Muharrem İnce Memleket Partisi’nin ilk genel başkanı seçildi

Yayın tarihi: 18 Eylül 2021 Cumartesi 4:18 pm - Güncelleme: 18 Eylül 2021 Cumartesi 4:22 pm

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin 1’inci Olağan Kurultayı’nda konuştu. İnce, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak, “Açıklıyorum; aday adayıyım” dedi. İnce Erdoğan’ın kurdeleyi erken kesen çocuğun kafasına vurmasıyla ilgili, “en yararlı yapacağın iş torun bakmak olacak demiştim. Geçen çocuğun kafasına vurunca ondan da vazgeçtim” dedi. 12 bin 783 üye tarafından aday gösterilen İnce bütün delegelerin oyuyla genel başkan seçildi.

Muharrem İnce, Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen kurultayın açılış konuşmasını yaptı. İnce, Türkiye’de kutuplaşma düzeni olduğunu savunarak, “İki taraf da birbirine düşman gözüyle bakıyor. Biz Türkiye’deki bu kutuplaşma siyasetine son vereceğiz. İktidar din sömürüsü üzerinden ‘Ben gidersem felaket olur’ diyor. Muhalefet ‘Bana oy vermezsen AKP gelir, korku siyaseti gelir’. Biz bu korku siyasetini yok edeceğiz. Muhalefet partisi genel başkanına ‘Yaklaşma çocuğuma’ diyor bir anne. Yanlıştır, muhalefet genel başkanına yapılan. Ben AK Parti’li olsaydım eğer gider bulurdum onu ‘Bir daha muhalefet partisinin genel başkanına böyle yanlış işler yapma’ derdim ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın mesajı okunuyor İstanbul’da; ana muhalefet partisinin genel başkanı sırtını dönüyor. Sen de yanlışsın, dönmemelisin. Yerel seçimler öncesinde bir belediye başkanına ‘Pontus’ göndermesi yapıyor; bu da yanlıştır. Fatih Sultan Mehmet’e benzetmek de yanlıştır” dedi.

DELEGELERİN TAMAMININ OYUNU ALARAK GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ
Memleket Partisi’nin 1’inci Olağan Kurultayı’nda genel başkan seçimi yapıldı. Kurultayda 859 delegenin 750’si oy kullandı. Oy kullanan delegelerin tamamının oyunu alan Muharrem İnce, Memleket Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi.

“KÜRT SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ”

Muharrem İnce, Memleket Partisi’nin iktidara gelmesi halinde yapacaklarını anlatarak, “Memleket Partisi iktidarında Esad ile anlaşıp Şam’a büyükelçi atayacağız. Türkiye’dekileri geri göndereceğiz.

Türkiye tarlada ucuz rafta pahalı modelini bırakacak. Şu anda tarım bakanlığı ithalat ofisi gibi. AKP hiçbir zaman tarımı stratejik bir sektör olarak görmedi. Memura, ürünlere yapılan zamlara bakın bir de gümrüğe yapılan zamlara bakın. AKP döneminde eğitim, okullar parayla kitaplar bedava. Hiçbir çocuğumuzu istemediği okula göndermeyeceğiz. ‘En iyi okul en yakın okuldur’ mantığıyla hareket ederek, eğitimin önündeki bütün engelleri kaldıracağız.

Kürt sorununu biz çözeceğiz. Biz imparatorluk kalıntılı bir ülkeyiz. Hepimiz bir milletin parçasıyız. Kürt sorununu polisiye tedbirlerle değil demokrasi ile özgürlüklerle çözeceğiz. Evrensel kuralları uygulayarak çözeceğiz. Memleket Partisi iktidarında hukuk devleti olmadan ekonomi yönetilemez” diye konuştu.

ANKA haber ajansının akatrdığına göre, İnce’nin kurultaydaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“TECAVÜZE UĞRAYAN ÇOCUKLAR KONUŞULMUYOR”

Türkiye’nin hali içler açısı, gençler işsiz, emekli perişan. Bir sözde din adamı, yakasında bir tek iktidarın rozeti eksik. Her gün meydanlarda fetva veriyor. Günaydını konuşuyor, karidesi, kalamarı konuşuyor ama yurtlarda tecavüze uğrayan çocukları konuşmuyor. Haramı konuşmuyor. Muhalefet de seyrediyor.

“DİNDEN GEÇİNENLERLE DERDİMİZ VAR”

Dindarlarla derdimiz yok. Dindar geçinen ve dinden geçinenlerle derdimiz var bizim. Hiçbir kompleksimiz yok. Günaydın diyenleri eleştiriyor. Sen ‘günaydın’ denmesine laf ediyorsun, sen Tayyip Erdoğan’ın şeyhülislamı mısın, Diyanet İşleri Başkanı mısın? Selamın Aleyküm de bizim, günaydın da bizimdir. Fatih Sultan Mehmet de bizimdir, Atatürk de bizimdir. 26 Ağustos 1071 Alparslan da bizimdir, 26 Ağustos 1922, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Günaydın mı diyeceğiz, selamın aleyküm mü diyeceğiz, sana soracak halimiz yok. İşine bak, önüne bak, git yurtlarda çocuklara yapılan tacizleri, tecavüzleri haramı, helali anlat; yüreğin varsa.

“TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEYE TALİBİZ”

Memleket Partisi’nin seçim vaadini açıklıyorum. Biz 50 artı bir oyla, Türkiye’yi yönetmeye talibiz. Onun için diyorum ki selam olsun memleketime. Önce memleket diyenlere selam olsun. Cesaretle yürüyenlere selam olsun. Mazlumla kol kola girenlere selam olsun. Umuduna kelepçe vurdurmayanlara, özgürlük diyenlere selam olsun. Süleymaniye’ye, Ayasofya’ya selam olsun. Çay bahçelerindeki emekçilerime, Trakya boynu bükük ayçiçeğime selam olsun.

 

“ATATÜRK’ÜN ASKERLERİYİZ DİYENLERE SELAM OLSUN”

Evladına okul kıyafeti alamayan babalara selam olsun. Türkü söyleyen dillere, bağlamada sevda büyütenlere, memleketin adı güzel, sesi güzel insanlarına selam olsun. Selam olsun kalem tutan ellere, bilim üretenlere. Selam olsun Boğaziçi’nde direnen hocalarıma, öğrencilerime. Selam olsun cahille sohbeti kesenlere, Youtube’da dislike butonunu çökerten gençlere. Namusu ile batan esnafıma selam olsun. Atanamayan öğretmenlerime, işsiz gençlere selam olsun. Filenin Sultanlarına selam olsun. Mersin Erdemli’de açığa alınan trafik polislerine, İkizdereli kadınlara; kula kulluk etmeyenlere, pandemide ‘önce halk sağlığı’ diyen doktorlarımıza, hemşirelerimize selam olsun. Vatan toprağının kıymetini bilenlere, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyenlere selam olsun.

Biz kimiz? Biz neden parti kurduk? Bizim farkımız ne? Diğerlerinden niye ayrıyız, size bunu anlatmak istiyorum. Türkiye’de iktidar ile muhalefet birbirine benzemeye başladı. Biz bir ilki başardık. Genel başkan, üyeler tarafından seçilir dedik. Parti yeni kurulduğu için, Muharrem İnce tek aday. Yarın değişecek. Bir vatan evladı çıkacak, ‘senden daha iyi yaparım’ diyecek. Bekliyorum onu. Çıkacak elbet, olsun, olmalı.

“ADAY ADAYIYIM”

Cumhurbaşkanı aday adayıyım. Ama sandığı koyacağız bütün üyelerin önüne. Belki başka bir vatan evladı çıkar, üyeler karar verecek. Yarın tartışmalı bir konu var. Buna genel başkan, MYK karar vermeyecek. Parti Meclisi de karar vermeyecek. Bütün üyelerle referandum yapacağız, referandum. Hepiniz söz sahibi olacaksınız. Önce partide demokrasi, sonra Türkiye’de demokrasi.

“GENÇLER HİÇ BİR YERE GİTMİYORUZ”

Gençler yurt dışına çıkmak istiyor haberlerini görüyoruz. Gençler hiçbir yere gitmiyoruz. Bu memleket bizim başka memleket yok, başka yere gidiş de yok. Bu ülke bizim. Sokaklarını biz temizlemezsek kimse temizlemez. Terk etmek yok. Ormanlarını biz koruyacağız, yollarını biz süpüreceğiz, umutlarınızı yaşatın hiçbir yere gitmek yok.

“ATATÜRK GİBİ BİRİ GELSE DE HAKLARIMIZI VERSİN DİYE”

Kadın arkadaşlarım, size bir şey söylemek istiyorum. Kusura bakmayın. Çevrenize biz bakın. Afganistan’a bakın. İran’a bakın, Arabistan’a bakın. Araba kullansın mı, kullanmasın mı, aynı sırada otursun mu oturmasın mı? Gör, gör, gör. 1930’larda kadınlar İngiltere’de yürüyüş yapıyor, ‘Biz Türk kadını kadar değerli değil miyiz?’ diye pankart açıyor. Haklarınızı savunun. Çıkmazsanız bin sene daha hakkımızı versin diye Atatürk beklersiniz.

“TARİHİ BİRLİKTE YAZALIM”

Biz makamların, rütbelerin adamı değiliz, tertemiz eller; dünya kuracağız. Gençler, kadınlar için yapacağız. Geçmişte hangi partiye oy verirsen ver, bu kutuplaştıran siyaseti bırakacağız. Hep birlikte mücadele edelim, geleceğimizi geri alalım. Gel kolumuza gir ki geleceğin tarihini birlikte yazalım.

“PİR SSULTAN’DAN, YUNUS EMRE’DEN ÖĞRENDİK”

Biz isyanı Şeyh Bedrettin’den, kula kulluk etmemeyi Pir Sultan Abdal, aşkı Yunus Emre’den, vatanı Namık Kemal, hasreti Ahmed Arif, biz bilim, çağdaşlık demeyi, yurtta barış dünyada barış demeyi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik. Biz itaat edenler değil, itiraz edenleriz. Çünkü biz Memleket Partisi’yiz.

“YİYECEK Mİ ÇOCUĞUNU?”

Ana muhalefet partisi genel başkanı Çorum’a gidiyor. Kadın, yaklaşma diyor. Yiyecek mi çocuğunu? Ne biçim annesin sen. Böyle iş olur mu? Muhalefet başkanına yapılan yanlıştır. O ablamız muhtemelen AK Partilidir. İktidarın yerinde olsam, gider bir daha yapma derim.

“FATİHA’YI ÇOK GÖRENLER ADAM DEĞİLDİR”

Diyanet İşleri Başkanı baştan sona yanlış. Bir de görev süresini uzattılar. 30 Ağustos’ta bu ülkenin kurucusuna bir Fatiha’yı çok gören adam, adam bile değildir benim gözümde. Adil Öksüz’ün doktora tezinde imzası olandan ne beklenir?

“ÇOCUĞUN KAFASINA VURUNCA ONDAN DA VAZGEÇTİM”

Ben en yararlı yapacağın iş torun bakmak olacak demiştim. Geçen çocuğun kafasına vurunca ondan da vazgeçtim, torunlarına da bakmasın. Benim umudum çay fırlatanda değil, kutuplaşma siyaseti yapanda değil.

“TÜRK’ÜZ, KÜRT’ÜZ”

Kürt sorununu biz çözeceğiz. Biz imparatorluk kalıntısı bir ülkeyiz. Kimimiz burada bulunuyordu. Kimimiz Rumeli’ndeydi, Hicaz’daydı. Kimimiz Türk’üz, kimimiz Kürt’üz. Kimimiz Sünni’yiz, Alevi’yiz, Şafi’yiz. Hepimiz bir milletin, Türk milletinin parçasıyız. Kürt sorununu polisiye tedbirlerle değil, demokrasi, özgürlüklerle çözeceğiz. Biz evrensel kulları uygulayarak çözeceğiz.

“SEÇİM BOYASINI GERİ GETİRECEĞİZ”

Hukuk devleti olmadan ekonomi yönetilemez, önce hukuk olacak, hukuk devleti. Düzgün bir yargı karın doyurur. Her şeye tek adamın karar verdiği bir yapıdan süratle çıkacağız. 85 milyonun kaderi bir kişinin eline bırakılamaz. İlk işimiz, bağımsız, tarafsız, etkin bir yargı düzenini oluşturmaktır. Adalet Bakanı ve yardımcısını HSK’dan çıkaracağız. Terörün her türlüsünü kınayan bir siyasi partiyiz biz. Herkesin güvenebileceği sandık güvenliği sistemi kuracağız. Memleket Partisi iktidarında seçim boyasını geri getireceğiz. Kamuda liyakati geri getireceğiz. Kamudaki israfı sonlandıracağız. Eğitimi, sağlığı, tarımı, gıdayı piyasanın insafına bırakmayacağız. Vergi yükünü azaltıp hesap vermeyi arttıracağız.

“BUGÜN EHLİYET ALIYORUZ”

Biz üç aylık bir partiyiz. Her babayiğidinin harcı değil üç ayda yapmak. 54 vilayette temsilciliğimiz var. 81 ilde de olacak. Acele yapmamızın bir nedeni var. Acele yapmamızın nedeni, seçime girmek araba kullanmak gibidir. Ehliyetin olması gerekir. Biz bugün ehliyet alıyoruz ehliyet. 81 il olduğunda gör sen şenliği. Onu da en kısa zamanda yapacağız.”