Devlet Bahçeli: Seni kim esir aldı Kılıçdaroğlu, söyle yardım edelim, elinden tutalım

Yayın tarihi: 9 Kasım 2021 Salı 10:46 am - Güncelleme: 9 Kasım 2021 Salı 5:53 pm

MHP lideri Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisiyle ilgili ileri sürdüğü ‘Öcalan’la mektup arkadaşlığı’ iddiasını eleştirdi. “İddianı ispat etmezsen müfterinin en önde gidenisin” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Konuşmasının büyük bölümünde muhalefet partilerini eleştiren Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisiyle ilgili ifadelerine tepki gösterdi.

MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. “Esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım” dedi.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak sözlerine başlayan Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

Yarın 10 Kasım, bu çerçevede Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin yıl dönümünü anacağız. Atatürk, Türk milletinin varlığına kasteden her türlü sinsi tertibi deşifre etmiştir.

Selanik’teki pembe boyalı evin ikinci katında doğan, 57 yıllık hayata devasa bir tarih sızdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türk nesilleri her daim saygıyla hatırlayacaktır. O Türk milletinin sinesinde bir hilal gibi parlayan kurtuluşun öncü ismidir.

İlk cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla, minnetle, rahmetle anıyorum. Türk milleti hiçbir güce eğilmeyecek, şer odaklarının heveslerini kursaklarında bırakacaktır.

O yılmaz bir mizaca haizdir. Türk milletinin sinesinde bir hilal gibi parlayan kurtuluşun öncü ismidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi ilk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyorum.

Türk milleti tarihin her devrinde haklı mücadelesiyle sivrilmiştir. Milletimizin şerefli varlığı zulümle anılmamıştır. Konu milletse konu vatan ve istiklal onuruysa helal süt emmiş insanımız adeta devleşmiştir.

Her değerimizi söndürmek için çabalamaktadır. Terör örgütlerine yardım eden partilerin maskelerini indirmek zorunluluktur. Bu Parti ve STK’ların insan hakları hukuk özgürlük gibi kavramları tekrarlamaları yalan ve iftiradır. Bize düşen halkın hakkın yanında durmaktır.

Yıkım ve ihanet lobisi faaldir. Bize düşen samimiyetle halkın, hakkın, hakikatin yanında durmaktır. Türkiye’yi ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar. Fitnenin birisi biterken diğeri başlamaktadır. Dezenformasyon, manipülasyon, spekülasyon, çarpıtılmış haberler, iftira kampanyaları mesafe almakta, maalesef insan ve toplum hayatını zehirlemektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığıyla ilgili yayılmak istenen tevziratlar, döviz piyasası üzerinde baskı oluşturan iç ve dış husumet cephesinin varlığı gözümüzden kaçmayan alçaklıklardır. Siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırıların cesareti yaygınlaşmaktadır.

“GERÇEK YÜZLERİNİ GÖRDÜLER”

2023’ün umutlarını karartmak isteyenlerin her kirli yola başvurdukları görülmektedir. Millet ittifakı denilen zillet ittifakı Türk milletinin tarihi haklarını sekteye uğratmak istemektedir. CHP terörle mücadeleye hayır diyerek HDP’nin kafesine girmiştir. YPG PKK’ye evet Türkiye’ye hayır demiştir. CHP’nin yöneticilerinin yatacak yeri kalmamıştır. Türkiye’nin  istikrarsız yılları siyasi  bunalımları ekonomik kıtlıkları CHP’nin tarihidir. Nerede Anarşist vaka varsa orada CHP vardır. Kılıçdaroğlu’nun tüm yolları şaşmış yolları kandile çıkmıştır. Bu kadarı da fazla diyen herkes CHP’nin ve İP’in gerçek yüzlerini görmüşlerdir.

“CHP’NİN HALİ UTANÇ VERİCİ”

HDP’nin kuklasına dönen, PKK’nın eline avucuna düşen CHP’nin hali utanç vesikasıdır. Türkiye’nin haklı mücadelesine sırt çeviren iş birlikçilik markaları, CHP ile, yanında bulunan diğer operasyon partilerinden başkası değildir. Mehmetlerimize kurşun sıkan, polislerimize pusu kıran, teröristlerle mücadeleye karşı çıkan, ‘hayır’ diyen CHP’dir, bu güvenlik sorunu parti, tercihini şeytandan yana kullanmıştır.

Kılıçdaroğlu soluğu Yozgat’ta almıştır. Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler, demiştir. Atalarımız ne demiş, karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış. Kandil’de yuva değil mağara delikleri vardır. Ağzına PKK’yı al da bir kez de hainsin, katilsin de de görelim.

Özgürlüğünü istediğin Selahattin Demirtaş bir teröristtir. İşine gelmediği için bunu görmüyorsun. HDP Kandilin siyasi ayağıdır. Milletin huzuruna çıkarak af dile.

Diyarbakır başta olmak üzere yurdun her yerinde analar evlat nöbeti tutuyor. Kılıçdaroğlu, eğer mertsen HDP’li yoldaşlarının yüzüne Kandili dümdüz edeceğini söyle. Söyle de adam mısın değil misin görelim.

Demokrasilerde muhalefet iktidarlardan daha mühim bir mevkidir. MHP, Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olsa da işlevi muhalefettir. Bunun yanı sıra TBMM’de denge ve denetleme göreviyle mesuldür. Muhalefet etmek her yapılana kulp takmak değildir.

“SENİ ELE GEÇİREN İRADE KİMDİR”

Kılıçdaroğlu baştan ayağa Türkiye alerjisiyle yazılmış satırlarda jurnalcilik yapmıştır. Mektubunda, Ülkemizdeki yatırımcılar Kanal İstanbul’u desteklememeli, diyor.

CHP Genel Başkanı, Türkiye’de görev yapan yabancı devlet büyükelçilerine bir mektup yollamıştır. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Bahse konu mektupta diyor ki “Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı olan bu projeyi desteklememelidir. Kanal İstanbul’un uygulanmasının önlenmesi için mücadele etmeye devam edeceğim. Sizlere de dünyayı korumak için çağrıda bulunuyorum

Bu bildirinin siyasi ayağı sensin Kılıçdaroğlu demokrasiye kara çalmıştır. CHP milli iradeyle yollarını ayırmıştır. CHP’ye gönül veren kardeşlerim ya Kılıçdaroğlun’dan derhal kurtulacak. ya da partisinin çöplüğe gitmesini izleyeceklerdir. Kılıçdaroğlu’nun bu mektubu gayri millidir. Millet ve demokrasi karşıtıdır.

Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren irade kimdir? İtiraf et de yardım edip elinden tutalım. Türkiye’yi nasıl bir mantıkla hangi hakla şikayet ediyorsun?

Kılıçdaroğlu bir çuval inciri berbat etmiştir. Artık suyu ısınmış, miadı dolmuştur. Mektup gayri millidir, gayrimeşrudur, bu mektup bir rezalettir. Zillet ittifakının yama tutmadığı ortaya çıkmıştır. Yabancı büyükelçilere mektup yazıp Türkiye’yi şikayet etmen ipliğini pazara çıkarmıştır.

 

Teröre omuz, bölücülüğe onay veren zillet ittifakının amacı alt kimlikleri dirilterek etnisite temeline dayalı ayrıştırılmış bir toplum oluşturmak, bu yolla şaşkın yığınlar yaratmak ve bütün bu rezaletleri demokrasi maskesi altına saklayarak gözleri boyamaktır.

LÜTFÜ TÜRKKAN ELEŞTİRİSİ

Şehit aileleri milletimizin emsalsiz maneviyatına emanettir. Bunlara hakaret, şehitlerimize hıyanettir. Açık açık söylüyorum, bir şehidimizin bacısına küfretmek soysuzluktur, şerefsizliktir. Edepsizlik, ahlaksızlık, kansızlık! İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar. Burası Kürdistan’dır diyene tık yok, ama şehidimizin bacısına küfürler vardır. Şehidimizin bacısına küfre CHP’den hiç tepki gelmemiştir.

Yaptığını bulacak, ettiğini çekecektir. Bu hayatın şaşmaz bir kuralıdır. Allah’tan niyazım ne yaptılarsa aynısıyla karşılaşmalarıdır. Benim İmralı canisiyle mektup arkadaşı olduğumu iddia eden İP Başkanı’na diyorum ki eğer bu iddianı ispat etmezsen müfterinin en önde gidenisin.

Biz biliyoruz ki şehit vurulunca değil, unutulunca ölür. MHP ve onun sevdalıları, bize bugünleri bahşeden kahraman evlatlarını, analarını, babalarını, bacılarını unutmayacaktır.

Mithat Sancar: Devletten hukuku çıkartırsanız geriye koca bir çete kalır!