonun üzerine çıkmıştır. İşsiz sayısı son bir yılda 817 bin kişi artmış istihdam son bir yılda 623 bin kişi azalmıştır.
Her 4 gençten biri işsizdir. Her 4 işsizden biri üniversite mezunudur. Tarım dışı işsizlik yüzde 16’yı aşarken genç işsizliği yüzde 27’lere yükselmiştir.
İŞKUR’a göre Ocak-Ekim 2019 arasında İstanbul’da 440 bin kişi işini kaybettiği için işsizlik ödeneği başvurunda bulunmuştur.
Diğer bir ifadeyle sadece 10 ayda İstanbul’da 450 bine yakın çalışan işini kaybetmiştir. Türkiye’nin sorunu, İstanbul’un sorunu işsizliktir.

Kanal İstanbul’un 75 milyar TL’si inşaat bedeli, 23 ile 35 Milyar TL’si İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yapmak zorunda kalacağı ek yatırımlar olmak üzere yaklaşık 110 Milyar TL’ye mal olacağı biliniyor. Üstelik bu rakamlar tahmini rakamlar. Bunlar zamanla daha da artacaktır.

Bütün Türkiye gibi İstanbullular da ekonomik krizin ve işsizliğin ağır yükü altında eziliyor. Yüzbinlerce İstanbullu depreme dayanıksız konutlarda çaresizce depremi bekliyor.

Kanal İstanbul’a harcanacak parayla İstanbul’un işsizlik sorununda ciddi bir ferahlama sağlanabilir. Kanal İstanbul’a harcanacak para ile yüzbinlerce İstanbulluya iş yaratılabilir.

Hesapladık:

Kanal İstanbul’da harcanacak 110 milyar TL ile İstanbul’da,

imalat sanayinde yaklaşık 200 bin kişilik,
hizmet sektöründe 183 bin kişilik,
turizm sektöründe ise 229 bin kişilik YENİ İSTİHDAM yaratılabilir.
450 bin kişiye 10 yıl süreyle asgari ücretli YENİ İŞ sağlanabilir.
Kanal İstanbul istihdam yaratmayacak, rant yaratacak, bir avuç inşaatçıyı ve arsa spekülatörünü zengin edecektir.

Kanal İstanbul, depremden korunmak için harcanacak paranın toprağa gömülmesi demektir.

Kanal İstanbul, bir barış denizi olarak kalması gereken Karadeniz’i emperyalistlerin donanmalarına açmak demektir.

Türkiye’nin, halkın sokağa atılacak parası yoktur. İşçilerin, yurttaşların cebinden çıkan vergileri heba etmeyin. Asgari ücretten bile vergi alıp, bu vergileri beton çılgınlığı için kullanamazsınız.

Üstelik Kanal İstanbul yeni vergiler demektir, ücretlerin daha da bastırılması demektir.

Kanal İstanbul, Türkiye’nin en yaşamsal sorununun üstünü örtemez. Türkiye’nin gerçeği işsizliktir, yoksulluktur.

“Devlet iş sağlasın” dediğimizde “devletin görevi değil, devletin parası yok” diyenler 110 milyar TL’yi heba etmeye hazırlanıyor.

İstanbul’un ihtiyacı kanal değil iştir, insanca yaşanacak bir ücrettir. Ülkeyi yönetenlerin görevi çılgın projeleri dayatmak değil, akıllı politikalarla işsizliğe çözüm bulmaktır.

Ülkeyi yönetenleri bir kez daha akla, bilime, doğaya ve halkın iradesine saygı duymaya çağırıyoruz.