Haber

Cilt kanseri 8 yaşındaki Salih, gün ışığına çıkamıyor

Erzurum'da 2 yaşındayken cilt kanseri teşhisi konan Salih İğneci (8) hastalığı nedeniyle dışarı çıkamıyor. Annesinin perdelerle kapattığı dört duvar arasında yaşayan Salih İğneci'nin tek isteği, çocukluğunu akranları gibi sokakta geçirmek. Yüzünün büyük bölümünde derin yaralar oluşan oğlunun ilaç masraflarını karşılamak için baba İdris İğneci, mesleği olan aşçılığı bırakıp, çobanlık yapmaya başladı.

Yasemin-İdris İğneci çiftinin, 3 çocuğundan en küçüğü olan Salih'in 2 yaşındayken sol gözünün üzerinde bir kitle çıktı. Ameliyatla alınan kitle, çeşitli tarihlerde yüzünün birçok bölgesinde yeniden çıktı. Cilt kanseri teşhisi konan Salih'in tüm yüzünde yaralar oluştu. 10 kez ameliyat olan Salih'in sağ gözü yaralar nedeniyle kapandı, sol gözünde ise kısmı görme bozukluğu başladı. Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji bölümünde tedavi olan Salih İğneci'ye 6 aylık kullanım için ilaç verildi. Maddi gücü yetersiz olan baba, oğlunun ilaçlarını alabilmek için aşçılık mesleğini bırakarak çobanlık yapmaya başladı. İdris İğneci, eşi ve çocuklarıyla beraber merkez Aziziye ilçesine bağlı Aşağı Yenice köyüne yerleşti. Köyde 200'e yakın büyükbaş hayvana çobanlık yapan İdris İğneci'ye oğulları Haktan (12), Fırat (9) yardım ediyor. Salih'in hayatı ise köydeki tek göz odalı evde karanlıkta geçiyor. Güneşe alerjisi olduğu için dışarıya çıkamayan Salih, annesinin perdeyle kapattığı karanlık odada, zamanının büyük bir bölümünü televizyon izleyerek geçiriyor.

İLACIN KUTUSU 2 BİN 600 TL

Tek isteğinin, oğlunun acı çekmemesi için ilaç alabilmek olduğunu söyleyen baba İdris İğneci (38) çocuğu için her şeyi yapabileceğini ifade etti. Yaşadıkları Yakutiye ilçesine bağlı Mülk köyünden, Aşağı Yenice'ye geldiklerini kaydeden İdris İğneci, "Oğlumun 2 yaşında sol gözünün üzerinde bir kitle çıktı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesine götürdük. Orada bu kitleyi ameliyatla aldılar. Daha sonra çocuğun çeşitli yerlerinde yaralar çıktı. Ayda 2-3 kez ameliyat oldu. Her hastaneye götürdüğümüzde yaraları aldılar. 2 yıl bu şekilde devam etti. Çocuk ameliyattan bıktı. 'İlaçlı tedavisi yok mu?' dedik. Bizi Ankara Hacettepe Hastanesi'ne sevk ettiler. Burnunun üzerine çok büyük bir yara vardı. Kemoterapi ile bunu küçülttüler. Hocalarımız orada bir ilaç önerdiler. O ilacın oğluma faydası olacağını söylediler. İlacın kutusu 2 bin 600 TL. Buna da gücüm yetmediğinden, mesleğimi bırakıp çobanlık yapmaya başladım. Çobanlıktan 7 ayda 32 bin lira kazanıyorum. Bu kazancımın tamamını ilaca vereceğim. Devlet yetkililerinden oğlumun ilacını karşılamalarını ve daha iyi doktorların görmesi için bize yardım etmelerini istiyorum."

'OĞLUMU KARANLIKTAN KURTARIN'

Oğlunun dışarıya çıkıp oynayamadığını, halini gördükçe kahrolduğunu belirten anne Yasemin İğneci (30) ise "Salih'i bu karanlıktan kurtarın" diyerek yardım istedi. Oğlunun yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan anne Yasemin İğneci, "Çocuğum sürekli karanlıkta kalıyor. Işığa çıkaramıyorum. Bulunduğu ortam karanlık olması gerekiyor. Dışarıya çıktığında enfeksiyon kapma riski var. Gözleri görmüyor her tarafa çarpıyor. Güneşe alerjisi olduğu için yaraları artıyor. Odanın içerisinde dahi ortamın karanlık olması lazım. Ben de perdeyle pencereyi kapatıyorum. Gün batımından sonra çıkarıyorum. O zaman da tek bırakamıyorum çünkü gözleri görmediği için çarpıp düşüyor. Kendisi de 'Anne ben niye herkes gibi çıkıp oynayamıyorum. Ben neden koşmuyorum? Anne ne zaman yüzüm iyileşecek?' diyor. 2 yaşından beri çocuğum dışarı yüzü görmüyor. 10 kez ameliyat geçirdi. Bacaklarından parça alıp yüzüne koydular. Çocukluğunu yaşayamadı. Çocuklar oyun oynadığında hevesleniyor. İlaçlarını sürdüğümde 'Allah'ım sen bana yardım et. Anne beni kurtarın' diye ağlıyor. Pansumanını evde kendim yapıyorum. Sürekli hastanelere götüremiyoruz. Kontrol için Ankara'ya gitmesi gerekiyor maddi durumumuzdan dolayı götüremiyorum. Abileri kardeşinin ilaçları için çobanlık yapan babalarına yardım ediyor. Ne olur evladımı bu karanlıktan kurtarın. Salih'imin yüzü gülsün" dedi.