‘Darbe İçinde Darbe’ çıktı: ‘Yetmez Ama Evet’çilerin 15 Temmuz planı…

Yayın tarihi: 14 Ağustos 2019 Çarşamba 11:18 pm - Güncelleme: 14 Ağustos 2019 Çarşamba 11:42 pm

TELE1 ve ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın yeni kitabı “Darbe İçinde Darbe” Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıktı.

TELE1 ve ABC Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Merdan Yanardağ, Darbe İçinde Darbe adlı eseriyle Türkiye’nin, 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimine nasıl sürüklendiğini inceledi. Yanardağ, 31 Mart 1909’dan sonra ikinci dinci-İslamcı darbe olarak tanımladığı 15 Temmuz’un nasıl bastırıldığını anlattı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin, FETÖ’cü kalkışmayı fırsata çevirdiğini söyleyen Yanardağ, 15 Temmuz’un bastırılmasının ardından 20 Temmuz darbesinin gerçekleştiğinin altını çizdi.

Kitabın “Darbe ve Liberal Sefalet” başlıklı bölümünde, Türkiye’deki liberal isimlerin FETÖ’cüleri ve FETÖ’yü nasıl meşru hale getirmeye çalıştığını; özellikle sol liberallerin, Fetullahçı tehdidini yazanlara karşı nasıl cephe aldıklarına değindi. “Yetmez Ama Evet”çilerin, sol liberallerin, 15 Temmuz’u FETÖ’nün değil de Kemalistlerin yaptığına dair nasıl algı oluşturmaya çalıştığı anlatıldı.

İşte “Darbe ve Liberal Sefalet” başlıklı bölümdeki “Çöplüğe Dönüşen Liberal Mahalle” adlı o bölüm:

“Liberaller, Cemaat’i hayır işleri yapan ve ülkeyi demokratikleştirmek isteyen bir sivil toplum platformu ya da örgütü sandıkları için, bugün olan biteni de bir türlü kavrayamıyorlar. Öyle ki bu çevrenin önde gelen isimleri hâlâ 15 Temmuz darbesini Cemaat’in yaptığına bile inanmıyor. Japon askeri gibiler. Gerçeğin ortaya çıktığını bir türlü kabullenemiyorlar. Örneğin, ‘Yetmez Ama Evet’ kampanyasıyla ünlenen Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) yöneticilerinden Roni Margulies, AKP-Cemaat kumpaslarının gazetecisi Ahmet Altan ve Birikim dergisi çevresinin lideri durumundaki Ömer Laçiner gibi sol liberaller, ortalığa saçılan kanıtlara, raporlara, ifadelere ve itiraflara karşın, gerçek apaçık ortadayken 15 Temmuz darbesini Cemaat’in yapmadığını, bu kalkışmanın ana gücünü -gövdesini- Kemalistlerin oluşturduğu iddiasını kısa sayılmayacak bir süre boyunca ısrarla savundular.”