Partisinin 1'inci Olağan Kongresi'nde konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Utanmalarsa siyasi partilere de kayyum atacaklar. Kayyumlar ülkesi olduk. Bu ülke, büyük bir ülke. Böyle bir ülkeyi kayyumlarla yönetemezsiniz" ifadelerini kullandı. Babacan, kız kardeşinin 28 Şubat döneminde yaşadıklarını anlatırken ağladı. Babacan, 523 delegeden 515'nin oyunu alarak tekrar genel başkanlığa seçildi.

Deva Partisi 1'inci Olağan Kongresi'ni Ankara'da yapılıyor. Ali Babacan'ın tek aday olması beklenen kongrede partinin 600 delegesi, 50 üyeli Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) ve Genel Merkez Disiplin Kurulu üyeleri belirlenecek. Kongrede konuşan Babacan, kız kardeşinin 28 Şubat döneminde yaşadıklarını anlatırken, ağladı. Babacan, "Ülkemiz çok zor ve karanlık günlerden geçti. Her dönemde farklı kimliklerin ezildiğine, farklı kesimlerin mağdur edildiğine tanık olduk. Benim siyasete girdiğim zamanlar da böyle acıların yaşandığı günlerdi. 90'lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat’ın baskı iklimi çökmüştü. Ülkemiz derin bir ekonomik kriz içindeydi. Mafyaların, çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler. Her birimiz o dönemde kendi hayatımızda çok acılar çektik. Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım" dedi.

"BİR DAHA KİMSE CÜRET EDEMEZ"

Babacan, "28 Şubat’ın ağır ikliminde ODTÜ'de okuyan kız kardeşim okuldan 3 defa uzaklaştırma cezası aldı. Ne yüzünden biliyor musunuz? Başındaki örtü. Düzenledikleri tutanağa ders araç gereçlerine zarar vermek... Hiç utanmadan yaptılar bunu Türkiye 2000'li yılların başında böylesine karanlık bir dönemden geçiyordu. Benim o dönemde siyasete girmem bir bakıma bütün bu yaşananlara karşı bir isyandı. Siyasete girdim ve ülkemizi hak ettiği özgürlük, adalet ve refah seviyesine taşımak ve 2001 krizinden çıkarmak için mücadele ettim. Bu ülkede başörtüsü sorununu yok ettik, bir daha kimse cüret edemez böyle bir yasağı getirmeye bu ülkeye" diye konuştu

"EZİLMENİN NE OLDUĞUNU İYİ BİLENLER BAŞKASINI EZMEZLER"

Babacan, "Bugün siyasete ilk girdiğim günün üzerinden neredeyse 20 yıl geçti. Maalesef şimdi de bambaşka bir baskı dönemindeyiz. Adeta ezilenler iktidar gücünü ele alınca değişti, başkalarını ezmeye başladılar. Biz ezilmenin ne olduğunu iyi biliyoruz, ezilmenin ne olduğunu iyi bilenler başkalarını ezmezler. Üstelik bu kötü yönetimin sonucunda ülkece fakirleştik. İşte bu yüzden sizlerle beraber yeniden siyasete dönüp, ülkemizin hak ettiği demokrasiye ve refaha ulaşabilmesi için çalışmaya başladık. 2001'den bu güne, 19 sene sonra, içinde bulunduğumuz ülkede insanlar maalesef yine aç. Adeta tarih tekerrür ediyor. Yoksulluk ve gelir adaletsizliği tüm toplumda derinden hissediliyor. Kötü yönetim yüzünden yoksulluk hızla yaygınlaşıyor. Çiftçiler, üreticiler elindekini kaybediyor. Esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor, emeklilerin aldıkları maaş gün be gün eriyor. Memura, işçiye, onurunu, gururunu aşağılayan sefalet ücreti reva görüldü. Bunların çarşı pazardan haberi yok, gerçekten hayattan haberi yok. Gençlerimiz işsiz ve daha hazini gençlerimiz umutlarını yitiriyor" dedi.

"HAZİNE BORCU SON 2 YILDA 2 KATLANDI"

Babacan, şöyle devam etti: Devletin hazinesi boş, Merkez Bankası'nın döviz rezervleri kalmadı. Hazine'deki kasaları, Merkez Bankası'ndaki kasaları biz doldururken bu milletin alın teriyle, işçisinin alın teriyle, ihracatıyla, üretimiyle doldurduk, çarçur ettiler ya. 2 yılda 130 milyar dolarını harcadılar bu memleketin. Taraflı Cumhurbaşkanı, akraba bakan el ele verdiler, yıllardır biriktirilen döviz rezervini indirdiler bugün eksi 49 milyar dolara. Yazıktır, günahtır. 2 yılda böyle bir zarar verilebilir mi memlekete? Hazine'nin borcu son 2 yılda tam 2'ye katladı. Nedir bu memleketten istediğiniz, nedir alıp veremediğiniz. O kadar mı kıymetli o koltuk? Şu anda 'Beka beka' dedikleri var ya tamamen bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda. Bütçe açığı, finansan açığı, Türkiye adeta bir açıklar ülkesi oldu. Ama en büyük açık güven açığı. Bunlar bu ülkenin kurumlarına olan güveni yerle bir ettiler. Kimse artık bu hükümete güvenmiyor. Hiç kimse korkmasın, bu ülke çok daha iyisine layık. Bu ülke DEVA Partisi ile beraber çok daha iyi bir geleceğe sahip olacak.

"KAYYUMLAR ÜLKESİ OLDUK"

Babacan, "Halkımız sosyal yardımlara muhtaç hale getiriliyor. Yoksul bir vatandaşımız devletin verdiği yardımlara ulaşırken iktidar partisinin üye kartını göstermek zorunda mı? Toplumdan kopunda, toplumla aranıza büyük bariyerler girince, etrafınızda dar dar bir kadro oluşturursanız halktan koparsınız.Şu anda memleketimizde maalesef hukukun üstünlüğü yerine bir insanın keyfi kararlarının üstünlüğüne biat ediliyor. Belediyelere teker teker kayyum atanıyor. Şimdi de STK'lara kayyum atıyorlar. Utanmasalar siyasi partilere de kayyum atamaya kalkacaklar. Kayyumlar ülkesi olduk ya. Bu ülke kayyum atanarak yönetilmez" ifadelerini kullandı.

ALİ BABACAN GENEL BAŞKANLIĞA SEÇİLDİ

Babacan’ın konuşmasının ardından Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) seçimlerine geçildi. Ali Babacan, 523 delegeden 515'nin oyunu alarak tekrar genel başkanlığa seçildi. Seçimde, 8 delegenin oyu ise geçersiz sayıldı.