Cep telefonuna uygulamayla geri getirilen belgeler boşanmada delil sayılmadı

Yayın tarihi: 10 Temmuz 2022 Pazar 3:08 pm - Güncelleme: 10 Temmuz 2022 Pazar 3:08 pm

Silinen belgeleri geri getirmeye yarayan programı eşinin telefonuna kurarak elde ettiği yazışma içeriklerini boşanma davasına delil olarak sunan kişinin açtığı boşanma davasının kabulü kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozuldu.

Antalya’da yaşayan bir çiftten kocanın şüphelenmesi üzerine eşinin cep telefonuna silinen kayıtları geri getirmeye yarayan bir program yükleyerek takip etmeye başladı. Bir süre sonra eşinin başka erkeklerle görüştüğünü ve evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ileri süren erkek, boşanma davası açtı.

Yerel mahkemece açtığı dava reddedilen kişi, istinaf kanun yoluna başvurdu. Dosyayı inceleyen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, kadının, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve tamamen kusurlu olduğuna kanaat getirerek, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verdi. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise kararı bozdu.

Daire, davacı erkeğin program vasıtasıyla edindiği belgeleri hukuka aykırı elde ettiğine ve boşanma davasında delil olarak kullanılamayacağına karar verdi. İlk derece yargılamasında, tanıkların, kadına ait resim ve yazışmaları gördüklerini beyan ettikleri ancak bunun davacı erkekten edindikleri duyuma dayalı anlatımlar olduğu ifade edilen kararda, davalı kadına yüklenen “güven sarsıcı davranış vakası”nın ispatlanamadığı vurgulandı.

Bu yönüyle erkeğin açtığı boşanma davasının kabul edilmesinin hatalı olduğuna işaret edilen kararda, şu tespitlere yer verildi:

“Cep telefonuna yüklenen program ile elde edilen görüşme kayıtları, hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğindedir. Hukuka aykırı delil, kusur belirlenmesinde dikkate alınamaz ve bu delil ile kanıtlanmak istenen vakıa karşı tarafa kusur olarak yüklenemez. Ayrıca davacı tarafından dosyaya sunulan ve davalıya ait olduğu iddia edilen yazışmaların davalı tarafından kabul edilmemesi ve davalı tarafından yazıldığı iddiasının soyut kalması durumunda bu yazışmalar kusur belirlenmesinde dikkate alınamaz.”