Haber

CHP'li Süleyman Bülbül: AKP kayyım iktidarı olarak anılacak

CHP Milletvekili Süleyman Bülbül TBMM'deki 'Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinde yaptığı konuşmada, İstanbul Barosu başkanı ve yönetiminin görevden alınması talebiyle açılan davaya tepki göstererek, “AKP iktidarı ilk seçimde gidecek ama kayyımlar iktidarı olarak alınacak” ifadelerini kullandı.

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinde yaptığı konuşmada İstanbul Barosu Yönetiminin görevden alınması talebiyle açılan davaya tepki gösterdi. Bülbül şunları söyledi:

“34 sayılı CBK'yle kurulan Adalet Akademisi beş yıldır yetkisiz bir makamın çıkardığı hukuken yok hükmündeki yasal olmayan bir dayanağa bağlı bir şekilde faaliyet gösteriyordu. Dayanağı yoktu, hukuksal bir temeli yoktu ama uygulamada Adalet Akademisi vardı. İşte, Türkiye apaçık bu hukuksuz işlemin iptali için dahi beş yıl beklenilmesi gereken bir ülke haline geldi."

“HUKUKU YOK SAYMAKTIR”

"Açıkça ifade edelim, Cumhurbaşkanı kararnameleri Cumhurbaşkanına sınırsız yetki bahşeden bir sihirli değnek olmadığı gibi sarayın her alana müdahale etme sevdası da açıkça hukuku yok saymaktır. Bu, demokrasiyi ve hukuk devleti ilkesini tasfiye etmek, çiğnemek, yok saymak demektir. AYM bu kararları verdikten sonra AKP'den sık sık şu açıklama yapıldı, denildi ki: ‘AYM'nin vermiş olduğu karar usuli bir iptal kararıdır, esasla ilgili bir karar değildir.’ Bu açıklamayı AKP'nin saraydaki başdanışmanı Mehmet Uçum da yaptı, Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da yaptı. Yani burada şunu düşünmek lazım: ‘Güçler ayrılığı’ deniliyor, yasama yetkisi var, yasama yetkisini Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yürütmenin başı saray kullanıyor ve çıkıyorsunuz ‘Usuli bir iptal.’ diyorsunuz. O zaman, yasamayı yani Türkiye Büyük Millet Meclisini bir kenara itiyorsunuz güçler ayrılığının en büyük, kanun yapma yetkisi olan. Anayasa’nın 7'nci maddesini, Anayasa’nın 11'inci maddesini ihlal ediyorsunuz. O nedenle, bunu usuli bir hata olarak gören AKP'li hukukçu arkadaşlara, milletvekillerine ayrıca Anayasa'yla ilgili kitapları yeniden okumasını, Anayasa’yı 1'inci maddesinden sonuncu maddesine kadar yeniden okumasını diliyorum. "

“HUKUK DEVLETİNDEN SÖZ EDİLEBİLİR Mİ?”

"Bu düzende hukuk devletinden söz edilebilir mi? Söz edilemez. Hukuk devleti mi var? Yok. Demokrasi mi var? Yok. Özgürlükler mi var? Yok. Bu Anayasa kitapçığının içinde bulunan hak ve özgürlükleri uygulama alanımız var mı? Yok. Yukarıda her şey hazırlanıyor ve Meclise getiriliyor, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemeler yapılıyor; ondan sonra Anayasa Mahkemesine gidiyoruz, iptal ettiriyoruz. Bakıyoruz, nitelikli bir yasama yok. "

“AKP KAYYIMLAR İKTİDARI OLARAK ANILACAK”

Bu Meclis’te kaliteli kanun yapma yetkimizi kullanamayacak mıyız? Bu nedenle, bakıyoruz, çekiyorsunuz, koyuyorsunuz. Bir de kayyım severliğiniz var sizin. Kayyımı ne kadar çok seviyorsunuz, kayyımı. Halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıyorsunuz sonra bakıyoruz, ‘Senin terörle bağlantın var, iltisakın var’ Yok. ‘Senin örgütle iltisakın var’ ama görevden aldıktan sonra Meclis içinden de seçmiyorsunuz, kayyım atıyorsunuz. Şimdi yeni kayyımlar gelmeye başladı. Hangi kayyımlar bunlar? Anayasa’nın içerisinde bulunan meslek teşekkülleri ve barolar var. İstanbul Barosu Başkanı daha seçileli üç ay olmadı, bugün dava açılmış, Neyine kayyım atayacaksın İstanbul Barosuna ve İstanbul Baro yönetim kurulu üyelerine? Yetmedi mi belediyelere atadığınız kayyımlar? Yetmedi mi İzmir'deki muhtara atadığınız kayyımlar? O bakımdan, AKP iktidarı arkadaşlar, 2028 ve öncesinde ilk seçimde gidecek ama ne olarak anılacak biliyor musunuz? Kayyımlar iktidarı olarak alınacak. Kayyımlar iktidarını hepimiz birlikte demokrasi ve özgürlükler adına 2028 ve 2028 öncesinde götüreceğiz. 

“SANDIKTAN DÖNECEK”

"Böyle bir yasamayla bu iş gidebilir mi? Sonra bakıyoruz, yargı sopasını kullanıyorsunuz. Kimle kullanıyorsunuz? İyi ki bir Akın Gürlek'iniz var, Akın Gürlek'le kullanıyorsunuz. Akın Gürlek geldi, bakıyoruz, bütün savcıları Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da muhalefet belediyelerinin üzerine sürdü, soruşturmalar yapıyor. Gezici hakem heyeti olarak Akın Gürlek'i kullanacağınıza kapatın belediyeleri, kendi valiliğine bağlayın, kaymakamlığa bağlayın, bari halkoyunu da bir kenarı itin, hukuku bir kenara ettiğiniz gibi toplumu bu hâle sokun bari ama olmayacak, ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerine yönelik yapmış olduğunuz yargı sopası dönecek. Nerede dönecek? Halkın sandığında dönecek, seçimde dönecek, o sandık da mutlaka gelecek arkadaşlar."

“GENÇLERİN UMUTLARINI ÇALDI”

"Geçtiğimiz günlerde, dört gün içinde 3 acı olay oldu. Genç meslektaşımız Mert Akdoğan'ın hayali savcı olmaktı. Yazılı sınavda Türkiye derecesi yaptı, 115'inci sırada, sonra mülakata girdi, elendi, sonrasında babasının beyanına göre istifa etti çalıştığı avukat bürosundan, sonra intihar etti. İkincisi Adana Adliyesi’nde intihar eden savcı adayı Mithat Can Yalman mülakatı geçti, savcı adayı oldu ancak staj esnasında baskı gördüğü gerekçesiyle intihar etti.  Diyebilirsiniz ki Yalman'ın tanıyla sabit psikolojik sorunları varmış ve intihar sebebi bu psikolojik sorunlarmış. O zaman şunu sormak istiyorum bir hukukçu olarak: Mülakatlarda adayların mesleğe uygun psikolojisinin olup olmadığına bakmıyorsunuz da neye bakıyorsunuz? Her şekilde bu sonuçlar AKP'nin mülakat adaletsizliği değil mi? Her iki gencimizin de babası, omzunda çocuğunun tabutunu taşımışsa bunun suçlusu, bu, mülakat adaletsizliği değil mi arkadaşlar? Üçüncüsü ise İstanbul'da avukatlık mesleğini icra eden Avukat Mustafa Çoban; siyasi kayırmacılıkla, adını ‘referans’ koyduğunuz torpil düzeniyle, liyakatsizliği esas kıldığınız kamu kadrolarıyla umutlarını çaldığınız bir başka genç. Vicdanınız sızlar mı, hiç bilmem. Unutmayınız, yazılı not kartlarına ricacınızı yazıp mülakat heyetlerine ismini ilettiğiniz akrabalarınız, partilileriniz, işte bu gençlerimizin hayallerini, umutlarını çaldı arkadaşlar. Nasıl uyuyorsunuz, bilmiyorum. Bütün bunlar yaşanırken Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri ne yapıyor, biliyor musunuz? Şunu yapıyor: İstanbul Büyükşehir Belediyesi avukat alımı yaptı geçenlerde; en yüksek 97, en düşük 94 KPSS puanıyla mülakatsız avukat alımı yaptı. Sizin kayırmacılıkla hayallerini, umutlarını çaldığınız gençlere bizim belediyelerimizin bakış açısı bu. Biz mülakatı kaldıracağız, kesinlikle hakkı olana hakkını vereceğiz."