Davos’tan önce anketini yaptırdılar! ‘Kapitalizm, yarardan çok zarar getiriyor’

Yayın tarihi: 21 Ocak 2020 Salı 3:24 pm - Güncelleme: 21 Ocak 2020 Salı 3:24 pm

Dünyanın en büyük şirketlerinin yöneticileri, 50. Dünya Ekonomik Forumu için İsviçre’nin Davos kasabasında bir araya gelmesinden önce kapitalizmin nasıl algılandığına dair bir araştırma yayımlandı. Yapılan araştırma, insanların büyük çoğunluğunun kapitalizmin yarardan çok zarar getirdiğine inandığını ortaya koydu.

“Edelman Trust Barometer” adlı kuruluşun ABD, Fransa, Çin ve Rusya dahil 28 ülkede 34 bin kişiyle yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 56’sı ‘bugün varolan kapitalizm formunun dünyaya faydadan çok zarar getirdiğini’ söyledi.

Eşitsizlik duygusunun arttığını gösteren daha önceki anketlere işaret eden araştırmacılar, buradan hareketle insanların Batı’daki kapitalizm temelli demokrasiler hakkında daha temel şüphelere sahip olmaya başlayıp başlamadığını sorguladı.

TAYLAND VE HİNDİSTAN BİRİNCİ SIRADA

Araştırmaya liderlik eden David Bersoff, “Bu soruya cevap evetti. İnsanlar bugün sahip olduğumuz ve içinde yaşadığımız dünyanın iyi bir gelecek için optimize edilip edilmediğini sorguluyor” dedi.
Kapitalizme güvensizlik bakımından Tayland ve Hindistan sırasıyla yüzde 75 ve 74’lük oranla başı çekti. Fransa, yüzde 69’la bu iki ülkeyi takip etti.

Asya, Avrupa, Körfez, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde de çoğunluk bu yönde düşünürken; sadece Avustralya, Kanada, ABD, Güney Kore, Hong Kong ve Japonya’da çoğunluk kapitalizmin zarar verdiği fikrinde uzlaşamadı.

Ankete katılanlar kararlarını teknolojik gelişmelerin hızı, iş güvencesizliği, medyaya karşı şüphe ve hükümetlerin zorluklara müdahale konusundaki yetersizliği gibi gerekçelerle açıkladı.

Araştırma siyaset bilimci Francis Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’ diye anılan tezindeki teoriyi test etmek amacıyla 2000 yılında başlatılmış. Fukuyama, ilk kez 1989’da yayımladığı makalede, Soğuk Savaş’ın sonunda SSCB’nin dağılmasıyla Batı’nın liberal ekonomik ve siyasal düzeninin yani kapitalizmin zafer kazandığını, bunun da tarihin sonu anlamına geldiğini iddia ediyordu.

Bu teoriye günümüze kadar pek çok kez meydan okundu. Antitez olarak Çin’in giderek artan etkisi, otokratik liderlerin güç kazanıyor olması, ticari korumacılık ve 2007 finansal krizi gibi gelişmeler örnek gösterildi.