Cumartesi Anneleri 769’uncu haftada Dargeçit JİTEM davasında kaybedilenlerin akıbetini sordu

Yayın tarihi: 21 Aralık 2019 Cumartesi 3:30 pm - Güncelleme: 21 Aralık 2019 Cumartesi 4:14 pm

Cumartesi Anneleri, 769. haftalarında Dargeçit JİTEM Davası’ndaki kayıplar için toplandı, adaletin yerine getirilmesini istedi. Dargeçit davası, 23 Aralık’ta Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

JİTEM davası.. Mehmet Ağar dahil 17 kişi faili meçhul cinayetlerden beraat etti

769’uncu kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, Mardin‘in Dargeçit ilçesinde 1996’da gözaltında kaybedilen Davut Altunkaynak, Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun ve Süleyman Seyhan’ın akıbeti soruldu. Eylemde, basın açıklamasını 1995’te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu.

Ocak, basın açıklamasında şunları kaydetti:

‘GÖZALTINDA AĞIR İŞKENCE’

“769’uncu haftamızda 23 Aralık’ta Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Dargeçit Jitem davasında mahkemenin insanlığa karşı işlenmiş bu ağır suçun sanıklarını hakkaniyete uygun biçimde yargılama iradesi göstermesi talebiyle buluştuk.

29 Ekim-8 Kasım 1995 tarihleri arasında ağır silahlı askerler ve korucuların Mardin/Dargeçit’te düzenlediği ev baskınlarında dördü çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadınında aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun, 57 yaşındaki Süleyman Seyhan, Dargeçit Jandarma Taburu’na götürüldü. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan Davut’un annesi Hayat Altunkaynak, Süleyman Seyhan’ın kızı Fehime ve Seyhan Doğan’ın 11 yaşındaki kardeşi Hazni üç gün boyunca ağır işkence gördükten sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında tutulan yakınlarının ağır işkence gördüklerini açıkladı.

Gözaltında tutulanları arayan ailelerinin başvurularına ‘Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler’ cevabı verildi. Aileler kayıplarını aramaktan vazgeçsin diye tehdit edildi, gözaltına alındı ve işkence gördü. Yapılan suç duyuruları soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı ve ilgili mercilere yaptıkları tüm başvuruları sonuçsuz kaldı.

4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Süleyman Seyhan’ın ailesine bilgi veren Uzman Çavuş Bilal Batırır da Dargeçit Jandarma Taburu’nda kaybedildi.

İnsan Hakları Derneği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı ve soruşturma başlattı.

Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012 – 2013 ve 2015 tarihleri arasında yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, ‘birden fazla kişiyi taammüden öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı.

Hukukta kural olarak bir davaya bakma yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine ait olmasına rağmen, dava dosyanın açıldığı Midyat’tan “güvenlik” gerekçesiyle Adıyaman’a sevk edildi. Kayıp ailelerinin uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan hakları ihlal edildi.

Davanın geçen duruşması 30 Eylül 2019 tarihinde Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bugüne kadar yapılan duruşmaların seyri mahkemenin, insanlığa karşı işlenmiş bu ağır suçu açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak istek ve iradede olmadığı yönündeki kaygılarımızı güçlendirdi.

Artık yeter! Failleri aklama faaliyetine dönüşen kayıp davalarında hukuk işletilsin!

Dargeçit JİTEM davası önceki kayıp davalarında olduğu gibi, adalet ve hakikat arayışımızın yargı eliyle engellenmesi pratiğinin bir parçasına dönüştürülmesin; yargıçlar görevini yerine getirsin ve ceza adaletini sağlansın!

Davut Altunkaynak, Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun, Süleyman Seyhan ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 70 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz.”

Fotoğraf: MA