- Kurumsal çatışmalar had safhadadır.
- Çalışanlar stres ve tükenmişlik yaşamaktadırlar.
- Çalışanlara duygu ve düşüncelerini ifade etme şansı tanınmamaktadır.
- Çalışanlar kurumca alınan kararlara katılamamaktadır.
Yöneticiler örgütlerde uygun örgütsel iklimi yaratmak için şu niteliklere sahip olmak zorundadırlar:
- Her çalışmanın temel gereksinmeler dikkate almalıdır.
- Her çalışanın kendilerini ifade etmelerine olanak tanımalıdır.
- Çalışanlar arasında adalet, eşitlik ilkesine dikkat edilmelidir.
- Her çalışmanın gizil güçleri gerçekleştirmelerine dikkat edilmelidir.
Sonuç olarak; dayıcılık nedeniyle atanan yöneticilerin toplumsal gerçeklikle ve sorunların çözülmesi ile hiç bir ilgisi olamaz. Yine, dayıcılığın sonucu atanan yöneticiler örgütsel etkililiği sağlayabilecek kültür ve iklimi yaratmadan çok uzak kalmaları ihtimal dahilindedir.
Dayıcılık kurumlarda etik ilkelerinin erozyona uğratılması anlamına da gelebilir. Ülkemizde kanayan bu yaranın sarılması önem taşımaktadır. Bu bakış açısının değişmesi için siyasi erkinde çaba göstermesi zorunludur.
Ayrıca devletin adalet, eşitlik ilkelerinden vazgeçişi de dayıcılığa yaygınlaştırabilir.
Sonuç olarak sağlıklı toplum hakkaniyet ölçütünde yönetilmesi bir ölçüde dayıcılığa son verimesiyle mümkündür.