Çetin Emeç suikastının üzerinden 31 yıl geçti: Ben gazeteciyim; ben yazmazsam, o yazmazsa, kim yazacak?

Suadiye’de bulunan evinin önünde silahlı saldırıya uğrayan usta gazeteci Çetin Emeç, katledilişinin 31. yılında anılıyor.

Usta gazeteci Çetin Emeç 31 yıl önce işine gitmek için evinden çıkıp aracına bindiği sırada şoförü Sinan Ercan’la birlikte katledildi. 7 Mart 1990 günü Suadiye’de bulunan evinden işe gitmek için çıkan gazeteci Çetin Emeç, otomobiline bindiği sırada kar maskeli caniler, usta gazetecinin otomobilinin önünü keserek tetiğe bastı.

Çapraz ateşe tutulan araçta bulunan Emeç ve şoförü Sinan Ercan olay yerinde hayatını kaybetti. Emeç’i katleden saldırganlar, olayın ardından kaçtıkları otomobili Bostancı’da terk ederek izlerini kaybettirdi. Emeç’in naaşı, binlerce kişinin katıldığı cenaze töreni sonrası Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi.

CİNAYET 31 YILDIR AYDINLATILAMADI

Hürriyet, suikastın üzerinden geçen 6 yılın ardından 2 Mart 1996’da ‘İşte Emeç’in Tetikçisi’ manşetini attı. Çağrıcı, Kadıköy’deki bir banka şubesinde “Rasim Ayar” adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandı. Çağrıcı, İslami Hareket Örgütü adına cinayeti işlediğini iddia etti. Suikasta ilişkin açılan yasadışı “İslami Hareket Örgütü” davasının iddianamesinde, Emeç’in evinin önüne gelen örgüt üyelerinden Tamer Arslan’ın, Levent’te gasp edilen 34 FFE 21 plakalı otomobili kullandığı bilgisine yer verildi.

Çağrıcı ile beraberinde yargılanan dört sanık, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılsa da diğer tetikçi Muzaffer Dalmaz yurt dışına kaçmayı başardı. Henüz 55 yaşındayken katledilen Emeç’in gerçek failleri ise 31 yıldır ortaya çıkarılmadı.

“ÇÖZMEMEK İÇİN UĞRAŞTILAR SANKİ”

2010 yılında Vatan gazetesine konuşan Çetin Emeç’in eşi Bilge Emeç, şunları söyledi:

“İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu, Emniyet Genel Müdürü’nü suçluyorum, İçişleri Bakanı evime taziyeye geldiğinde ‘Olay burada mı oldu, gazetenin önünde mi?’ diye sorabildi. Çözmemek için uğraştılar sanki. Çözmemeye programlıydı her şey. Dosyalar kaç defa boşaltıldı. Savcı olaydan kaç gün sonra ifadelerimizi aldı, hatta adeta azarlayarak yaptı bunu. Bu cinayette birçok ilk vardı. Çapraz ateş ilk defa, kar maskesi, ilk defa şoförü öldürüldü birinin, kullanılan silah ilk defa kullanılmış bir suikastte. İngram marka silah ilk defa kullanılmış. Yurtdışından gelebiliyor o silah ancak. Yakalanan katilin de gerçek olduğunu düşünmüyorum. Tetikçiyi yakaladılar güya. O çocuk cezaevinde evlendirildi. Hrant’ınki de aynı oldu ya. Evlendi. Nasıl oluyor anlamıyorum. Gerisinde kim var bu işlerin hala çözülmedi.”

“GERÇEK BİR GAZETECİYDİ”

Bilge Emeç, geçtiğimiz yıl ise Kocaeli’nde bulunan bir üst geçitten Çetin Emeç’in isminin kaldırılmasına ilişkin Sözcü’den Yüksel Şengül’e konuşmuştu. Bilge Emeç, Çetin Emeç’i şu sözlerle anlatmıştı:

“Çetin Emeç hayatını gazeteciliğe adamış, mesleğini yaşamı boyunca ailesinden bile ön planda tutmuş, işine aşık, babadan, gerçek bir gazeteciydi. Hayatı boyunca Cumhuriyet’in temel değerlerini, laikliği, Atatürkçülüğü savundu ve en önemli özelliklerinden birisi de Türkiye’yi çok sevmesi, ülkemiz için hep iyi şeylere, güzelliklere özenmesiydi. Nitekim bu yolda canını verdi.”

“ANMA TÖRENİNİ BU YIL EVLERİMİZDE YAPACAĞIZ”

Her yıl, Zincirlikuyu’daki mezarı başında anılan Emeç’in anması bu sene yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle yapılamayacak. Anma törenine ilişkin konuşan Çetin Emeç’in eşi Bilge Emeç, şunları söyledi:

“Eşim, babamız, sevgili Çetin Emeç’i aramızdan ayrılışının 31. yılında, COVID-19 nedeniyle, ilk kez kabri başında fiziken toplanmadan anacağız. Anma törenini bu yıl, evlerimizde yapacağız. Bir basın şehidinin ailesinin mensubu olmak zordur. Duruşunuzla ona lâyık olmaya, aziz anısını gelecek kuşaklara aktarmaya çalışırsınız. Uğradığınız haksızlıklar, vefasızlıklar yüreğinizi burksa da yaşamınızı sürdürürsünüz. En büyük gücünüz, insanınızın ve kurumların vefasıdır. Çok şükür, biz Emeç Ailesi olarak 30 yıldır bu büyük gücü hissediyoruz.”

ÇETİN EMEÇ KİMDİR?

Çetin Emeç, 1935 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Gazeteciliğe 1952’de babası Selim Ragıp Emeç’in Son Posta gazetesinde başladı. Bilge Emeç ile olan evliliğinden Mehveş ve Mehmet adında iki çocuğu dünyaya geldi. 1972’ye kadar Hayat ve Ses dergilerinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1972 yılında Hürriyet Grubu’na geçti.
Hürriyet Gazetesi genel yayın müdürlüğü görevini üstlenen Emeç, 1984-1985 yıllarında ise yine genel yayın yönetmeni olarak Milliyet’e geçti.
1986’da genel koordinatör olarak Hürriyet gazetesine döndü. 38 yıllık gazeteci olan Emeç, öldürüldüğünde Hürriyet Gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarıydı. Ayrıca Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ile Uluslararası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi.