Cinsel saldırıya uğrayan genç kadına, mahkemeden zaman aşımı engeli!

Yayın tarihi: 20 Nisan 2020 Pazartesi 7:05 pm - Güncelleme: 20 Nisan 2020 Pazartesi 7:05 pm

Mersin Üniversitesi’nden mezun olan mühendis A.Y. aynı üniversiteden mezun olan ve sosyal çevresinde bulunan A.M.D.’nin cinsel saldırısına uğradı.

Yaşadığı saldırının etkisiyle bir süre yargıya başvurmayan A.Y. delil ve tanıklarla birlikte dava açmaya karar verdi. Fakat saldırının üzerinden 6 ay geçtiği için şikayette bulunamıyor. Beş yıla kadar hapis cezası öngörülen suç, şikayet süresi nedeniyle yargıya taşınamıyor. Avukat Tuba Torun söz konusu sınırlamayla mücadele edildiğini hukuk mantığına uygun olmadığını belirtti.

Artı Gerçek’ten İsa Uğur Erdoğan’ın haberine göre cinsel saldırı, geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaşandı. A.Y.’nin ailesini ziyaret etmek için geldiği Mersin’de yaşandı. Ailesinin dışında bu esnada sosyal çevresiyle de görüşen A.Y, M.Y. ile erkek arkadaşı A.M.D.’nin ayrıldığını öğrenmesi üzerine ikisinin de yakın arkadaşı olmasından dolayı manevi olarak yanlarında olmak istedi.

A.M.D., ayrılık nedeniyle üzüntü duyduğu ve dertleşmek istediğini söyleyerek A.Y.’i evine davet etti. 12 Şubat’ta A.Y. yapılan sohbetin ardından ailesinin de tanıdığı A.M.D.’in evinde saatin geç olması nedeniyle kaldı. Ancak gece uyandığında A.M.D.’in cinsel saldırısı ile karşı karşıya kaldı. A.Y.’nin karşı koymasına rağmen A.M.D. ısrarcı oldu. Bir süre mücadele eden kadın evden çıkmayı başardı.

BAŞKA KADINLARA DA SALDIRIDA BULUNMUŞ

A.Y. mezun olduktan sonra arkadaşı ile birlikte açtığı yeni firmanın, “Küçük bir şehirde esnaflık yapan bir kadın için bunun duyulması kötü sonuçlar doğurabilirdi” düşüncesi ve manevi olarak bu süreci atlatamayacağını düşünerek A.M.D.’e dava açmayı erteledi.

Yaşadıklarını ve şikayete karar verme sürecini kısa bir süre önce, “Ama aşamadım ve öfke krizleri geçirdim. Çok basit şeylere kızar olmuştum ve sonrasında aklıma gelen tek olay buydu. Vicdanıma hesap veremiyordum. Olayı başka insanlarla paylaştıkça, A.M.D.’in başka kadınlara da cinsel saldırıda bulunduğunu öğrendim. Mağdur olan tüm kadınlar ile görüştüm davama dahil olmaları için. Fakat çevresel baskıdan kabul etmediler” şeklinde anlatıp sosyal medyadan paylaştı.

‘KEŞKE ZAMAN AŞIMI OLMASAYDI KADINLAR MAĞDUR OLMAZDI’

Genç kadın dava açmak için hazırlık yaptıktan sonra ise zaman aşımı gerekçesiyle şikayetçi olamayacağını öğrendi.
Artı Gerçek’e konuşan A.Y., “Ceza almasını isterdim . 5 yıl bir insan hayatından gidebilecek en kısa sürelerden gibi gözüküyor. Ama hapis psikolojisi ile o süre on yıllara bedel olurdu diye düşünüyorum.Uzun bir süre olmamasına rağmen ceza alması caydırıcılık etkisi yaratabilirdi. Ve keşke zaman aşımı olmasaydı da biz kadınlar bu kadar mağdur olmasaydık. Çünkü cinsel saldırı, taciz, tecavüz, vb. olaylardan sonra bunu hazmetme süremiz, psikolojik süreçlerimiz 6 ay gibi bir zaman dilimine sığdırılmamalı” dedi.

‘HUKUK MANTIĞINA AYKIRI’

Cinsel saldırıda şikayet süresine ilişkin görüştüğümüz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı ve Sosyal Haklar Derneği Çocuk Hak İhlalleri Koordinatörü Avukat Tuba Torun, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102 maddesinde yer alan cinsel saldırının nitelikli ve basit hali ibareleri arasındaki ayrımın kaldırılması gerektiğini vurguladı. Torun, “Cinsel saldırının sarkıntılık boyutunda kalması halinde TCK’nin 73 maddesine göre altı aylık bir şikayet süresi öngörülmektedir. Nitelikli hal söz konusu olduğunda böyle bir süre yoktur. Fakat cinsel saldırının nitelikli hali eşe karşı işlenildiğinde yine şikayete bağlıdır. Bu durum hukuk mantığına aykırı olmakla birlikte hak kaybına yol açabilmektedir. Bizim talebimiz cinsel saldırı suçunun tamamında nitelikli hal ayrımı yapılmaksızın şikayet süresinin ortadan kaldırılması ve şikayete bağlı olmamasıdır” dedi

Kadın örgütlerinin mücadelesine rağmen düzenlemenin hala yapılmadığını ifade eden Torun şikayet ile ilgili sınırlamaya ilişkin, “ Kadınlar gerek toplum yapısının oluşturabileceği ön yargılar, gerekse de saldırının etkisini atlatamama ve suçlanacakları kaygısıyla belirli bir süre bununla karşılaşmanın mücadelesi içindeyken böylesi bir sınırlamayla kısıtlanıyor. Cinsel suçlarda zaman aşımı olmaması gerekir” ifadelerinde bulundu.