CHP kapıyı kapattı! Nisan ayından sonraki tüm seçimler siyaset mühendisliğidir

Yayın tarihi: 19 Aralık 2022 Pazartesi 4:59 pm - Güncelleme: 19 Aralık 2022 Pazartesi 5:15 pm

CHP Sözcüsü Faik Öztrak iktidarın kafasındaki seçim tarihine kapıyı kapattı. Öztrak, “Nisan başına kalmadan her erken seçime ‘Tamam’ deme kanaatimiz var. Ancak Nisan başından itibaren yapılacak seçim, erken seçim değil, siyaset mühendisliğidir” dedi.

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısı sonrası dikkat ç.eken açıklamalarda bulundu. Erken seçime ilişkin gelen bir soru üzerine ise Öztrak, “Nisan başına kalmadan her erken seçime ‘Tamam’ deme kanaatimiz var. Ancak Nisan başından itibaren yapılacak seçim, erken seçim değil, siyaset mühendisliğidir” dedi.

Ahmet Davutoğlu’ndan YSK Başkanı Akkaya’ya ‘İmamoğlu’ tepkisi

Öztrak’ın açıklamaları şöyle:

“Kanaatimiz nisan başına kalmayan her seçim teklifine evet deme yönündedir. Ama Nisan sonrası yapılan her seçim erken değil, siyaset mühendisliğidir. Böyle bi,r senaryonun içinde yer almayız Cumhurbaşkanının yetkisi vardır. Nisan ayından sonra kendi göbeklerini kendileri keserler.”

“9 YIL ÖNCE TÜRKİYE YOLSUZLUK SKANDALIYLA SARSILDI”

“Siyasete bir yüzükle başlayanlar, milletin parmağında yüzük bırakmadılar. Siyasete girdiğinde, İstanbul’da kaçak yapılarda oturanlar, önce apartman dairelerine, ardından da Saraylara taşındılar. Akrabası taallukat gemiler, gemicikler aldı… Man Adası’nda kurulan 1 sterlinlik şirketin üzerinden milyonlarca dolarlık para transferleri yaptı. evlerdeki paraları sıfırlamakla bitiremedi. Onlar muratlarına erdiler ama 20 yılın sonunda, milletin cebindeki parayı pul ettiler. Bundan tam 9 yıl önce, 17/25 Aralık’ta tüm Türkiye, rüşvet ve yolsuzluk skandalıyla sarsıldı. Bakan çocuklarının evlerindeki kasalarda, balyalanmış Dolarları, Avroları gördük. Ayakkabı ve çikolata kutularında, elbise kılıflarında dağıtılan rüşvet görüntüleriyle sarsıldık. ‘Paraları sıfırla’ talimatlarını kulaklarımızla duyduk. Bunları ne biz unuttuk, ne de milletimiz unuttu. Devletin el koyduğu rüşvet parasına faiz ödenir mi? Bunlar rüşvet parası için devlete faiz ödettiler. Rüşveti, yolsuzluğu, ‘Günah işleme özgürlüğü’ diye tarif ettiler. Arsızlıkta Everest’in zirvesine ulaştılar. Rüşvet dağıttığı kara paralardan kuleler dikenlere, bu ülkenin bakanları, “Cari açığı kapatıyor” diyerek, ödül üstüne ödül verdiler. Yetmedi, havuz medyalarında ay yıldızlı bayrağımızı dekor yaptılar. 17/25’in üstünü kapatmak için, yapmadıklarını bırakmadılar. 17/25’i milat kabul ettiler, 17/25 öncesi yapılan tüm iş ve işlemleri, Yargıtay’a aklatmaya kalktılar. Biz ne bu görüntüleri, ne de bu pespayelikleri unuttuk. Ama o günlerde, çalışma odasındaki ayaklı saatini 17.25’te durduran, “Her gün buna bakıyorum. Buradan da anlayabilirsiniz ki biz, 17 ve 25 Aralık’ın hesabının sorulması vaadimizden asla geri adım atmayız” diyenler, vaatlerini unuttu. 17/25 Aralık’ı 9 ayrı dilde, “Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası” ilan edip, millete “17/25’in hesabını sorma” sözü verenler, sözlerini yuttu.”

BAHÇELİ’Yİ HATIRLATTI

“Meydanlarda “Ver Bilal’i, Al Hilali” diye nutuk atıp, bugün hem sarayın, hem de saray rejiminin bekçiliğine soyunanların, 17/25 haftasında, bu aziz millete vermesi gereken bir hesap var. Biz boşuna söylemiyoruz: ‘Siyasetçilerin geçmişi sözlerine kefil olmalı, sözleri ileride kendilerinden davacı olmamalıdır.’ Biz, milletimizin bu konudaki şaşmaz terazisine güveniyoruz.

“MİLLETİN AYRANI YOK İÇMEYE ERDOĞAN GİDER MAÇ SEYRETMEYE”

“Altı yaşında evlendirilen ve yıllarca sistematik tecavüze uğrayan kızımızın acısını yaşarken, Eskişehir’den akrabalarının elinde açlıktan ölen Elif’in haberiyle sarsılıyoruz. Bu ülkede çocuklarımız açlıktan ölürken, bu ülkenin Cumhurbaşkanı uçan sarayıyla, Katar’a futbol maçı izlemeye gidiyor. Milletin ayranı yok içmeye, Erdoğan uçakla gider maç seyretmeye… Harran Üniversitesi’nde okuyan bir gencimiz, otobüste açlıktan bayılıyor. Kendine gelir gelmez de; “Geçinemiyorum, açım, ölmek istiyorum” diyerek su kanalına atlamaya kalkıyor.

“İSTANBUL’A ÇÖKMEYE ÇALIŞIYOR”

“Yargı eliyle, YSK eliyle millet iradesine darbe yapmaktan hiç çekinmiyor. Gözünü karartmış, seçim öncesi İstanbul’a çökmeye uğraşıyor. İstanbullular, haksız seçim iptali yoluyla yapılan birinci darbenin karşısına dikildi. Saray İstanbul’u kaybetti. Şimdi de yargı eliyle yeni bir darbe tezgâhladı. Önce seyyar hâkimi, İBB başkanımıza ceza verdi. Ardından YSK başkanı, üstüne hiç vazife olmadığı halde, gazetelere demeç üstüne demeç verdi. Sarayda yazılmış senaryoya müdahil oldu. Herhalde koltuğunda biraz daha oturmak için, Sarayın sözcülüğüne soyundu. Seçimin güvenliğinden sorumlu YSK Başkanı, seçimden önce, seçim hakkında bu şekilde konuşmaya başladıysa, derhal o görevi bırakmalıdır. Yine sarayın sözde hukukçu danışmanlarından biri çıktı, ‘Yargıtay son sözü söyleyecektir. Yerel mahkemenin kararı, istinafta muhtemelen onaylanır’ diyerek, istinaf mahkemesine talimat verdi. Yargı darbesiyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesini bir an önce ele geçirme planlarını ifşa etti. Normal bir ülkede bunun adı; adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçudur.”

İmamoğlu’na hapis YSK temsilcisine “namussuz” diyen MHP’liye de para cezası!