İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Aday Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi'nin diplomasının iptaline ilişkin kararının ardından açıklama yaptı.
İftar yemeğine katıldığı bir evden canlı yayında konuşan İmamoğlu şunları kaydetti:
"Bu toprakların en büyük vicdanı 86 milyon insanımızın adaleti ve vicdanı. Bu ülkede bugün de çok enteresan bir olay yaşadık. Buraya gelirken Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diploması 31 yıl sonra iptal ediliyor. Hukuksuz bir şekilde. Üniversitenin diploma ipral etme yetkisi yok ama ateşten mal kaçırır gibi, savcılığın aşırı baskıları, geliş gidişler, Ankara'dan aramalar vesaire... Açıkçası diplomamın iptali umrumda değil. Asıl umrumda olan; bu ülke herkesin kazandığı tüm hakları tehlike altındadır. Bu akıl bu milleti tehdit eden bir akıla dönüşmüştür. Herkesin elinden her şeyi alabilirler. Malını, mülkünü, eğitim hakkı, seçilme hakkı... Her şeyi elinizden alabilirler.
"ARTIK DEMOKRATİK BİR YARIŞ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Unuttukları bir şey var; bundan sonra milletin gücüyle ortaya çıkacak meşruiyetin dışında bir çözümümüz yok. Tek meşruiyet var o da milletin gücünün ortaya çıkması ve bunun için büyük bir çaba göstereceğiz. Değil hukuk, kanun devleti bile olmayan bir yerde artık demokratik bir yarış söz konusu değil. Bunları gerçekten bir Ramazan sofrasında bize niye konuşturuyorlar? Bir kul hakkı yediler. Kul hakkını, tabiri caizse bir avuç insan bu milletin bütün duygularını bertaraf edecek. Bana bir pazarda dedi ki bir hanımefendi, bu hakkımı iptal eden siyasi görüşe sahip olan birisi. 'Niye feryat ediyorsun ki? Senin diplomanı iptal edemezler ki. Ederlerse ben senin yanında olacağım, sana oy vereceğim' dedi. Dedim; 'Ablacım etmezlerse senden özür dilerim ama ben bunların artık aymazlıkları, utanmazlıkları konusunda tahminde bulunmak istemiyorum' dedim. O ablamız beni izliyorsa buradan söylüyorum; ne yazık ki ettiler. Kul hakkı yediler. Seninle sözleşmiştik ama böyle olmaz.
Zaten kamu gücüyle ne yazık ki iktidarın birçok ortaya koyduğu engellerle, meşru zeminde, adil bir zeminde olmayan seçimlerin bundan sonra da bu şekilde olamayacağını net olarak gördük milletçe. Bu gayrimeşru kararı elbette yargıya taşıyacağız, mücadelemizi vereceğiz ama artık öyle bir yapı var ki, hükümetin baskısı altında öyle bir yapı var ki benim doğru dürüst kararların, adil kararların çıkacağına inancım yok. Çünkü her hattı o şekilde kurgulayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu kararın altına imza atan insanlar toplasanız 50 kişi, 100 kişi. En tepesindekinden ona yardımcı olan kişilere varıncaya kadar. Ama 100 kişi bütün ülkedeki, bu ülkenin namuslu, ahlaklı savcılarını da, yargıçlarını da, mesleklerini de yerle bir ettiler. Adalet duygumuzu da yerle bir ettiler. İnsanlar ne için yaşıyor? Haysiyeti için, onuru için, namusu için yaşıyor. Adalet için yaşıyoruz biz. Allah'tan sonra inandığım tek duygum var. O da milletimizdir. Ben de buradan, bu güzel hemşehrilerimin evinden ben kendimi milletime emanet ediyorum.
"ASLANLAR GİBİ KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİM"
'Ne yapacaksın?' diyorlar. Aslanlar gibi koşmaya devam edeceğim. Asla geride durmak yok. Bugüne kadar bin koşuyorsam bundan sonra milyon koşacağım, tahmin edemeyecekler cesaretimi, duruşumu ve inancımı. Bu millete olan borcumu, bu ülkenin çocuklarına, gençlerine olan borcumu, kararlılığımı, ilkelerimi, bu ülke için nasıl koşacağımı tahmin bile edemeyecekler. Bu ülkenin adaletsizliği hafızasından sileceğimiz bir sistemi bu ülkede inşa edeceğiz. Hak eden hak ettiğini kazanacak. Çalışan kazanacak. Ben çalışırsam olur mu? Olur diyecek bu ülke ona. Hak eden bu ülkede olacak. Çocukları, gençleri bu ülkeden kaçar gibi gitmeyecek artık bizim insanlarımız.
Bu yolda ben yılmam, yorulmam. Koşmaya devam. Yarın 14.00'te Maltepe'de aslanlar gibi açılışımızı yapacağız. 23 Mart'ta yapacağımız seçim için 22 Mart'ta cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi'ndeyim yine 14.00'te. Pazar günü 23 Mart'ta da yüz binlerce üye oy verecek. Ama ben eminim, en azından onun kadar üye olmayanlar da oy kullananların sırtını sıvazlayacak. Ben bu yapılanın muhatabı değilim artık. Bu yapılanın muhatabı milletimizdir. Kazandığınız, elde ettiğiniz ne varsa tehlike altındadır. Bu milleti koruyacak ve muhafaza edecek sistemi kurmak amacıyla var gücümüzle çalışacağız, bu kadar net."