Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 50 kişinin idam edildiği ve 171 kişinin ‘işkenceden öldüğü’ darbenin faillerinden ise hesap sorulmadı.

12 Eylül; idam, kötü muamele ve insan hakları ihlalleriyle zihinlerdeki yerini koruyor. Süleyman Demirel’in başbakanı olduğu hükümetin görevden alındığı darbe sürecinde TBMM lağvedildi. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı askeri dönem başladı. Yönetime el koyan faşist cunta, tüm yurtta sıkıyönetim ilan etti. 650 bin kişi gözaltına alındı. Gözaltı merkezleri ve cezaevleri, işkence merkezleri haline dönüştürüldü. 171 kişi işkenceyle öldürüldü. 14 kişi cezaevlerindeki açlık grevlerinde yaşamını yitirdi.

İŞKENCENİN MERKEZİ: DİYARBAKIR CEZAEVİ

Kayıtsız 150 günü geçen gözaltılar yaşandı. Gözaltına alınan insanların yüzde 95’i işkenceye tabi tutuldu. En yoğun işkencelerin uygulandığı yer, 34 tutuklunun öldürüldüğü Diyarbakır Cezaevi oldu. Askeri mahkemelerde açılan 210 bin davada, 230 bin kişi yargılandı. 50 kişi idam edildi. İç Güvenlik Komutanı Esat Oktay Yıldıran, tutuklu ve hükümlüleri, şiddet, falaka, dışkı yedirme, copla istismar, lağım suyunun içine bırakma gibi vahşet tezgâhlarından geçirdi. Yıldıran, 1988’de, İstanbul Kısıklı’da bir halk otobüsünün içinde ailesinin gözü önünde başından vurularak öldürüldü. Gözaltı süreleri 90 güne çıkarıldı. Adil yargılanma hakkı tamamen kaldırılarak Sıkıyönetim Komutanlıklarınca Sıkıyönetim Mahkemeleri kuruldu. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 30 bin kişi siyasal sığınmacı olarak yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. Yargılanan gazeteciler toplam 3 bin 315 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu. 300 gazeteci saldırıya uğrarken, 3 gazeteci silahla öldürüldü, 31 gazeteci cezaevinde yattı. 12 Eylül 1980-6 Kasım 1983 arasında gözaltında veya cezaevinde ölenlerin sayısı 183, açlık grevinde ölenlerin sayısı 5 olarak kayıtlara yansıdı.

"BESLEYELİM Mİ?"

Darbe öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen 17 yaşındaki Erdal Eren, 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi. Eren’in idam kararı, Yargıtay tarafından iki kere iptal edilmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi’nde infaz edildi. Darbeci Kenan Evren’in 17 yaşında astırdığı Erdal Eren için söylediği “Asmayalım da besleyelim mi?” sözü ise hafızalardan hâlâ silinmedi. 12 Eylül öncesinde, 1978’de 809 kişi öldü, 6 bin 984 kişi yaralandı. 1979’da bin 108 ölüm, 5 bin 467 yaralama, 1980 Eylül’e kadar da 2 bin 27 ölüm ve 4 bin 266 yaralama olayı meydana geldi. 12 Eylül ve sonrasında ise 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 7 bin kişi için idam istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. 50 kişi idam edildi. 71 bin kişi düşünce suçundan yargılandı. 58 bin kişi örgüt üyeliğinden yargılandı. 30 bin kişi ‘sakıncalı’ diye işlerinden, 14 bin kişi ise vatandaşlıktan çıkarıldı. 23 bin dernek kapatıldı.

"ELİM BİLE TİTREMEDİ"

12 Eylül Darbesi'nin baş aktörlerinden dönemin Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren, katıldığı bir televizyon programında ise imzaladığı idam kararlarına ilişkin olarak " İdamları imzalarken elim bile titremedi" demişti. Türkiye, gözaltında kayıp gerçeğiyle de 1980 sonrasında karşılaştı. 1980-1990 arasında İstanbul, Ankara, Bingöl, Siirt, Kars, Siverek ve Hakkâri’den, Cemil Kırbayır, Hüseyin Morsümbül, Hayrettin Eren, Mahmut Kaya, Nurettin Yedigöl, Zeki Altunbaş, Süleyman Cihan, Veysel Güney, Nurettin Öztürk ve Maksut Tepeli’nin de aralarında bulunduğu 12 insan gözaltında kaybedildi. Yıllarca kayıp çocuklarını arayan Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana ve daha niceleri, evlatlarının acısıyla yaşamlarını yitirdi. Kenan Evren ve emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya, 2012 yılında yargı önüne çıkarıldı. Evren ve Şahinkaya, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Takdiri indirimle bu cezalar, “müebbet hapis cezası”na çevrildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin temyiz incelemesi sürerken Evren, 10 Mayıs 2015’te, 98 yaşında; Şahinkaya da 9 Temmuz 2015’te, 90 yaşında hayatını kaybetti. Binlerce kişiyi işkenceden geçiren, onlarca kişiyi katleden, işkence emri veren diğer darbecilerden ise hesap sorulmadı.
Muhabir: Alp Yanardağ