Antalya'da kayıp olarak aranırken foseptikte parçalanmış cesedi bulunan Süleyman Eken'i (54) öldürmekten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan iki kardeşten Oktay Yılmaz (51), “Aynı hakaretleri tekrar yaşasam yine yapardım" dedi.
Muratpaşa ilçesi Deniz Mahallesi'nde oturan Süleyman Eken'den haber alamayan Diyarbakır'daki annesi Sultan Akhan, 13 Ocak 2020'de polise kayıp başvurusunda bulundu. Sultan Akhan'ın oğluyla en son 8 Ocak'ta görüştüğünü bildirmesi üzerine harekete geçen ekipler, Eken'in yalnız yaşadığı evde inceleme yaptı. Arama çalışmalarında Süleyman Eken'e ulaşılamadı. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Eken'in kayıp olduğu tarihten itibaren güvenlik kamerası ve cep telefon kayıtlarını incelemeye aldı. Teknik ve fiziki takibin ardından Süleyman Eken'in en son kadın kuaförü Oktay Yılmaz ve kardeşi Mehmet Yılmaz (46) ile görüştüğü belirlenerek, incelemeler bu yöne kaydırıldı. Ekipler, Eken'in telefon sinyalinin, son olarak Döşemealtı ilçesi Çıplaklı Mahallesi 412 Sokak'taki Oktay ve Mehmet Yılmaz'ın anneleri Gülger Yılmaz'a ait evden alındığını belirledi.
CESEDİN PARÇALARI FOSEPTİKTE BULUNDU
Polis, nisan ayında evin çevresinde iş makineleriyle kazı gerçekleştirdi. Kadavra köpeği ile yapılan aramada, Süleyman Eken'e ait cesedin parçaları, evin bahçesindeki foseptikte bulundu. Tüm aramalara rağmen cesedin başı, boyun ile göğüs kafesine ulaşılamadı. Gözaltına alınan Oktay ve Mehmet Yılmaz kardeşler tutuklandı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki kardeş hakkında ayrı ayrı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Ayrıca sanıkların Eken'e yönelik 'yağma', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından da ayrı ayrı 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
ÖNCEKİ DURUŞMALARDA CİNAYET ANINI ANLATTI
Sanıklardan Oktay Yılmaz, Antalya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki duruşmalarda cinayeti işlediğini itiraf ederek, “Ben bu adamı öldürdüm ancak isteyerek ve bilerek öldürmedim" dedi. Maktulle 2 yıl önce tanıştığını belirten Oktay Yılmaz, şunları söyledi:
“Paraya ihtiyacım vardı. Bir arkadaşımın aracılığıyla tanıştım ve kendisinden birkaç kez faiz karşılığında borç para aldım. Olay günü akşam sıralarında Süleyman Eken'e 2 bin TL ödeme yapacaktım. Ancak yanımda 500 TL vardı. Bu durumu telefonda kendisine söyledim ve parayı tamamlayacağımı belirttim. O da telefonda bana yüksek sesle konuşmaya başladı. Ben de 'Gel alacağını al' dedim. Akşam saat 19.00- 20.00 sıralarında home ofis olarak kullandığım iş yerine geldi. Parayı tamamlayacağımı söyledim. O da 'Ne yapacağız?' dedi. Kendisinden birkaç gün beklemesini ve kalan 1500 TL'yi ödeyeceğimi söyledim. O da bana küfretti. Ben de düzgün konuşması için uyardım. Bana silah çekti. Silahı görünce korktum ve silah tutan elini tuttum. Bu sırada silah patladı. Sonra nasıl yaptığımı hatırlamıyorum ancak mutfaktan bıçak alıp Süleyman Eken'in cinsel organını kesmişim."
'CESEDİNİ BIÇAKLA KESMEYE ÇALIŞTIM'
Oktay Yılmaz, kendine geldiğinde kardeşi Mehmet Yılmaz'ı çağırdığını, kardeşinin cinayetten haberi olmadığını belirterek, sonrasında bara gidip alkol aldığını ifade etti. Gece ofise döndüğünü söyleyen Yılmaz, “Süleyman'ın cesedini bıçakla kesmeye çalıştım. Olmayınca ağaç testeresi ile kol ve bacaklarını ayırdım. Bunu yapmam sabahı buldu. Daha sonra cesedi banyoya sürükledim. Naylon poşetlere parçaları koydum. Koli bandı ile sıkıştırdım" dedi.
'GÖVDE VE BAŞ KISMINI ASİTLE YOK EDECEKTİM'
İkinci gün cesedin kol ve bacak kısmını taksi ile götürüp annesinin Döşemealtı ilçesinde bulunan evin foseptiğine attığını sözlerine ekleyen Oktay Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ertesi gün büyük ceset parçası olan gövde ve baş kısmını getirmeye karar verip asitle yok edecektim. Gövde ve baş kısmının bulunduğu ceset poşeti ve bunları keserken kullandığım ağaç testeresini aynı çuvala koydum. Taksiye bindim. Sanayiye giderek asit almak istedim. Ancak o saatte eski sanayideki esnaf kapalıydı. Bu esnada bir konteyner gördüm, gövde ve baş kısmını buraya attım. Bıçak, silah ve cep telefonunu poşete koyup yat limanında denize attım."
BEŞİNCİ DURUŞMA GÖRÜLDÜ
Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün 5'inci duruşma görüldü. Duruşmaya Yılmaz kardeşler bulundukları cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Mehmet Yılmaz'ın avukatı, müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu. Avukatının beyanlarına katıldığını ifade eden Mehmet Yılmaz ise işlemediği bir suçun cezasını 10 aydır çektiğini belirterek, “3 çocuk babasıyım. Annem kanser hastası, eşim hasta. Bu olay sebebiyle yıprandık. Perişan olduk. Oğlumun hastalığı ilerledi. Ben sadece ağabeyimin telefonuna baktım. Kendisiyle görüştüm. Onunla herhangi bir suça karışmadım. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
'CESEDİ PARÇALADIM AMA YOK EDEMEMİŞİM'
Oktay Yılmaz ise cinayeti tek başına işlediğini belirterek, “Ben bu suçu Mehmet ile birlikte işlemedim. Mehmet'in tek suçu benim kardeşim olmasıdır. Ben 1500 TL para için insan öldürecek biri değilim. İlk ifademde belirttiğim gibi maktulün bana yapmış olduğu hakaretler sebebiyle öldürme olayı gerçekleşmiştir. Aynı hakaretleri tekrar yaşasam yine aynı şeyi yapardım. Cesedi yok edebilmek adına parçaladım. Ancak yok edememişim" dedi.
Sanıkların tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.