CHP’li Özkoç’tan iktidara tepki: Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı gerçekten bu kadar zayıf mı?

Yayın tarihi: 22 Nisan 2022 Cuma 4:06 pm - Güncelleme: 22 Nisan 2022 Cuma 6:25 pm

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de yaptığı konuşmada İstanbul ve Bursa’daki bombalı saldırılara dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı gerçekten bu kadar zayıf mı?” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Özkoç TBMM’de yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bursa ve İstanbul’da yaşanan bombalı saldırılara dikkat çeken Özkoç, “Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı gerçekten bu kadar zayıf mı?” diye sordu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektriğinin kesilmesine ilişkin konuşan Özkoç, “Türkiye bir Adalet Yürüyüşü’ne şahit oldu. Dünya bir Adalet Yürüyüşü’ne şahit oldu. Türkiye’deki haksız, hukuksuz, adaletsiz iktidarın bütün yaptırımlarına karşı, cezaevinde yatan milletvekilleri, akademisyenler, öğrenciler, onların mağduriyetine karşı Türkiye’de bir kişi, ‘Ben, Ankara’dan İstanbul’a tüm bu adaletsizlik için; hak, hukuk, adalet için yürüyeceğim’ dedi. Adı, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu idi. Dünya hiç bu kadarına şahit olmadı. Ankara’dan başlattığı yürüyüşü İstanbul Maltepe’de sonlandırdı. Kendi ülkesinde yaşanan hukuksuzluğu tüm dünyaya duyurdu. Aslında muhalefetin yapması gereken tam bu değil mi? Ancak o Kılıçdaroğlu’nun, o gün bugündür verdiği mücadelede içine en çok dokunan şey herhalde şu olmuştur: Yarın, 23 Nisan’da, Türkiye’de 3,5 milyon hanenin elektriği kesik. Niçin? Borçlarını ödeyemedikleri için.” dedi.

“İSTİHBARAT GERÇEKTEN ZAYIF MI?”

İstanbul ve Bursa’da yaşanan bombalı saldırılara ilişkin konuşan Özkoç şu ifadeleri kullandı: “İktidar Türkiye’nin hiçbir derdine çare olmuyor. Ülkede açlık var, yoksulluk var, gerçekten sorunlar birbiri ardına geliyor ama ülke başka bir şeyden daha korkuyor. Ülke, kendi ülkesinde yaşanan terör olaylarından bıkmış usanmış durumda. Türkiye’deki anneler şehit vermek istemiyor. Evlatlar şehit düşsün istemiyor. Bunun için devlete ve iktidara güvenmek istiyor. Güvenecekleri kişi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Sözüne güvenmek istiyorlar. O, Türkiye’de yaşanan terör olaylarıyla, Türkiye’de yaşanan iç kargaşalarla değil; sarayın tetikçiliğini yapıyor. O, ‘Saraya nasıl yağ çekerim, nasıl Tayyip Erdoğan’ın gözüne girerim, nasıl bu makamdan beni almaz’ diyor. Söylediklerinin arkasında gerçekler yok. ‘Türkiye’de terörü bitirdik’ dediler. Peki biten terörle ilgili, patlayan bombalar ile ilgili ne söyledi Süleyman Soylu? Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbaratı gerçekten bu kadar zayıf mı? Mesele, bomba patlatılmadan önce müdahale edebilmektir. Mesele, terörü önceden engelleyebilmektir. Engellemedin, şehit düşen var. Sen kendi mazeretini söylüyorsun. ‘Biz PKK ile uğraşıyoruz ya onların taşeronları geliyor bu bombaları patlatıyor’ diyorsun. Senin sadece PKK ile değil tüm terör örgütleriyle, tüm mafya ile uğraşman gerekiyor. Sen, uyuşturucu baronları ve mafyayla kol kola dolaşıyorsun, resim çektiriyorsun, onların hakkını hukukunu koruyorsun.”

“NASIL ANLAYIŞ BU”

“Türkiye’nin başına bunlar neden geliyor biliyor musun? Türkiye, eşi benzeri olmayan bu yaşanan göç istilasında sınırlarını yeterince düzgün tutamadı. Türkiye, bu yaşanan göç istilasında diğer ülkelerle doğru bir diploması kurup sadece bunun yükünü Türkiye’nin çekmesini engelleyemedi. Diğer ülkeler göçmenlere karşı sınırlarını kapattılar. O sırada siz, bütün sınırları açıp, başka bir ülkenin nüfusu kadar, 8-9 milyon mültecinin Türkiye’ye girmesini sağladınız. Onların arasında kaç tane İŞID, El Nusra, El Kaide, DHKP-C ajanları, militanları girdi? Sen kendi ülkelerin sınırlarını bu hale getirir, elini kolunu sallayan Türkiye’ye girerse terör örgütleri Türkiye’de değil yurt dışında odaklanırlar, ellerini kollarını sallayıp istedikleri zaman girerler, bombalarını patlatırlar, yine ellerini kollarını sallayıp çıkarlar. Çünkü sen Türkiye’ye ilgili tedbir almadın. Sen, İçişleri Bakanlığı yapmadın. Sen, Türkiye’nin çıkarını zamanında korumadın. Zamanında doğru diplomasi yürütmedin. Senin hangi sözüne inanalım Süleyman Soylu. Sen, ‘Biz göçmenleri buradan göndereceğiz’ diyorsun. Gönder. Göçmenler bayramda gidiyorlar. ‘Bayramda gitmelerine izin vermeyeceğiz.’ Daha önce ne dedin? ‘Oradaki güvenli bölgelerde yaşayanların nasıl yaşadıklarını bilmediklerinden bayramda gönderiyoruz, gidenlerin yüzde 60’ı kaldı’ dedin. Şimdi sana soruyorum. Madem gidenlerin yüzde 60’ı kalıyor ise sen buradaki mültecileri niye bayramda gönderip de orada kalmalarını sağlamıyorsun. Suriyeliler, burada sığınmacı statüsünde, bayramda gidiyorlar. Gidişlerinde senin söz söyleme hakkında yok, bırak gitsinler ama ülkene girişlerinde kendi ülkene kimin girip çıkacağını sen karar vereceksin. Mültecilere yeri geldiği zaman ‘göndereceğiz’ yeri geldiği zaman ‘göndermeyeceğiz’, yeri geldiği zaman ‘çalışma yapıyoruz’… Nasıl bir anlayıştır, nasıl bir yaklaşımdır bu?”

Engin Özkoç: Türkiye tekrar 7 Haziran-1 Kasım sürecindeki kaos ortamına mı sürüklenmek istiyor?