MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'de partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrının ardından başlayan süreç İmralı'da Öcalan ile görüşen DEM Parti heyetinin ziyaretleriyle devam ediyor.
Dün AKP heyeti, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile görüşen; DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile görevden alınarak yerine kayyım atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan heyet, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i TBMM'de ziyaret etti. Ziyarette Özgür Özel'in yanında CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen yer aldı.
ÖZGÜR ÖZEL'DEN ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER VURGUSU
Görüşmenin ardından açıklama yapan Özgür Özel, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. Özel şunları söyledi:
Kendilerini dinledik ve içinde bulunduğumuz sürece, döneme yönelik olarak ilk baştan beri Türkiye'nin 50 yıldır süren bir sorununu ortadan kaldırmak, annelerin gözünün yaşını dindirmek, yeni şehitlerimizle sarsılmamak, daha fazla kayıplar vermemek adına atılacak her türlü adıma Cumhuriyet Halk Partisi olarak katkı sağlayacağımızı daha önce ifade etmiştik. Bu görüşlerimizi değerli heyetimizle de paylaştık.
Bugün kadarki ve bundan sonrasıyla ilgili beklentilerimizi, endişelerimizi, olumlu, olumsuz gördüğümüz yönleri, eleştirilerimizi büyük bir açıklıkla dile getirdik. Bundan sonrasına yönelik olarak önerilerimizi, tavrımızı ifade ettik. Çok kısaca söylemek gerekirse; bizim tarihsel tutarlılığımız böyle bir süreci Meclis odaklı, Meclis'in öncülüğünde, önderliğinde ve denetiminde ilerlemesi gerektiğidir. Bu konuda herhangi bir şüphemiz, farklı düşüncemiz yok. Bundan sonraki süreçte atılacak tüm adımlar için Meclis'te tüm siyasi partilerin içinde olduğu güçlü bir komisyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu açık yüreklilikle ifade ettik.
Toplumsal mutabakatın önemli olduğunu, toplumun en hassas duygularının göz ardı edilmeden adımlar atılması gerektiğini ifade ettik. Biz toplumsal mutabakat dediğimizde tüm toplumun kendini dışlanmamış hissettiği, içinde olduğu bir süreci kastediyoruz. Özellikle şehit aileleri ve gazilerin de bu süreçte rencide edilmeden, dışlanmadan; endişeleri, korkuları, duyguları göz önüne alınarak ve onların da sözlerini söyleyebildikleri mekanizmaların oluşturulmasına yönelik önerilerimizi de ifade ettik.
Hem ziyaretleri hem de bundan sonra Türkiye'nin barışına yönelik olarak atılacak adımlarda hiçbir siyasi çıkar, pazarlık, beklenti olmaksızın esas olanın Türkiye'nin her birlikte bütün vatandaşların gelecek umutlarını yükseltmek, akan gözyaşlarını, kanı durdurmak noktasında ifade edilen iradeyi önemsiyoruz. Atılacak tüm adımların hem demokratik hem yasal adımlar olması gerektiğini, şeffaf yürütülmesi gerektiğini önemsiyoruz. Ayrıca toplumun da 'acaba bir takım siyasi çıkar ilişkileri mi var? Anayasa değişikliğinin ilk adımları mı?' gibi bir noktada da bu ihtimali tamamen dışlayan bir sürecin içinde olunması gerektiği noktasındaki mutabakatımızı da memnuniyetle görmüş noktadayız. Önemli olan kanı, gözyaşını ve Türkiye'nin bir bütün olarak kaybetmesini engelleyip yarınlara umutla bakabilmek. Biz bu umudu muhafaza ediyoruz.
ÖNDER: EVLATLARIMIZA BARIŞ BORCUMUZ VAR
Sözlerine Özgür Özel'e teşekkür ederek başlayan Sırrı Süreyya Önder ise şunları söyledi:
"Çok kapsamlı bir görüşme imkanı bulduk. Önerileri, katkıları ve endişeleri dinledik. Hepsi birbirinden kıymetli. Özellikle endişe ve itirazlar destekler kadar hatta daha fazla anlamlı. Çünkü bu, dar bir kesimin manevrası değil, toplumun geniş kesimini ilgilendirdiği için bir şey olduğu için hepsini dikkate almak, çareler ve çözümler bulmak zorundayız. Evlatlarımıza, torunlarımıza barış içinde bir ülke borcumuz var. Bu borçtan kaçamayız."
