CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, TÜİK’in açıkladığı resmi rakamlara göre işsizlik azalırken, gerçek işsiz sayısının 10 milyonu, gerçek işsizlik oranının ise yüzde 30’u aşarak rekor kırdığını belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, TÜİK’in açıkladığı resmi rakamlara göre işsizlik azalırken, gerçek işsiz sayısının 10 milyonu, gerçek işsizlik oranının ise yüzde 30’u aşarak rekor kırdığını belirtti.

TÜİK'e göre koronavirüs döneminde işsizlik azaldı

Yaklaşık 5,2 milyon çalışanın da “kısa çalışma ödeneği” ve “ücretsiz izin” uygulaması nedeniyle çalışıyor göründüğü halde işbaşında olmadığına dikkat çeken Öztrak, “Ağustos sonunda bu programlar sona erdiğinde, yaklaşık 1,5 milyon çalışanımızın daha işsiz kalması söz konusu olabilir” uyarısında bulundu.

'TÜRKİYE'NİN GERÇEK BEKA SORUNU BUDUR'

Krizin en ağır yükünün gençlerin sırtına yüklendiğini ifade eden Öztrak, 25-29 yaş arasında ne okuyan ne de bir işte çalışan gençlerin oranının yüzde 40,2 ile yeni bir rekor kırdığını ifade etti. Öztrak, “Bir başka ifadeyle taşı sıksa, suyunu çıkaracak 2 milyon 458 bin gencimiz evde anasının, babasının eline bakıyor. Türkiye’nin gerçek beka sorunu işte budur” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmeleri yaptı:

SALGIN İŞGÜCÜ PİYASASINI BİR TSUNAMİ GİBİ EZİP GEÇTİ

"Korona salgınının en çok hissedildiği Mart, Nisan ve Mayıs aylarını kapsayan, “Nisan dönemi iş gücü ve istihdam verileri”, TÜİK tarafından yayımlandı. Veriler, salgının iş gücü piyasasını tsunami gibi ezip geçtiğini gösteriyor. Söz konusu dönemde, 3 milyon yurttaşımız iş gücü piyasasından çıkmış kabul ediliyor. Aynı dönemde, çalışma çağında olup iş gücüne dâhil olmayanların sayısı, geçen yıla göre 4 milyon 72 bin arttı. Türkiye böyle bir tabloyla daha önce hiç karşılaşmadı.

2,5 MİLYONDAN FAZLA YURTTAŞIMIZ İŞİNİ KAYBETTİ

İşgücü piyasasından çekilen her 100 yurttaşımızdan 86’sı daha önce çalışıyordu. Nitekim, son bir yılda işi olan 2 milyon 585 bin yurttaşımız işini kaybetmiş. Böyle bir iş kaybına daha önce hiç şahit olmadık. İstihdam edilenlerin, çalışma çağında olanlar içindeki payını gösteren “istihdam oranı” yüzde 41’le Nisan’da dibe vurmuş. Türkiye çalışma çağındaki her iki vatandaşından birine iş sağlayamıyor. Böyle bir tabloyla da daha önce hiç karşılaşmadık.

EN BÜYÜK DARBEYİ HİZMET SEKTÖRÜ YEDİ

Kaybedilen işlerin sektörler itibariyle dağılımına bakıldığında, son bir yılda 1,5 milyon iş kaybının yaşandığı hizmet sektörünün en büyük darbeyi yediği görülüyor. Hizmet sektörünü; 491 bin iş kaybıyla tarım, 361 bin iş kaybıyla inşaat, 209 bin iş kaybıyla sanayi sektörleri takip ediyor.

İŞGÜCÜNE DÂHİL OLAN NÜFUS GEÇEN YILKİ KADAR OLSA, İŞSİZLİK YÜZDE 22 OLACAKTI

TÜİK; son “dört hafta” içinde iş arayan ve “iki hafta” içinde iş başı yapmaya hazır olan ve buna rağmen iş bulamayan yurttaşlarımızı işsiz” olarak tanımlamaktadır. Salgın nedeniyle son dört hafta içinde iş aramaktan vazgeçenler “işsiz” sayılmamaktadır. Bu, salgın döneminde işsizlik rakamlarını olduğundan düşük göstermektedir. Nitekim, iş gücündeki gerilemenin, istihdamdaki gerilemeden çok daha fazla olmasına bağlı olarak son bir yılda işsiz yurttaşlarımızın sayısı 427 bin kişi azalmış görünmektedir. Oysa iş gücüne katılan nüfus geçen yılki kadar olsa, mevcut çalışan seviyesiyle, işsiz sayımız 7,3 milyona; işsizlik oranımız ise yüzde 22,3’e çıkacaktı.

GERÇEK İŞSİZ SAYIMIZ 10 MİLYONU AŞTI

TÜİK’in işsiz sayısına, çalışmaya hazır olan ancak iş bulamayacağı için çalışmaktan vazgeçenler, eksik ve yetersiz istihdam edilenler ile mevsimlik çalışanları dâhil edersek, gerçek işsiz sayısı 10 milyon 221 bine, gerçek işsizlik oranı ise yüzde 30,1’e çıkmaktadır. Türkiye böylesine yakıcı bir işsizlikle daha önce hiç karşılaşmamıştır.

KRİZİN EN AĞIR YÜKÜ GENÇLERİMİZİN OMUZLARINA YÜKLENDİ

Yaşanan krizin en ağır yükünü ise gençlerimiz çekiyor. 25-29 yaş arasında olan ve “ne eğitimde ne de istihdamda olan” gençlerimizin oranı, Nisan ayında yüzde 40,2 ile yeni bir rekor kırdı. Bir başka ifadeyle taşı sıksa, suyunu çıkaracak 2 milyon 458 bin gencimiz evde anasının, babasının eline bakıyor. Türkiye’nin gerçek beka sorunu işte budur.

AĞUSTOS’TAN SONRA GELECEK İKİNCİ TSUNAMİ’YE HAZIRLIK YAPILMIYOR

Saray iktidarı iş gücü piyasasındaki facianın hala farkında değil. Halen pansuman ve aspirin türünden kararlarla yıkımın etkilerini giderebileceğini zannediyor. TÜİK verilerine göre 5 milyon 156 bin yurttaşımız istihdamda görünmesine rağmen iş başında değil. Yaklaşık 5,2 milyon çalışanımız “kısa çalışma ödeneği” ve “ücretsiz izin” uygulaması nedeniyle çalışıyor görünüyor. Ancak, Ağustos sonunda bu programlar sona erdiğinde, işveren ve işçi temsilcileri, bu imkânlardan yararlananların en az yüzde 30’unun işe dönmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor. Bu yaklaşık 1,5 milyon çalışanın daha Ağustos’tan sonra işsiz kalması demek.

MİLLETE KARŞILIKSIZ NAKDİ DESTEK VERİN

G-20 ekonomileri içinde yurttaşlarına en az karşılıksız nakdi destek veren iktidar, saray iktidarı olmuştur. İktidar ezberini bozmamış, millete sadece faizle borç vermiştir. Kredi muslukları açılarak yangın söndürülür zannedilmiştir. Borç yiyen kesesinden yer. Bu politikanın sonu yoktur. Ekonominin hızla ayağa kalkabilmesi için tüm dünyanın yaptığı gibi yurttaşlarımıza bütçeden karşılıksız verilecek nakdi destekler artırılmalıdır. Bunun için saray iktidarı daha fazla vakit kaybetmeden tüm kesimlerle istişare halinde, bir “Dayanışma Bütçesi” ve “Dayanışma Programı” çıkarmalıdır. Esnaflarımız, çiftçilerimiz, işsizlerimiz, işçilerimiz ve işverenlerimiz ancak bu şekilde ayakta tutulabilir. İktidar, gerçek ötesi popülist siyaset tarzını bir kenara bırakacak; bunu yapamıyorsa da iktidarı bırakacaktır. Milletimiz, atılan her adımı görmekte, söylenen her sözü duymakta, notunu da vermektedir. Kuşku yok ki, bu aziz millet, sandık geldiğinde Saray koalisyonuna yerini gösterecektir."
Muhabir: Alp Yanardağ