CHP’li Emir: Makaleyi yayından kaldırttınız, hangi birinizin ne dediğine inanalım

Yayın tarihi: 8 Ekim 2020 Perşembe 1:53 pm - Güncelleme: 8 Ekim 2020 Perşembe 1:58 pm

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’nin de imzası bulunan ve Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının Şubat ayında görüldüğünü bildiren bilimsel makalenin yayından kaldırıldığını belirterek, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Yardımcısı Birinci’ye tepki gösterdi. Emir, “Önce ‘sehven’ dediniz, sonra tweetinizi sildiniz, sonra yine ‘sehven’ dediniz. Şimdi de makaleyi yayından kaldırttınız. Hangi birinizin, ne dediğine inanalım” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in uluslararası bir makalede Şubat ayında Mersin’de Covid-19 tanılı 24 kişinin tedavi altına alındığını yazan belgeyi gündeme taşımasının ardından “ilk vaka” tartışması farklı boyuta taşındı. Söz konusu makale yayından kaldırılırken çalışmada imzası bulunan Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, dün akşam sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda tarihlerin ve illerin sehven yanlış yazıldığını söyledi. Birinci, birkaç saat içerisinde paylaşımını silerken bu kez aynı açıklamayı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptı.

CHP’li Emir bir skandalı daha açıkladı: Şubat’ta 24 vaka bildirimi yapılmış

EMİR: GENEL KURULDAN KAÇIYORSUNUZ

Konu TBMM Genel Kurulu’nda da gündeme gelirken AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Birinci’nin Twitter hesabından açıklama yaptığını söyledi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise, Muş’un Genel Kurul’u yanılttığını belirterek, şunları söyledi: “Sayın Başkan, Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci ‘tweet’ini sildi, Sayın Grup Başkanvekili bunu bilsin. Şuayip Birinci kendi ‘tweet’ini sildi ve sehven olduğu iddiasını geri çekti. Bilmeden konuşuyorsunuz. Genel Kurulu bilerek yanılttınız. Genel Kuruldan korkuyorsunuz, kaçıyorsunuz, 83 milyona hesap vereceksiniz.”

CHP’li Murat Emir: Virüsle mücadele yerine rakamlarla mücadele ediyorlar

‘BAKANLIK PANİK HAVASINDA’

Süreçle ilgili bugün de değerlendirmelerde bulunan Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kamuoyunun dikkatine sunduğumuz bu yayından Türkiye’de Şubat ayında COVID-19 vakasının görülmüş olduğunu ve bunun da halktan gizlendiğini anlıyoruz. Yayının ortaya çıktığı andan itibaren de Sağlık Bakanlığı bürokratları bir panik havası içerisinde hareket etmeye başladı. Çalışmada imzası bulunan Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, önce bir tweet attı ve çalışmanın aslında Mart-Nisan aylarında yapıldığını, sehven ‘Şubat-Mart’ yazıldığını, çalışma yapılan iller arasında da İstanbul’un da bulunduğunu ancak İstanbul’un unutulduğunu söyledi.”

CHP’li Murat Emir’den Fahrettin Koca’ya yanıt: İddiamızı doğrulamış oldu

‘HANGİ BİRİNİZE İNANALIM’

“Bunu da basit bir yazım hatası olarak değerlendirdi. Kendi söylediğine kendisi bile inanmamış olacak ki kısa sürede bu tweeti sildi. İşler bakanlık açısından iyice sarpa sarınca bu kez aynı açıklamayı dün gece geç saatlerde Bakan Fahrettin Koca üstlendi. Önce ‘sehven’ diyorlar, sonra tweeti siliyorlar, sonra yine ‘sehven’ diyorlar. Hangi birinizin ne dediğine inanalım.”

Türkiye’de ilk vakanın Şubat ayında görüldüğünü yazan makale kaldırıldı!

‘5 ARAŞTIRMACI BİRDEN Mİ HATA YAPTI’

“Sağlık Bakanlığı, nereden baksanız tel tel dökülüyor. Uluslararası bir bilimsel makalede, hem tarih hem de çalışmanın yapıldığı yerle ilgili böyle bir hata söz konusu olamaz. Makalede iki ayrı yerde çalışmanın Şubat-Mart ayında Tarsus Medical Park Hastanesi’ne yatan 24 COVID-19 vakası üzerinde yapıldığı yazıyor. Hastanenin adı da makalede iki farklı yerde geçirilmiş. Makalede Birinci ile birlikte 4 araştırmacının daha imzası var. 5 araştırmacı birden mi hata yapmış, yoksa çalışmalarını hiç mi okumamışlar? Böyle bir basit yazım hatası olabilir mi? Buna basit bir yazım hatası denmez, resmen çam devirmişsiniz.

‘İSTANBUL’UN ETİK İZNİ NEREDE?’

“Aynı zamanda İstanbul’da da çalışılmışsa, makalenin başında çalışmanın ‘çok merkezli’ olduğu açıklanmalı aynı zamanda İstanbul’dan da etik izin alınması gerekliydi. Makalede böyle bir izinden de bahsedilmiyor. Dolayısıyla İstanbul’da da böyle bir çalışma yürütülmemiş olduğunu anlıyoruz. Sağlık Bakanı, durumu kurtarmak adına yardımcısına sahip çıkıyor, ama bu tavır ne yardımcısını ne de kendisini kurtarır.”