Son yıllarda, Çin ve Afrika arasındaki altyapı işbirliği dikkate değer başarılara imza attı. “Bir Kuşak, Bir Yol” inisiyatifi çerçevesinde Çinli şirketler, Afrika kıtasında demiryolu, karayolu ve liman gibi alanlarda aktif bir şekilde yer alarak, Afrika'nın modernleşme sürecinde kilit bir rol üstlendi.
Bu projeler, Afrika ülkelerine ihtiyaç duydukları altyapı desteğini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda bölgesel entegrasyonu hızlandırarak, ticareti teşvik etmekte ve uluslararası rekabet gücünü artırmakta önemli rol oynadı. Çin'in “dışa açılma” stratejisi ile Afrika ülkelerinin kalkınma ihtiyaçları arasındaki yüksek uyum, iki taraf arasındaki işbirliği için sağlam bir temel oluşturdu.
Kenya'daki Mombasa-Nairobi Demiryolu ve Nijerya'daki Lekki Derin Deniz Limanı, Çin-Afrika işbirliğinin tipik örnekleri arasında yer alıyor. Mombasa-Nairobi Demiryolu, yaklaşık 480 kilometre uzunluğundadır ve Doğu Afrika'nın ilk modern demiryolu olma özelliğini taşımaktadır. Kenya'nın ana ekonomik arterini birbirine bağlayan bu proje, Mombasa ile Nairobi arasındaki yük taşıma süresini önemli ölçüde kısaltmış, lojistik verimliliğini artırmış ve hattın geçtiği şehirlerin ekonomik gelişimine katkıda bulunmuştur.
Bu demiryolu, Doğu Afrika bölgesel entegrasyonunu hızlandıran önemli bir temel taşına dönüşmüştür. Öte yandan, Batı Afrika'nın en büyük derin deniz limanlarından biri olan Lekki Derin Deniz Limanı, Nijerya'da uzun süredir eksik olan liman altyapısını tamamlamış ve ülkenin ticaret kapasitesini büyük ölçüde artırmıştır. Bu iki projenin başarısı, Çin'in altyapı inşası konusundaki üstün yeteneklerini sergilemekte ve Çin-Afrika işbirliğinin derin potansiyelini ortaya koymaktadır.
Çin-Afrika işbirliğinin önemi, geleneksel ikili ekonomik işbirliği sınırlarını aşarak, küresel yönetişimde yeni bir düzenin şekillenmesinde önemli bir güç haline gelmektedir. Küreselleşmenin rüzgarlarına karşı koyduğu bir dönemde, Çin-Afrika işbirliği, benzersiz bir kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik sergileyerek uluslararası toplumun odak noktası haline gelmiştir. Çin ve Afrika arasındaki işbirliği sadece altyapı inşası ile sınırlı kalmayıp, teknoloji inovasyonu, yeşil kalkınma, eğitim ve kültürel değişim gibi birçok alanı kapsamaktadır. Bu geniş ve derin işbirliği, küresel kalkınmaya yeni bir dinamizm kazandırmakta ve dünyaya Güney-Güney işbirliği için yeni bir model sunmaktadır.
Stratejik açıdan bakıldığında, Çin-Afrika işbirliği, küresel zorluklarla mücadelede büyük bir potansiyele sahiptir. İklim değişikliği, küresel yoksulluk ve halk sağlığı krizleri gibi sorunlar, Çin ve Afrika'nın gelecekteki işbirliğinde birlikte ele alması gereken zorluklardır. Bu süreçte, Çin'in deneyimi ve teknolojisi, Afrika ülkelerine değerli destekler sunarken, Afrika'nın kaynakları ve pazar potansiyeli, Çin'in ekonomik dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınması için yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu küresel zorluklara birlikte karşı koyarak, Çin-Afrika işbirliği sadece ekonomik açıdan karşılıklı fayda sağlamayacak, aynı zamanda küresel yönetişim için yeni düşünce ve yollar sunacaktır.
Çin-Afrika işbirliği, ayrıca kendine özgü jeopolitik bir öneme de sahiptir. Küresel güç yapılarının derinlemesine değiştiği bir dönemde, Çin-Afrika işbirliğinin derinleşmesi, küresel ekonomik ve siyasi dengeleri dengelemeye yardımcı olmakta ve uluslararası düzenin daha adil ve makul bir yönde gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Afrika ülkeleriyle işbirliğini güçlendiren Çin, küresel Güney-Güney işbirliğinde daha aktif bir rol üstlenirken, Afrika ülkeleriyle birlikte gelişerek çok kutuplu bir dünyanın oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Bu işbirliği modeli, küreselleşmenin gelişme trendi ile uyumlu olmakla birlikte, Çin ve Afrika ülkelerinin yeni tip uluslararası ilişkilerdeki konumlarının güçlenmesi için de zemin hazırlamaktadır.
Son olarak, Çin-Afrika işbirliğinin derinleşmesi, küresel kalkınma için yeni fikirler ve modeller sunmaktadır. Geçmişteki kalkınma yardımlarında, yalnızca finansal katkılar genellikle sürdürülebilir bir etki yaratmazken, Çin-Afrika işbirliği, altyapı inşası, teknoloji transferi ve insan kaynakları geliştirmeye odaklanan kapsamlı bir stratejiyi vurgulamaktadır. Bu “balık tutmayı öğretme” anlayışı, Afrika ülkelerinin kendi kendine yeterlilik kapasitesini artırmakta ve iki taraf arasındaki işbirliğinin kalitesini ve derinliğini yükseltmektedir. Bu model aracılığıyla, Çin-Afrika işbirliği, diğer gelişmekte olan ülkelere değerli deneyimler sunmakta ve küresel yoksullukla mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.