CHP’den Furkan Vakfı üyelerine müdahale eden polislere suç duyurusu

Yayın tarihi: 22 Mart 2022 Salı 4:11 pm - Güncelleme: 22 Mart 2022 Salı 4:13 pm

CHP’li Ali Haydar Hakverdi, Adana’da Furkan Vakfı üyelerine karşı ‘orantısız güç kullanan’ polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Hakverdi, polislere ‘işkence’ suçundan soruşturma açılmasını istedi.

Polisin, Adana’nın Seyhan ilçesinde eylem yapan Furkan Vakfı üyelerine yönelik sert müdahalesi kamuoyunda tepkilere neden olmuştu. CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Furkan Vakfı üyelerine karşı orantısız güç kullanan polisler hakkında bugün Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Hakverdi, suç duyurusu dilekçesinde şunları kaydetti: “Gerek haberlere ve gerek sosyal medyaya yansıdığı üzere Adana Seyhan’da bulunan Cevat Yurdakul Caddesi üzerinde yürüyüş ve basın açıklaması yapmak isteyen Furkan Vakti üyesi olduğu belirtilen kişilere yönelik orantısız ve yukarıda belirtilen suçları oluşturur şekilde müdahalede bulunulmuştur. Olaya ilişkin görüntüler incelendiğinde, cadde üzerinde bulunan kişilere biber gazı, plastik mermi ve coplar ile müdahale edildiği; dağılan kişilerin arkasından gelen üniformalı ve kırmızı montlu sivil bir şahsın ve başkaca sivil giyimli kişilerin önce sözlü, ardından da cop ile bacaklara vurmak suretiyle fiziki saldırıda bulunduğu görülmektedir. Üniformalı ve sivil polislerce rastgele kişilerin itildiği, yine rastgele cop sallamak suretiyle kişilerin darp edildiği görülmektedir.

Olay yerinden uzaklaşan kişilerin üstüne yürünmüş ve gitmelerine rağmen yakın mesafeden biber gazı sıkılmaya çalışılmıştır. Cadde, sokak kenarında duran vatandaşlar coplanmaya, yakın mesafeden biber gazı sıkılmaya devam edilmiştir. Videonun 49. saniyesi itibariyle yine öncelikle kırmızı montlu sivil şahıs başta olmak üzere bir vatandaşın köşeye sıkıştırıldığı, darp edildiği, yakın mesafeden biber gazı sıkıldığı görülmektedir.

Siyah montlu sivil bir polisin ise ardından rastgele bir şekilde elindeki biber gazını sıktığı görülmektedir. Aynı videonun 1,21. saniyesi itibariyle yine sivil giyimli başka bir polisin kenarda duran vatandaşlara yakın mesafeden ve rastgele biber gazı sıktığı görülmektedir. Başka bir videoda, üniformalı polislerin, hukuksuz bir yakalama işlemi yapıldığı anlaşılan bir grup vatandaşı bina önünde toplu halde sıkıştırıp copla defalarca vurduğu, sözlü olarak da hakaret ve tehditlerde bulunduğu açıkça görülmektedir. Polislerin copla vurmalarının ardından tekme attıkları bir vatandaşın bu saldırılar nedeniyle yere bayılır gibi yığıldığı videoda görülmektedir.

Furkan Vakfı üyelerine polisten çok sert müdahale

‘GÖRÜNTÜLER DERHAL DOSYAYA KAZANDIRILMALI’

Olayların gelişimi dikkate alındığında sosyal medya ve haberler aracılığı ile ortaya çıkan görüntülerin delil olarak incelenmesini talep etmek gerekmiştir. Ancak bunun yanında şüphelilerin polis olduğu, delillere bu nedenle ulaşma ve delilleri karartma ihtimallerinin ve imkanlarının hayli yüksek olduğu dikkate alınarak, olay yerine ait MOBESE, güvenlik kameralarına ait görüntülerin derhal dosyaya kazandırılması gerekmektedir. Adana Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak olay günü olay yerinde görevli olan tüm amir ve memurların ad soyadları, sicil numaralar, fotoğraflarının ve kask numaralarının dosyaya dahil edilmesi gerekmektedir. Sosyal medya, haber siteleri, MOBESE ve güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin ve Emniyet’ten elde edilecek bilgilerle şüphelilerin ve eylemlerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir.

AİHS’nin 3. maddesinde, ‘Hiç kimse işkence veya insanlık dışı veya küçük düşürücü muameleye veya cezaya maruz bırakılmayacaktır’ denmektedir ve bu ilkenin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olduğu bilinmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de aynı şekilde işkence yasağı dile getirilmiş, ayrıca birçok uluslararası sözleşmede ve ulusal düzenlemede buna yer verilmiştir. Elbette ki bunun nedeni temel insani değerleri korumak gayret ve amacıdır. Olaya ilişkin görüntüler ise olaya müdahale eden resmi görevli kişilerin insan haysiyetini aşağılayarak, orantısız ve gerekçesiz şekilde kaba kuvvete başvuruları, özgürlüklerinden yoksun bıraktıkları ve tamamen kendilerinin denetiminde olan vatandaşlara inatla kaba kuvvet uygulamaya devam ettikleri görülmektedir. ‘Özgürlüğünden mahrum bırakılmış durumda olan bir kişiye karşı, davranışı gerektirmediği halde fiziksel güç kullanılması insan onuruna saldırı ve ilkesel olarak AİHS’nin 3. maddesi ile güvence altına alınan hakkın ihlalini teşkil etmektedir.’ (AİHM-Labita/İtalya kararı)

‘YAŞANANLAR İNSANLIK DIŞI DURUMU İÇERİYOR’

AİHM, Mehmet Ali Okar/Türkiye Davası’nda ‘Kötü muamelenin, AİHS’nin 3. maddesi kapsamına girebilmesi için asgari ciddiyet düzeyine ulaşması gerekir. Bu düzeyin değerlendirilmesi göreceli olup yapılan kötü muamelenin süresi, fiziksel ve psikolojik etkileri, gerektiğinde mağdurun cinsiyeti, yaşı, sağlık duruma gibi koşullar da gözetilmelidir’ demektedir. Olay görüntüleri, yaşananların asgari ciddiyetin de üzerinde insanlık dışı durumu içerdiğini zaten açıkça göstermektedir. Açıklanan nedenlerle şüpheliler hakkında unsurlarıyla oluşan işkence suçu nedeniyle derhal soruşturma başlatılmasını, şüphelilerin konumu nedeniyle delillerin derhal toplanarak şüphelilerin kimlik tespitlerinin yapılmasını ve delillerin derhal toplanmasını talep etmemiz gerekmiştir.”