Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin açıklamada bulundu. Tanık beyanlarıyla Narin’in kaybolduğu algısı yaratıldığını söyleyen Eren, Narin’in kopan bacağıyla ilgili ise, “O bacağın üzerinde hiçbir et parçası kalmadığını açıklamak istiyorum” dedi.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni dere yatağında bulunan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Fuat Güran ile 2 kuzeni ve yengesinin de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı.
Narin Güran’ın ölümüne ilişkin soruşturma devam ederken Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren açıklamalarda bulundu.
Narin’in dosyasına müşteki olarak başvuru yaptıklarını ifade eden Nahit Eren, “Bütün aile bireylerinin bu dava dosyası açısından şüpheli konumunda ve tutuklu oldukları için, müşteki sıfatı kazanamayacaklarından dolayı, dosyaya resmi anlamda müşteki sıfatıyla dahil edilme talebinde bulunduk” diye konuştu.
YETKİLİLER DİKKATE ALMAMIŞ
Güran ailesinin Narin kaybolduktan sonra kendilerine yaptıkları başvuruyu kabul etmediklerini açıklayan Eren, Narin’in ailesinin yakınlarının fail olabileceğini belirtmelerine rağmen ilgili birimlerin kendilerini dikkate almadığını söyledi.
“NEVZAT’IN GİZLİ TANIK, İTİRAFÇI OLDUĞU DOĞRU DEĞİL”
Nahit Eren, “Tanık beyanlarıyla ‘Narin kaçırıldı’ algısı oluşturuldu” diyen Eren, “Narin’in kaybolma saati 17.40 diye bilinçli söylenmiş, 30 dakika çözüldüğünde fail açığa çıkacak” ifadelerini kullandı.
“Geçmiş tecrübelerimizle paralel olarak yakınların yeri geldiğinde fail olabileceğini belirttik. Nedense ilgili birimler hiçbir şekilde bunu dikkate almadı” diyen Eren, “Nevzat gözaltına alındığında adeta bir gizli tanık, adeta kendisinin itirafçı olduğu algısı kamuoyuyla paylaşıldı. Bu da doğru değil. Kamuoyuna yanlış bir saat verdi ancak Narin 15.15 ile 15.40 arasında öldürülüyor. Nevzat tarafından da torbaya konuluyor” ifadelerini kullandı.
“PAYLAŞILAN ÖN OTOPSİ RAPORU DEĞİLDİ”
“Narin’in ön otopsi raporu çıktı” şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Eren, “O rapor, ön otopsi raporu değildi, o bir tutanaktı. Herkes tarafından paylaşıldı” dedi.
Eren, “Narin’in kırmızı eşarbı çuvalın içindeydi” dedi.
NARİN’İN KOPAN BACAĞI
Narin’in kopan bacağının ‘dışarıdan bir canlının müdahalesiyle kopmuş gibi gözüktüğünü’ söyleyen Eren, “Nevzat, üzülerek ifade ediyorum, bir bacağının dışarıda kaldığını ifade tutanağında ifade ediyor. O bacak kopmuştur. Doğrudur. Yine savcı tutanağına baktığımızda, o bacağın üzerinde hiçbir et parçası kalmadığını size açıklamak istiyorum. Dizden aşağı olan bölümde hiçbir et parçasının olmaması, dışarıdan bir canlının müdahalesinin işaretidir” dedi.
Nahit Eren ayrıca, Narin’in cansız bedeni bulunmadan kayalıklardaki bulunan kanın Narin’e ait olmadığının söylendiğini hatırlattı. Eren, “Hala dosyaya kan örneklerini bekliyoruz. Hangi bilimsel veriyle bu açıklama yapıldı? Köylülerden alınan beyan üzerine bu açıklamanın yapıldığını anlıyoruz” diye konuştu.
“AMCA YENİDEN İFADEYE ÇAĞRILMALI
“Amca Salim, yeni ifadeler nedeniyle yeniden savcılığa ifadeye çağrılmalı. Tutuklanmayanların ağız birliği ifadelere yansıyor” diyen
Eren, aile bireylerini işaret ederek, “Kimler tarafından nasıl ifade vermeleri gerektiği ilk gün aktarılıyor” diye konuştu.
SES KAYDI İDDİASI
Nahit Eren, ortaya çıkan ‘ses kaydı’ iddiasına ilişkin ise, “O kayda ilişkin soru işaretlerini gidermek adına biraz daha zamana ihtiyacımız var” dedi. Eren kayıtla ilgili, “Söz konusu kişi ve ikinci bir kişi arasında onun da amca olduğu söyleniyor. Ama içerik itibariyle zarar vermemek için söylüyorum. Sorulan soru ve alınan cevap iddia edildiği gibi değil” diye konuştu.
Söz konusu kayıtta, amca Salim Güran’ın, bir işçisine telefonda “Kız yaşıyor mu öldü mü?” dediği iddia edilmişti.
15 YAŞINDAN KÜÇÜK DİYE SERBEST BIRAKILDI İFADYİ ÇOCUK SAVCISI ALMALIYDI
Dün 22 şüpheli adliyeye sevk edildi. İfadeler alındı, sonra 9 kişi tutuklamaya sevk edildi. 3 kişi adli kontrol, 10 kişi serbest bırakıldı. Tutuklama talebiyle dosyada bulunan bir SSÇ tutuklamaya sevk edildi. Arkadaşlarımızın taleplerine rağmen bu yapılmadı. SSÇ, çocuk şube tarafından ifade işlemlerine tabi tutulup, çocuk savcıları tarafından ifadesinin alınması gerekiyordu.