Dinden demokrasi çıkmaz!

BAŞLARIN SECDEYE VARMASI YETİYOR

İktidarlar tarafından 'sahte' veya 'sözde' ilan edilmedikleri sürece hepsi 'dokunulmaz ve tartışılamaz' olan tarikatlar üstelik 'Şeyh-Halife-Mürid' hiyerarşisi üzerine oturdukları, şeriat ve hilafet istedikleri, demokrasiyi reddettikleri açıkça biliniyor olsalar da, 'sivil toplum kuruluşu' olarak da sunuluyorlar! Sivil Toplum Örgütü olarak sunulan tarikatlarda, şeyhlik ve halifelik düzeni var, işleyişleri kayıtsız, koşulsuz biat üzerinden yürüyor, bilimselliği, sorgulamayı, soruşturmayı, eleştiriyi ise külliyen kabul etmiyorlar, ne denetleniyorlar ne de şeffaflar ama nasıl oluyorsa oluyor 'demokrasinin en önemli parçası' oluyorlar! Diyanet’in 'gizli' raporunda Süleymancılar hakkında 'yeni bir FETÖ' ile karşı karşıya kalınabileceği uyarısı yapılıyor olsa da müdahale eden olmuyor. Başlarının secdeye varması ve seçimlerde iktidarı desteklemeleri yeterli oluyor. Bir de sola karşı olmaları, CHP’ye tavır almaları tabii ki! Çünkü, dünkü iktidarlarda olduğu gibi bugün de AKP’nin iktidarının devamında doğrudan rolleri var. Bu yüzden kendilerini dokunulmaz görüyorlar! Her şeyleri neredeyse araya karbon kağıdı konmuş gibi bir birine benziyor. İdeolojik-politik yaklaşımları, örgütlenme biçimleri, devletin kurumlarına yerleşmeleri, dini yorumları, hilafet ve şeriat istekleri de… Yalnızca isimleri değişiyor: 'Fettullah Hocaefendi', 'FETÖ', 'Fatih Nurullah Hocaefendi' 'sahte şeyh' oldu! Bunları artık biliyoruz. Ya diğerleri. Menzilciler, Süleymancılar, İsmail Ağa Cemaati... Bu yüzden FETÖ operasyonları bitmiyor. Daha dün, 100 civarında vali yardımcısı ve kaymakamın FETÖ’cü diye görevden el çektirilmeleri tesadüf değil!

LAİKLİĞİ SUDAN HATIRLADI BİZ UNUTTUK!

"İnanmışları ürkütmeyelim" kaygısıyla, eğitimde, sağlıkta, hukukta, genel olarak kamuda laiklikten uzaklaşmak, ülkemizi daha da kutuplaştırıyor, nefreti körüklüyor! AKP'yi güçlendiriyor. Din devleti hayali ile açıkça hesaplaşmadan, laikliği ısrarla savunarak hayata geçirmeden Türkiye normalleşemez! Dinden demokrasi çıkmaz! Adı ister İslam, ister Hristiyan, ister Budist olsun siyasi iktidar isteyen hiçbir dinden demokrasi çıkmaz! Laiklik istemek inanç özgürlüğünü reddetmez, tam tersine inanç özgürlüğü için güvenli bir ortam yaratır! Şiddet olmadığı ve denetlenebilir olduğu sürece kimin nasıl inandığı ya da inanmadığı, kimin nasıl giyindiği, nerede ibadet ettiği kimsenin sorunu değildir! Hadi hukukun güçlü olduğu seküler ülkelere dönüp bakmıyoruz, hiç değilse "kardeşim Ömer El Beşir"in iktidardan düşmesinden sonra laiklikle tanışan Sudan’a dönüp bakalım! Türkiye laiklikle yeniden tanışmazsa, ileriye değil, daha da geriye gider!