CHP'li Faik Öztrak, holginleşen Kızılay'ın çadır ve gıda satışına isyan etti. Öztrak, Kızılayf Başkanı Kerem Kınık'ın Kızılay'ın bünyesindeki tüm şirketlerden 3'er asgari ücret tutarında maaş aldığını hatırlatarak, "48 saat boyunca enkaz altında kim unuttu? Anlaşılan Kızılay başkanı önümüzdeki dönemde açılacak görevi ihmal, görevi savsaklama ve görevi suistimal davalarında sadece sanık olarak kalmayacak. Tanık ve itirafçı da olacak" dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, Millet İttifakı'nın adayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması ile birlikte Türkiye'ye huzur ve liyakatin geleceğini belirtti. Öztrak, afet bölgesini kalkındırmak için CHP'nin çalışmalar başlattığını da açıkladı. Öztrak, konuşmasına Gazeteci İsmet Demirdöğen'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Öztrak, özetle şunları dile getirdi: "Değerli Basın Mensupları; Bugün toplantımıza Cumhuriyet Halk Partisi ailesinden, Acı bir haberle başlıyoruz. Değerli gazeteci, Önceki dönem TBMM Grup Basın Danışmanımız Ve önceki dönem RTÜK üyesi İsmet Demirdöğen’i Tedavi gördüğü hastanede bugün kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet, Ailesine, sevenlerine Sabır ve başsağlığı diliyoruz. https://tele1.com.tr/kizilay-baskani-kerem-kinik-12-sirketten-maas-aliyor-798338/ Değerli Basın Mensupları; Memleketimizde Aklı, ahlakı bitiren, Liyakati öldüren, Adaleti katleden, Devletimizin dirliğine, Milletimizin birliğine kasteden, Çürümüş, yozlaşmış bir yönetimi, Milletimizin göndermesine, artık sayılı günler kaldı. Deprem felaketinin üzerinden 1 ay 3 gün geçti. 46 bin 104 yurttaşımızı kaybettik. Bazı yurttaşlarımızın cenazeleri bile enkazdan çıkmadı. Cenazeler yok. Çadır yok. Konteyner yok. Hijyen yok. İçmeye su yok. Ve ar edip de, İstifa eden tek bir yönetici yok. Milletin göz bebeği Kızılay’ı, “Hayır kurumu” olmaktan çıkarmışlar. Yandaşlarının kesesini doldurmak için, arpalığa çevirmişler. Saray; “Hayır”ı, “Kayır” anlayıp, Yanaşmalarını, beslemelerini, Kızılay’a doldurmuş. Eski Kızılay mensuplarından öğreniyoruz ki, Mevcut Kızılay Başkanı, 12 ayrı şirketten, 36 asgari ücret tutarında maaşı, “Huzur hakkı” diyerek, Her ay cebine atıyormuş. Biz; “Saray ve şürekâsı, 3-5 ayrı yerden maaş alıyor” diye, eleştiriyorduk. Meğer rekor, Bir düzine şirketten maaş alan, Kızılay Başkanı’ndaymış. İşte kavga bundan çıkar. Kızılay, artık bildiğimiz Kızılay değil… Kızılay artık; Milletin bağışladığı paralarla, Afetzedeler için ürettiği çadırları, konserveleri, Afette ücretsiz dağıtmayan, Diğer hayır kurumlarına satan, bir ticarethane… Bunun adı deprem fırsatçılığıdır. Bunun adı ölü soyuculuğudur. Türkiye, böyle bir çürümüşlüğü, Böyle bir yozlaşmayı, Tarihinin hiçbir döneminde görmedi, yaşamadı… “Ahlak gömleğini çıkaran, Başka hiçbir gömleği giyemez.” Son deprem felaketinde bir kez daha gördük ki, Bunlar ahlak gömleğini çoktan çıkarıp atmış. 21 yıl önce “Mücahit olacağız” diyenler, 21 yıl sonra “Müteahhit” olmuş. 21 yıl önce “Harun olacağız” diyenler, 21 yıl sonra “Karun” olmuş. Bunlar dünyalıklarını yapmak için, Ahiretlerini yakmış. Yıllardır, “Allah bizi utandırmasın” dediler… Ama utanmayı bilmeyenlere, Yüce Allah ne yapsın. Kızılay kimin himayesinde? Kızılay tüzüğüne göre; Erdoğan’ın yüksek himayesinde…"ERDOĞAN'A SORUYORUZ: KİM AHLAKSIZ? KİM NAMUSSUZ"
Milletimiz de işte bunun için, Depremin ilk günlerinde, “Kızılay nerede?” diye, Erdoğan’a feryat etti. Peki, Erdoğan milletin feryatlarına ne cevap verdi? “Be ahlaksız, Be namussuz, Be adi…” Bir kere daha, Testinin içindeki, dışına sızdı. Depremden sonra, Elindeki çadırları, konserveleri parayla, Başka hayır kurumlarına satanları, Kızılay’ı ticari holdinge dönüştürenleri, Dünyada huzura ermek için, Koskoca Kızılay’ı kendilerine arpalık yapanları görünce, Biz de Erdoğan’a soruyoruz: “Kim ahlaksız? Kim namussuz? Kim adi?” Tabi ön teker nereye giderse, Arka teker de oraya gider… Erdoğan bu kepazeliği, Millete küfür ederek himaye ederse, Kızılay’ın başındaki de çıkar, Kendini istifaya çağıranlara, “Goygoycu” der. Biz bir kere daha söyleyelim. Kızılay Başkanının o koltukta oturduğu her dakika, Haramdır… Yazıktır… Günahtır… Ama görünen o ki, Kızılay Başkanı, Pabucunu ucuza bırakmak niyetinde değil… Depremin ardından 48 saatte yaşananları, Bakın nasıl itiraf ediyor: “Askerler olağanüstü durum için, Afet için yetiştirilmiş insanlardır. Siz afet operasyonunun içerisinde, Askeri konumlandırmazsanız, Askeri kapasiteyi konumlandırmazsanız, yanlış yaparsınız. Siz bir taraftan S-4 seviyesinde, Uluslararası bir afet yardım çağrısında bulunuyorsunuz, Ama kendi içinizde, Sivil-asker işbirliği mekanizmanız, Maalesef geçmiş dönemlerde çökertildiği için, Bu mekanizmadan faydalanamıyorsunuz.”"CAKA SATMAYA GELİNCE ORDUMUZU HATIRLIYORSUNUZ"
Bu sözler Erdoğan’ın himayesindeki, Kızılay Başkanının sözleri. “Ben başkomutanım” deyip, Caka satmaya gelince Ordumuzu hatırlıyorsunuz. O zaman bizde soruyoruz: Afet operasyonu içinde, Askeri konumlandırmayı kim unuttu? Askeri kapasiteden tam anlamıyla yararlanmayı Kim unuttu? Sivil-asker işbirliği mekanizmasını Kim çökertti? Bu ihmaller silsilesi nedeniyle, Milletimizi 48 saat boyunca Enkaz altında kim unuttu? Vatandaşlarımızı enkaz altında donarak ölmeye, Kim terk etti? Anlaşılan Kızılay Başkanı, Önümüzdeki dönemde açılacak görevi ihmal, Görevi savsaklama, Görevi suiistimal davalarında, Sadece sanık olmayacak, Aynı zamanda tanık ve itirafçı da olacak. Daha öncede bu resmi dokümanı gösterdim. Türkiye Afet Müdahale Planı… Yaşadığımız felakete, Doğru dürüst müdahale edilememesinin sorumlusu, Bu plana imza atan, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Afetle mücadelede tüm Bakanlıklar, Ana çözüm ortağı olarak belirlenmiş. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri Ve Milli Savunma Bakanlığı, Ana çözüm ortakları arasında yok. Trol ordularına sahip, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Afetlerde ana çözüm ortağı Ama Peygamber ocağı ordumuz, Olağanüstü durumlar için, Afet için yetiştirilmiş Mehmetçiğimiz, Afet operasyonunun içerisinde, Hiç konumlandırılmamış. Afette destekleyici, Tali çözüm ortağı yapılmış. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Erdoğan’ın vehimleri, korkuları, ideolojik körlüğü, Bu plana yansımış. Sonuç: Enkaz altında on binlerce yurttaşımız, Bağıra, bağıra donarak öldü. Bunu biz unutmayacağız. Milletimiz de unutmayacak. Bu yönetim sadece algı operasyonu yapar. Sadece ihale peşinde koşar. Depremin üzerinden, Tam 31 gün geçti. Ama yaşadığımız deprem felaketinin, Ekonomik ve sosyal maliyetlerine ilişkin, Devlet tarafından hazırlanması gereken, Bir hasar tespit raporu hala ortada yok. Güya Ucube Erdoğan Şahsım Rejimi, Çok hızlı karar alacaktı. Bürokrasiyi azaltacaktı. Böyle diyerek bu ucubeyi, millete pazarladılar. Ama yaşadığımız her afet, “Liyakat yerine sadakat” diyen, “Vatandaş yerine, önce yandaş” diyen, “Her şeyi ben bilirim” diyen, Kibir abidesinin elinde büyük bir felaket oldu. Şimdi şu dokümana dikkatli bakmanızı rica ediyorum. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden Tam 21 gün sonra, 8 Eylül 1999 tarihinde, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Kalem, kalem… Sektör, sektör… Marmara Depremi’nin ekonomik ve sosyal maliyetlerini, Oturup hesaplamış. Depremin, Bütçeye etkilerini, İlave finansman ihtiyacını tespit etmiş. Kısa, orta ve uzun vadede, Yapılması gerekenleri, teker teker saymış. Karar alıcılara tedbirler önermiş. Bu rapor hazırlandığında ben de, Devlet Planlama Teşkilatı’nda, Müsteşar Yardımcısıydım. Planlama Teşkilatı olarak, Gece gündüz özveriyle çalıştık. Ve bu raporu çok kısa sürede hazırladık."ALLAH AŞKINA NEBATİ BAKAN NE İŞ YAPIYOR?"
Şimdi Türkiye Afet Müdahale Planı’na göre, Hazırlanması gereken bu rapor nerede? Erdoğan’ın imzaladığı, Afet Müdahale Planı’nda, Bu işin sorumlusu kim? Hazine ve Maliye Bakanlığı. Peki, Hazine ve Maliye Bakanı ne yapıyor? Afetzedelerin önünde, Kamera kadrajına girmek için, Binali Yıldırım’la mücadele veriyor Depremin sebep olduğu, Ekonomik ve sosyal yıkımın fotoğrafı çekilmeden, İlave finansman ihtiyacı belirlenmeden, Depremin yaraları nasıl sarılacak? Dünyadan nasıl destek alınacak? Nasıl yardım istenecek? İşte bu yılın daha ilk iki ayında, Hazine nakit dengesi alt-üst oldu. İlk iki ayda Hazine’nin nakit açığı, 226 milyar lira. Bu bir rekor… Açık neyle kapatılıyor? Borçla… Ek bütçe yapmadan, İlave finansman kaynakları bulmadan, “Kervan yolda dizilir” anlayışıyla, Bu iş savuşturulamaz. Milletin sırtına yeni ve cesameti belirsiz, Ağır yükler bırakılamaz. Ama benim oğlum bina okur, Döner döner yine okur. İşte dün TBMM’ye, Kurumlar vergisi mükelleflerine verilen vergi teşviklerinden, Yüzde 10 ilave kesinti yapacak, Bir düzenleme getirdiler. Tutarlı bir finansman programı hazırlamadan, Önünü ardını iyi düşünmeden alınan her karar, Boşa alınmış karardır. Bu arada ortada ciddi bir hasar tespit raporu olmadığı için, Avrupa Birliği’nin, 16 Mart’ta Brüksel’de yapacağı, Uluslararası Donörler Toplantısını, Erteleyeceğini duyuyoruz. Allah aşkına! Bu Nebati Bakan ne iş yapıyor? Ne işe yarıyor? Umarız duyduklarımız gerçek değildir. Genel Başkanımız, Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, En son geçtiğimiz hafta, Hızla alınması gereken bir takım tedbirler açıkladı. Bunları bir kez daha tekrar ediyoruz. Biz iş başına gelir gelmez; Deprem bölgesindeki insanlarımızı rahatlatmak için, Şu adımları hızla atacağız: Depremde ev veya işyeri yıkılan, Ya da yıkılacak olan tüm hak sahiplerinin;"SORUMLULARDAN İNŞA BEDELİNİ TAHSİL EDECEĞİZ"
Bankalardan veya Esnaf Kefalet Kooperatiflerinden, Aldıkları kredilerin anapara ve faizlerini tümüyle sileceğiz. Yeni konut veya işyeri yapımında, Depremzedelerden herhangi bir bedel almayacağız Yıkılan konut veya işyerlerinde, Bu projeleri onaylayan, olur veren tüm sorumlulardan, İnşa bedelini tahsil edeceğiz. Kırsalda evi, Ahırı, depoları yıkılan, Ya da ağır hasar gördüğü için yıkılacak olan, Çiftçi ve besicilerimizin; Bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden, Aldıkları tüm kredilerin anapara ve faizlerini sileceğiz. Üreticilerimize gübre, tohum, sulama, İlaç ve yem desteğini ivedilikle nakden ödeyeceğiz. Veterinerlik hizmetlerini karşılayacağız. Üreticilerin elektrik borçlarını, Kamu olarak, biz üstleneceğiz. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı tüm çiftçilerimizin ürünlerine, “Maliyet + makul kâr” formülüyle, Alım garantisi vereceğiz. Deprem yönetmeliklerine uygun olarak, İhtiyaç duyulan tüm yapıların güçlendirilmesi için, Hak sahiplerine uygun koşullu Ve uzun vadeli finansman sağlayacağız. Oluşturulacak Hasar Tespit Komisyonlarında, Görev alan tüm çalışanlara, Güvence ve sorumluluk getireceğiz. Konutları veya işyerleri yıkılan, Ya da yıkılacak olan tüm ailelerin, Yeni yaşam alanlarındaki internet hizmetini, Üç yıl süre ile devlet olarak biz üstleneceğiz. Depremde otomobil, kamyon, kamyonet, Otobüs, motosiklet, traktör, biçerdöver, pulluk gibi Hizmet ve ulaşım araçlarını kaybeden depremzedelere, Yeni araç alımlarında Faizsiz ve uzun vadeli kredi sağlayacağız Ayrıca motorlu taşıtlar vergisine, Ve ÖTV’ye tabi araçlarda, Bu vergileri almayacağız. Deprem bölgesinde işçi olarak çalışanların ücretlerini, Bir yıl süreyle, Vergi kapsamı dışında bırakacağız. Depremzede ailelerin, Üniversitede okuyan çocuklarının, Vakıf üniversiteleri de dâhil, Öğrenci harcı ve yurt ücretlerini, Devlet olarak biz karşılayacağız. Deprem bölgesindeki yerel yönetimlerin altyapı inşaatlarını, Merkezi yönetim olarak biz yapacağız. Özellikle kırsal bölgelerdeki, Kamu personelinin lojman ihtiyacını hızla karşılayacağız. Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında, Kamudan ihale alan firmalara, Bölgede yürüteceği işlerde kullanacağı personelin Asgari yüzde 25’ini, Bölge halkından karşılama zorunluluğunu getireceğiz Biz tüm bu adımları hızla atacağız. Millet İttifakı Deprem Komisyonu da çalışıyor. Partilerimizin mutfaklarında hazırlanan raporları da, Bir araya getiriyoruz. Kahramanmaraş depremlerinin hasarını tespit etmek, Yaraları sarmak için, Kısa orta uzun vadeli bir eylem planını, Ve afetlerle mücadelede, Yeni ve etkili bir yapılanmayı içeren Kapsamlı bir çalışmayı hızla bitiriyoruz. Millet İttifakı’nın adayı, Milletimizin tevecühhüyle, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak. Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, Kemal Kılıçdaroğlu olacak! Planlarımız hazır. Programlarımız hazır. Adayımız hazır. Kadrolarımız hazır. Millet İttifakı’nın iktidarında, CUMHURİYET ve HALK, DEVA bulacak. DEMOKRAT Türkiye, İYİ olacak. GELECEK ve SAADET milletimizin olacak. Biz, el ele verdik. Büyük bir güç birliğiyle, İstişareyle, uzlaşıyla, Hak, hukuk ve adaletle ülkemizi ayağa kaldıracağız. Milletimizi önce feraha çıkaracağız, Sonra refaha kavuşturacağız. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Herkesin Cumhurbaşkanı olacak. 13. Cumhurbaşkanımızla beraber, Devlette kibir bitecek, tevazu gelecek. İsraf bitecek, tasarruf gelecek. Yönetimde keyfilik bitecek, kural gelecek."HDP İLE DE GÖRÜŞECEK"
Öztrak, yandaş ATV'nin 'Kılıçdaroğlu HDP ile ne zaman görüşecek' sorusuna şöyle yanıt verdi. "Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu, tüm partiler ile görüşeceği takvim çerçevesinde HDP ile de görüşecek. Gelişmiş demokrasilerde Cumhurbaşkanı ne vatandaşlar ne de meşru siyasi partiler arasında ayrım yapar. Bugüne kadar ne çektiysek ayrıştırıcı tavırlardan çektik" ATV'nin HDP'nin ittifaka katılıp katılamayacağı sorusuna ise Öztrak, "Kusura bakamayın ama herhalde siz gündemi takip etmiyorsunuz. HDP'nin kendi ittifakı var" dedi.İNCE'DEN KILIÇDAROĞLU'NA TELEFON
Öztrak'a bir yandaş kanal daha soru yöneltti. Kanal 7, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin Kılıçdaroğlu'nun adaylığına destek vereceği iddialarını hatırlatarak bir temasın olup olmadığını sordu. Öztrak, şu yanıtı verdi: "Sayın İnce, Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nu aradı, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için tebrik etti"
Muhabir: Aziz Turgut Altun