Deprem felaketinde yeni binaların yıkılma sebebi beton kalitesi!

Yayın tarihi: 15 Mart 2023 Çarşamba 8:29 pm - Güncelleme: 15 Mart 2023 Çarşamba 8:29 pm

Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler sonrası afet bölgesindeki hasar tespit çalışmalarına katılan İnşaat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Abdulkadir Orhan, yeni binaların yıkılma sebebinin beton kalitesi olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede hasar tespiti inceleme ve araştırmalarına katılan İnşaat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Abdulkadir Orhan, 10 günlük incelemeleriyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin de açıkladığı rakamlara göre yıkılan binaların yüzde 98’den fazlasının 1999 yılı öncesine ait olduğunu, 132 yeni binanın yıkıldığını ifade eden Orhan, “Bunların yıkılmaması gerekiyordu. Biz 132 tane binanın denetim faaliyetini tam yürütememişiz ki bu binalar yıkılmış. Bu noktada da sadece yapı denetimleri olarak değil, yapı denetim hizmeti alan binaların dahi başında o ruhsatta ismi geçen şantiye şefinin, kendi meslektaşımızın yerinde bulunmamasından kaynaklı bu tip sıkıntılarla karşılaştığımızı gördük” dedi.

Deprem bilimci Naci Görür’den sitem: Anlatamamışız

“YENİ BİNALARIN YIKILMASININ SEBEBİ BETON KALİTESİ”

Yaptıkları incelemelere göre, yeni binaların yıkılma sebebinin birçoğunun beton kalitesi olduğunu söyleyen Orhan, “Santralden mi kalitesiz geldi yoksa şantiyede mi su katıldı sorusuna bakınca da şantiyede dökülen betonun dayanımları sağlamadığını tespit ettik. Bunun en büyük nedeni de şantiyede betona su katılması. Şantiyelerde mikserlere su katılmak suretiyle beton döküldü mü betonun mukavemeti en az yarı yarıya düşüyor. Eğer bir şantiyenin başında şantiye şefi yoksa, şantiye mühendislik hizmeti almamışsa bu tip hatalarla karşılaşılabiliyor. Her ne kadar santralden gelen beton doğru beton da olsa yerinde dökümü tam gerçekleşmediği için kalitesiz beton sonucu bu tip yıkımlarla karşılaşabiliyoruz. İşim 10 dakika daha erken bitsin diye maalesef ustalarımız, işçilerimiz kendi arasında santralci ile beton pompacısıyla anlaşarak beton mikserine su katıyor. Bu da akışı hızlandırıyor. Yani çalışanlar bu akışkanlık sayesinde günde ortalama 1,5 saat erken mesai bitiriyor. Sonra da bu tip kötü sonuçlarla karşılaşıyoruz. Bu işin başında bir şantiye şefi olsa o işi takip etse kesinlikle bu tip sıkıntılarla karşılaşmayacağımızı da öngörebiliriz” diye konuştu.

Depremde yıkılan Mete Apartmanı’nın mühendisi kendisini ‘Kusurum yok’ diye savundu

PASİF MÜHENDİS İLANI

Müteahhitlerin şantiye şefi çalıştırmaktan imtina ettiklerini, mühendislerin de biraz yumuşak durduklarından, şantiyenin başına gitmeden imza atmak suretiyle belli bedel karşılığında hizmet verdiklerini vurgulayan Orhan, şunları söyledi:

“O şantiyenin başına şantiye şefinin getirilmesi lazım. Bu noktada bizim kanun ve tüzüklerimizin de değişmesi lazım. Ne yazık ki şu an yürürlükte olan şantiye şefliği kanununda bir inşaat mühendisinin 5 ayrı şantiyeye bakabileceği noktasında bir madde var. 2024’ün başında bu kanun, yeni haliyle yürürlüğe girecek. Ancak yeni girecek kanun da yeterli değil. Bizim önerimiz, ivedi bir şekilde bu kanunu değiştirip, bir şantiyeye bir şef olması noktasında yürürlüğe koymaları olur. Maalesef geçenlerde bu tip bir ilanla karşılaştık. ‘Çalıştırılacak pasif mühendis arıyoruz’ diye. Bu tip şeylere aman vermememiz lazım. Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde bizatihi kendim yaptığım bir tespiti söylemek istiyorum. Malatya Doğanşehir Halk Eğitim Merkezi 1979 yılında yapılmış 2 katlı betonarme bir bina. Bu binanın hasar tespit incelemesi için binanın içine girdiğimizde 2 ayrı büyük deprem atlatmasına rağmen halk eğitim merkezinin, sıva çatlağı dahi yok denecek kadar hasarsız olduğunu gördük. Ancak hemen yanı başında yaklaşık 10 yıllık bir bina vardı. Maalesef zemin katından çökmüştü ve yeni teknolojiyle yapılmıştı ama buradan neyi çıkartıyoruz, mühendislik hizmeti almış bina ile mühendislik hizmeti almamış binalar arasında dağlar kadar fark oluyor”