DİAYDER Davası’nda 3 tahliye

Yayın tarihi: 21 Şubat 2022 Pazartesi 6:27 pm - Güncelleme: 21 Şubat 2022 Pazartesi 6:39 pm

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB çalışanlarına yönelik ‘özel teftiş’ başlatmasına dayanak yaptığı DİAYDER Davası, İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu bulunan 9 kişiden 3’ü tahliye edilirken bir sonraki duruşma için 18 Mart belirlendi.

Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Başkanı Ekrem Baran ile 8 kişinin tutuklu olduğu, 23 imamın yargılandığı dava İstanbul Çağlayan’daki 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Diayder üyesi 23 kişi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

Mütalaasını açıklayan savcı, imam Enver Karabey’in tahliyesini istedi. DİAYDER başkanı Ekrem Baran ve 6 kişinin ise tutukluluk hallerinin devam etmesini istedi.

Yargılamanın 16 saat sürdüğü DİAYDER davasında ara karar açıklandı. Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey hakkında tahliye, DİAYDER başkanı Ekrem Baran ve 4 kişinin tutukluluk halinin devamı kararı verildi. Davanın ikinci duruşması 18 Mart 2022 tarihinde yapılacak.

SAVUNMALARDAN

Duvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre Türkçesi zayıf olan imam Fevzi Barış, yazılı savunmasını heceleyerek okudu. Mahkeme başkanı anlamada güçlük çekince, suçlamaları teker teker, tekrarlayarak sordu. Buna rağmen avukatlar tercüman talep etmedi.

İmam İbrahim Yalın, savunmasında, “Evime baskın düzenledi. Benim çocuklarımın psikolojileri bozuldu. Ben polislere çocuklar var dediğimde, bana ‘sana silahla bir tane vururum görürüsün’ dedi. Biz hiç bir şey yapmamamıza rağmen bizi tutukladınız” dedi.

İmam Lütfü Büyükel ise şu savunmayı yaptı: “2013’ten beri fahri imamlık yapıyorum. Gözaltına alınıp İstanbul’a gelene kadar neden gözaltına alındığımı bilmiyordum. İnsan olduğum için bu vaazları verdim. Bana kimden emir alıyorsun dediler. Örgütten talimat alıyoruz gibi lanse ettiler. Ben kimseden emir almam din konusunda. Ne devlet ne de örgüt. Bu kimsenin haddi değildir. Güya ben örgütün sivil sorumlusuyum. Ben Muş Malazgirt’teyken Kandil ile arasında kaç kilometredir? Aynı gece nasıl kandile gidip gelebilirim. Bunu araştırın. Eğer Kandil ile bir bağlantım varsa, devlet olarak bunu ortaya çıkarın. Benim alnım açık başım diktir. Ev baskını ve o sırada bize yapılanlar, söylenenler nedeniyle çocuklarımın psikolojileri hâlâ bozuktur. Onları hastaneye götürme imkanım da yok.

İDDİANAMEDE KÜRTÇE HUTBE DE YER ALDI

İmam Abdulhalim, “Ben okul okumadım. Benim Türkçem zayıftır hakim bey. 77 yaşındayım. Bugüne kadar ne karakola ne de cezaevine girdim. Allah beni önce insan olarak yarattı. 27 yıldır fakir görünce yardım ediyorum. Ben hiçbir insana zarar vermedim bu güne kadar. Beni çağırmışsın, bilmiyorum ne için çağırmışsın. Ben suçsuzum” savunmasını yaptı. Savcının hazırladığı iddianamede, Mehmet Emin Aslan’ın Kürtçe hutbe verdiği sırada kullandığı ‘civak, bawermend, hêja’ kelimelerini suç unsuru yapılmıştı.

IŞİD KATLİAMLARI İDDİANAMEDE “SÖZDE KATLİAM” OLARAK GEÇTİ

Müdafii avukat Fırat Epözdemir, düzenlenen iddianamenin hukuki bir belge değil, siyasi bir belge olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Kısıtlılık kararı vardı bu dosyada. İddianame henüz kabul edilmeden, kısıtlılık kararı kalkmadan kim tarafından basına servis edildi? İddianamenin basına servis edilmesiyle birlikte İBB ile DİAYDER’in ilişkisi tartışılmaya başlandı. Basın toplantısı yaptıktan sonra kimler bizi hedef gösterdi? Kısa bir süre sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hakkımızda soruşturma başlattı. ‘Örgüt tarafından kullanıldığı iddia edilen Kürtçe kelimelerle ilgili’ ifadelerini kim nasıl bu iddianameye koymuştur. Diyanet’in Kürtçe Kur-an-ı Kerim’de yer alan ifadelerdi. Yeryüzünün en kanlı terör örgütlerinden biri IŞİD’dir. İddianamede yer alan kısımlarda, IŞİD katliamları sözde katliam diye geçiyor. Milletvekili Hüda Kaya’nın annesi için açılan taziye telefonu nasıl bu iddianameye dahil edildi?”

DİAYDER NEDİR?

DİAYDER’in açılımı, ‘Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’dir. Diyarbakır’da yaşayan din adamları arasında yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak için kurulduğu öne sürülen derneğin toplum örgütleri gibi sorunların çözümüne yönelik yasal, demokratik faaliyetlerde bulunmayı amaçlayarak kurulduğu yer alan bilgiler arasında. DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’dır. Ekrem Baran’ın ve Demokratik İslam Kongresi üyesi Mehmet Nas’ın da araların da olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İBB’de teftişe dayanak yapılmıştı! DİAYDER iddianamesi kabul edildi