Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK), dün mesajlaşma platformu Discord'a erişim engeli getirildiğini açıklamıştı. Bu yıl içinde Twitch, Wattpad, Instagram ve Roblox'a da erişim engelleri getirilmişti. Ayrıca 9 Eylül 2024’te, Free Web Turkey’in haberinde, 108 milyon vatandaşın kişisel bilgilerinin çalındığı iddia edildi.

Vatandaşların kişisel verilerinin çalındığına ilişkin iddialar hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, “Dün Roblox’u kapattınız, bugün Discord çıktı. Bugün Discord’u kapattınız, yarın başka bir isim çıkmayacak mı? Bu tür uygulamaları kapatırsan kullanıcıları dağılmalarını sağlayacaksın ama başka bir platformlarda toplanmalarını engelleyemeyeceksiniz. Hazır yerleri belliyken tek tek neden ayıklamıyorsunuz? Kolay çözümü bulmuşlar, vatandaşın gözünü boyamak için ‘Kapatalım gitsin.’ Sorumsuz Bakan derhal çıkıp 85 milyon vatandaşın kişisel verilerinin nasıl sızdığını, kişisel verilerimizi hukuka aykırı olarak yayanları tek tek kamuoyuna açıklamak zorundadır. Eğer bunu yapmıyorsa o koltuğu bir an önce terk etmelidir” dedi.

CHP'Lİ KARASU, BAKAN URALOĞLU’DAN ŞİKAYETÇİ OLDU

CHP Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, verilerin çalınması iddialarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.

“DOKUZ YILIN SONUNDA ADALET TECELLİ ETMEDİ”

Karasu, CHP Genel Merkezinde suç duyurusu ve erişim engelleri konusunda düzenlediği toplantısında şunları söyledi:

“Bugün 10 Ekim, Ankara Gar Katliamı’nın yıl dönümü. 10 Ekim 2015 tarihinde, Başkent’imizin göbeğinde gerçekleştirilen terör saldırısında yaşamını yitiren 104 vatandaşımızı saygıyla ve rahmetle anıyorum. 9 yıl önce gerçekleştirilen bu kanlı saldırı, tarihimizin en acı olaylarından birisidir. Bu katliam milyonların ruhunda, yüreğinde derin yaralar açtı. Ama saldırının sorumlularını yakalamakla, yargı önüne çıkarmakla yükümlü olanlar ‘kokteyl örgüt’ diyerek karartmayı seçti. 9 yılın sonunda, ne yazık ki adalet tecelli etmedi. Genel Başkanımızın da dediği gibi, ‘Bu cinayet aydınlatıldığında, Türkiye’de çok şey aydınlanacak. Ama bir dönem değişmeden bu ülkede bu cinayet, katliam aydınlanmayacak.’ Bizim bu ülkeye, halkımıza sözümüz var. Herkesin bildiği ama susup sakladığı ne varsa mutlaka gün yüzüne çıkacak. Er ya da geç tüm sorumlular cezalandırılacak, adalet yerini bulacak. Bu ülkeye gerçek adalet gelene kadar, adalet arayan tüm masum vatandaşlarımızın daima yanında olacağız. İşte o gün demokrasi kazanacak, barış kazanacak. Gar katliamında hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyorum.

“AKP, ‘100 MB İNTERNETE ÇIKACAĞIZ’ DİYE BİR HEDEF KOYMUŞTU. O HEDEFİ KOYAN BAKANIN ÜZERİNDEN ÜÇ BAKAN DEĞİŞTİ. TÜRKİYE’NİN İNTERNET HIZI HALA 42 MB”

Basın toplantımızın sebebi, en temel haklardan biri olan internet hakkı. Ülkemizdeki 75 milyon vatandaşımız internet kullanıyor. Yani nüfusumuzun yüzde 87,1’i evinden, iş yerinden, telefonundan interneti kullanıyor. Bu hizmetin kaliteli, güvenli ve uygun fiyattan sağlanması gerekirken ülkemizde maalesef bu şekilde işlemiyor. Bakın, ülkemiz internet hızında 161 ülke arasında 106’ncı sırada. AKP iktidarı, 21 Aralık 2017’de, ‘100 MB internete çıkacağız’ diye bir hedef koymuştu. Bu hedefin üzerinden tam 7 yıl geçti. O hedefi koyan dönemin Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’ın üzerinden tam üç bakan değişti. Ama Türkiye’nin internet hızı hala 42 MB. Dünya genelinde internet hız ortalaması 85 MM, bizde 42. Yarısı bile değil. Ülkemizden yavaş internet kullanan ülkeler Venezuella, Bangladeş gibi ülkeler. Mobil internet hızında ülkemiz Güney Afrika, Arnavutluk, Moldova gibi ülkelerin bile arkasında.

“TAAHHÜT SÜRESİ DOLAN VATANDAŞLAR, PAKET YENİLEME İŞLEMLERİ SIRASINDA YÜZDE 300’Ü BULAN ZAMLARLA KARŞI KARŞIYA”

Picodi Türkiye’nin verilerine göre, ülkemizde 100 MB internetin ortalama aylık bedeli 12,7 euro; güncel kurla 483 lirayı bulmuş durumda. Peki böyle bir ortamda, AKP iktidarı ne yapıyor? Altyapı yatırımları yapıyor mu? Hayır. Bakın, 2005 yılında özelleştirilerek peşkeş çekilen Türk Telekom’un 2022 yılındaki fiber uzunluğu 403 bin 301 kilometreydi. 2023 yılında ise sadece yüzde 8,2 arttı ve 436 bin 569 kilometre oldu. Altyapıya yatırım yapmayan şirket ne yaptı? Tarifelerle oynayarak zam üstüne zam yaptı. Bugün taahhüt süresi dolan vatandaşlar, paket yenileme işlemleri sırasında yüzde 300’ü bulan zamlarla karşı karşıya. Hatta, önceki yıllarda 24 ay olan tarife taahhüt süreleri, 12 aya indirildi. Ödenen tarife paketlerinin üzerine, daha önce çoğu ücretsiz olan pek çok uygulamaya da para ödemeye başladılar. Bakın, 2020’de aylık 300 TL olan dört kişilik bir ailenin iletişim harcaması; 2021 yılında 353 liraya, 2022 yılında 442 liraya, geçen yıl 745 liraya çıkmıştı. Bu yıl ise tam 2 bin 350 lira oldu. Ama Türk Telekom’un CEO’su, damacana hesabı yaparak ‘İnternet sudan ucuz’ deme cüretini gösterdi.

“BAKAN ‘DÜZENLEYİCİ YETKİMİZ YOK’ DİYOR. YETKİNİZ YOKSA NEDEN O KOLTUKTA OTURUYORSUNUZ”

Asgari ücretin 17 bin, en düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu ülkemizde, rahat odasında oturan CEO bir parça haysiyeti, bir parça onuru varsa bu cümleleri kurabilir mi? Dünyanın en yavaş, en kalitesiz internetini sunuyor, sonra da böyle ahkam kesiyor. Bakan efendi de çıkıyor, ‘İnternet ve cep telefonu faturalarını serbest piyasa belirliyor. Düzenleyici yetkimiz yok’ diyor. Peki, halkı kim koruyacak o zaman? Düzenleyici yetkiniz yoksa siz neden o koltukta oturuyorsunuz? Telekomünikasyonda uygun fiyatlar ancak rekabetçi pazar ve güçlü bir altyapıyla mümkün olur. Türk Telekom dışında kalan, altyapı yatırımı yapmak isteyen alternatif işletmecilerin önüne engel üzerine engel çıkarılıyor. Benzer şekilde mevcut altyapının da alternatif işletmeciler tarafından kullanmasına ve üzerinden yeni hizmetler sunulmasına izin verilmiyor. İşine gelince ev kirasına yüzde 25 sınırını getiren iktidar, Türk Telekom’u babalar gibi satan bu iktidar vatandaşın en temel haklarından birisi olan internet için adım atmıyor. Tam da AKP’ye yakışan bir anlayış. Her şeyin sahibi ama hiçbir şeyden sorumlu değil.

“KOZMİK ODASI’NI TERÖRİSTLERE AÇAN HÜKÜMETİN SORUMSUZ BAKANI TEK KELİME DAHİ ETMEDİ”

Olacak şey değil! Türkiye'nin siber güvenliği İsrail'e emanet Olacak şey değil! Türkiye'nin siber güvenliği İsrail'e emanet

İşte bu sorumsuz Bakan, başka bir sorumsuzluğa daha imza attı. İfade ve internet özgürlüğü alanında yayın yapan Free Web Turkey sitesi, 9 Eylül’de Türkiye’deki resmi kurumlarda kaydı olan 108 milyon vatandaşın kişisel verilerinin çalındığını iddia etti. Aslında bu yeni bir iddia değildi. Ben, 18 Aralık 2023 tarihinde, TBMM’de, Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde, bunu Bakan'ın gözünün içine baka baka ifade ettim. ‘Vatandaşımızın kişisel verileri Telegram’da, panellerde 200 liraya satılıyor’ dedim. ‘Hangi önlemleri alıyorsunuz’ diye sordum. ‘İsterseniz sizin kişisel verilerinizi hemen buradan açıklayabilirim’ dedim. ‘Vatandaşın bilgileri sanal teröristlerin elinde. Derhal önlem alınması gerekiyor’ dedim. Kozmik Odası’nı teröristlere açan hükümetin sorumsuz bakanı ne yaptı? Tek kelime dahi etmedi, sustu.

“BU, TAM ANLAMIYLA BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”

Sonra ne oldu? Az önce sözüne ettiğim haberi, gazeteci arkadaşlar beyefendiye sordular. ‘Pandemi döneminde sızıntı oldu’ dedi. Sonra ne oldu? Sonra yine sustu. O sustu, asıl sorumlu olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da sustu. Adıyla müsemma Dezenformasyonla Mücadele Merkezi açıklama yaptı, herhangi bir veri sızıntısı olmadığını savundu. Elbette dezenformasyon, terör örgütlerinin oksijen kaynağıdır. Tüm terör örgütleri yalanı, hedeflerini gerçekleştirmek için bir silah gibi kullanırlar. O zaman doğru bilgileri, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmak Bakanlığa düşer. Bugüne kadar böyle bir açıklama ne yazık ki yapılmadı. Ama Bakan çıktı, ‘Pandemi dönemi böyle bir şey konuşuldu ve kapandı’ dedi. Bu, o kadar basite alınabilecek bir konu mudur? Konuşulunca sorun da ortadan kalkıyor mu, kalkmıyor. İşte milli güvenlik sorunundan bahsediyorsanız bu, tam anlamıyla bir milli güvenlik sorunudur.

“İKTİDAR, TSK’NIN BİLGİLERİNİ İSRAİLLİ BİR ŞİRKETE TESLİM ETMİŞ”

Bugün öğrendik ki üstünde MOSSAD gölgesi olan bir şirket Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) güvenlik hizmeti veriyor. Tam da milli güvenlik sorunu bu değil midir? İsrail’e dış politikada sataşan bir iktidar, ne yazık ki TSK’nın bilgilerini, güvenliğini İsrailli bir şirkete teslim etmiş gözüküyor.

“BAKANIN UYGULAMALARIN İÇERİĞİNDEN HABERİ YOK”

Sonra bir kez daha defalarca söylediğimiz şu gerçek görüldü ki kişisel verilerimiz sanal platformlarda satılmaya devam ediyor. İşte biz de tam da bunu söylüyoruz, bu iktidar, bu Bakanlık kişisel verilerimizi koruyamamıştır. Hatırlayın, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir gazeteciyle sohbet ederken telefonunda yüklü bir uygulamayı tanıtmıştı. 'KİM' diye adlandırılan bu uygulama üzerinden akıllı telefonundan fotoğrafı çekilen kişinin iki saniye gibi kısa bir sürede kimliğinin tespit edebildiğini söylemişti. Peki o uygulamanın akıbeti, hangi mevzuata göre insanların kişisel bilgilerine erişebildiği, bilgileri depolayıp depolamadığı soruları ne oldu? Bu bilgileri kim, nerede, hangi amaçla kullandı ya da hala kullanıyor mu, bilmiyoruz. Ama Bakanlık yine işin kolayını bulmuş; sorun mu çıktı, erişime engel getiriyor. Dün, milyonlarca vatandaşın kullandığı Instagram’ı kapatanlar; Çin’de, Kuzey Kore’de, Ürdün’de olduğu gibi oyun sitesi Roblox’u, Watpad’i kapatanlar; bu kez de milyonlarca kullanıcısı bulunan mesajlaşma uygulamasını kapattılar. Çocuklarımız tacize, şantaja uğrarken, hayvanlara işkence ve katliam görüntüleri paylaşılırken hiçbir şey yapmayan Bakan, emniyet güçleriyle bilgi paylaşmadığı için bu platformun kapatıldığını söylüyor. Akıl alır gibi değil. Demek Bakan'ın bu uygulamaların içeriğinden hiç haberi yok.

“UYGULAMALARI KAPATIRSAN KULLANICILARI DAĞILMALARINI SAĞLAYACAKSIN AMA BAŞKA BİR PLATFORMLARDA TOPLANMALARINI ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ”

‘Kapatalım gitsin’ mantığıyla bu sorunlar çözülemez. Bilişim suçlarıyla ilgili yetkinlikler çoğaltılmalıdır. Bu konudaki birimler çoğaltılmalı, takip ve denetim mekanizması arttırılmalıdır. Yapanlar, nerede olursa olsun tespit edilip hiç gözünün yaşına bakmadan suçlulara kalıcı ve caydırıcı cezalar verilmelidir. Dün Roblox’u kapattınız, bugün Discord çıktı. Bugün Discord’u kapattınız, yarın başka bir isim çıkmayacak mı? Bu tür uygulamaları kapatırsan kullanıcıları dağılmalarını sağlayacaksın ama başka bir platformlarda toplanmalarını engelleyemeyeceksiniz. Hazır yerleri belliyken tek tek neden ayıklamıyorsunuz? Bir uçtan diğer uca takibini sağlayıp suç işleyenlerini yargı önüne çıkmalarını niçin sağlamıyorsunuz? Ama bunu yapmıyorlar. Kolay çözümü bulmuşlar, vatandaşın gözünü boyamak için ‘Kapatalım gitsin.’ Bugün, tüm bunlarla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Sorumsuz Bakan derhal çıkıp 85 milyon vatandaşın kişisel verilerinin nasıl sızdığını, bu verileri kimlerin nasıl ve hangi amaçlarla kullandığını, kişisel verilerimizi hukuka aykırı olarak paylaşan, yayanları tek tek kamuoyuna açıklamak zorundadır. Eğer bunu yapmıyorsa o koltuğu bir an önce terk etmelidir.”

Kaynak: haber merkezi