Hataylı depremzede yağışlar nedeniyle su basan çadırını göstererek "Çok yalvardık kimse yardım etmedi" dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde evi yıkılan depremzede 13 kişi aynı çadırda kaldıklarını anlattı. Tuvalet için bir çukur açtığını ve üzerini battaniyeyle örttüğünü söyleyen depremzede gözyaşlarıyla su basan çadırını gösterdi. Yıkılan binasına işaret eden Yüksek, şunları söyledi: “Depremde binamız üstümüze çöktü. Kendimizi kurtaramadık. Benle çocuklarım, bir de torunum var. 3 kattan 2 kata kadar indi. Beni oğlum çıkardı. İp atacaktık yukarıdan aşağıya. Allah’tan bir delik çıktı. O delikten hepimiz çıktık. Sağ salim ama evim çöktü üstümüze. 10 gün kaldım serada yağmurun altında. Bir domatesim var serada, hepsini kopardım, içinde kaldık. Ne yatak çıkarabildim ne kaşık, hiçbir şey çıkaramadık. 10 gün sonra getirdiler bir çadır. Gene de su bastı çadırımı. 13 kişi içinde yatıyoruz. Bu çadır, bir de burada mutfağım var. Burada kocam yatıyordu. Bir çekyat koydum buraya. Sonra su içine girdiğinde çıkardım. Ona erzağımı koydum. Erzakların hepsi şimdi su içinde kaldı. Gene yağmur yağdı, 3 kişi geldi gece. Dedi, ‘Yenge yağmurda irkiliyor musun’. Dedim, gel, gözünle gör. Gördü. Dedi 'Size palet getireceğim.' Vallahi kimse yardım etmedi. Benim yataklarım hepsi şimdi su oldu, nasıl yatacağım? Hepsi sular içinde. Yani hiç kimse yardım etmiyor bize, hiç kimse. Çok yalvardık.” https://tele1.com.tr/refakatsiz-35-depremzede-cocugun-kimligi-belirsiz-815956/

“ÇARESİZİZ”

Tuvalet sıkıntısı çektiklerini de anlatan Yüksek, şöyle konuştu: “Bir çukur açtım, üstünü battaniyeyle örttüm o çukurun. İçine giriyorlar torunlar. Ben de giriyorum. Suyu burada muhtar getiriyor. Telefon ettim, rica ettim. Bir haftadan beri benim suyum yok. Sağ olsun bugün getirdi. Depomu doldurdu. Yani perişanız. Gerçekten çok mağduruz. Yatak, yorgan, battaniye istiyoruz. Bunları da karşılasınlar. Bir de bir bunun altına bir şeyler koysunlar, su girmesin içeri. Bir şey istemiyoruz. Ne yapalım? Bir şey getirmiyorlar bize. Çadır vermiyorlar bize, çadır. Allah inandırsın, 5 kere gittim çadır için. Sığmıyorlar. Benim oğlum yeni evli. Bir yaşında bir çocuğu var. Sular içinde kaldı. Vermiyorlar, diyorlar ‘Verdik size bir tane’ ama yetmiyor. Benim torunlarım burada. Hepsinin evleri yıkıldı. Ne yapayım? Çaresiziz.”