Cumhur İttifakı'nın açılım süreci çıkışı tartışmaları beraberinde getirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Parti Eş Genel Başkanlarının elini sıkması ile başlayan süreç önce AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ardından da DEM Parti tarafından desteklendi.
Edirne Cezaevi’nde tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ne diyeceği ve süreci nasıl yorumlayacağı merak konusu oldu.
DEM Parti'den oluşan bir heyet ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel, cezaevinde Demirtaş'ı ziyaret etme kararı aldı.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Demirtaş'ın tavrını açıladı. Aylar önce Demirtaş'ı ziyaret ettiğini söyen Çandar, Demirtaş'ın Bahçeli ve Erdoğan ile görüşülmesinden taraf olduğunu söyledi.
Karar'a konuşan Çandar şu ifadeleri kullandı:
"Demirtaş ile son bir yıl içinde en çok görüşen milletvekiliyim. En son görüşmemiz haziran ayındaydı. Ara biraz açıldı. Genellikle 2-3 saat süren açık sözlü ve dostane konuşmalar yapıyoruz. Demirtaş’ı çok seviyorum; onun önemini, Türkiye'nin geleceği açısından çok gerekli buluyorum.
Demirtaş, tıpkı Abdullah Öcalan gibi, Türkiye'nin geleceği ve toplumsal barışı açısından önemli biri. Eğer Demirtaş’ı hapiste tutmaya devam ederseniz ve onun ne düşündüğünü bilmeden, rolünü oynamaktan mahrum bırakırsanız, Türkiye’ye kötülük yapıyorsunuz demektir. Aynı zamanda, Türkiye’de toplumsal barış istemediğiniz anlamına gelir.
Eğer Türkiye'de gerçek bir toplumsal barış oluşturmak istiyorsanız, o zaman Öcalan'ın tecridi ve Demirtaş’ın hapiste tutulması durumu ortadan kaldırılmalıdır. Bu iki isim, Türkiye’nin toplumsal barışı ve Kürt barışı açısından önemli figürlerdir. Eğer bu isimleri hapiste tutmaya devam ederseniz, ya toplumsal barışı güçlendirmek istemiyorsunuz ya da hayal kuruyorsunuz.
Demirtaş hapiste kaldığı sürece, çözüm sürecinin başarılı olabileceğine dair umut beslemek mümkün değil. Anayasa yapma konusunda da bir ilerleme kaydedemeyiz; hangi anayasa Selahattin Demirtaş hapisteyken yapılabilir ki? Ayrıca Öcalan’ın ne düşündüğü, ne yapabileceği bilinmediği sürece, bu sürecin ilerlemesi imkânsız hale gelir.
Demirtaş, Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ile görüşmekten yana. Son görüşmemizden sonra bu fikrinin değiştiğini sanmıyorum.
Eğer gerçek bir diyalog ve barış süreci istiyorsak, bu figürlerin özgür olması şarttır. Aksi takdirde, Türkiye’deki barış arayışları sadece kelimelerde kalır ve somut bir sonuca ulaşamaz.
Ancak şu anda perde arkasında atılan adımların Demirtaş'ın stratejisiyle ilgili olup olmadığı konusunda net bir şey söyleyemem.
Üç aydır kendisini görmedim. Önümüzdeki birkaç hafta içinde yeniden görüşmeyi umuyorum."