Cehalete ve deliliğe kurban edilen kadınlar

Kötülük, ipleri ele geçirdiğinde en masum olandan başlar intikam almaya. Çünkü kendisine bahşedilmemiş iyiliği ve güzelliği başkasında görmeye dayanamayan ‘kötü’ en saf olandan kadınlardan ve çocuklardan öfkesini çıkarmaya başlar. Tanrıça Artemis, kutsal geyiği öldüren Agamemnon’a öfkelenir ve savaş için bekleyen gemileri rüzgarsız bırakır. Kahin Kalkhas’a göre tek çözüm Agamemnon’un kızı İphigenya’nın kurban edilmesidir. Bu tragedyanın sonunun farklı versiyonları vardır. Biz Artemis’in göklerden indirdiği geyikle İphigenya’nın hayatını bağışladığı kısmını kabul edelim. Baba Agamemnon kızını kurban etmeyi kabul ediyor. Çünkü halkına söz geçiremiyor. İktidar hırsı ve ganimet kızından daha önemli. Defalarca sahnelenen bu oyunda derdini içli içli anlatan İphigenya adı bu coğrayada kaderi tesadüflere bağlı kız çocuklarına miras kalır. 
Erkek dünyasının bencil yönetim anlayışı Antik Yunan tragedyalarının öngörüsüyle maalesef günümüze kadar geldi. Ehlileştirilmesi gereken yola getirilmesi gereken ‘kadınlar’ gerekirse gözden çıkarılabilir. Zira önemli olan ‘erk’in devamıdır. Günümüze değin ne değişti derseniz içimiz yana yana her gün izliyoruz. Her gün ve her gün izlediğimiz kadın cinayetleri; ‘iyi hal’ ‘ağır tahrik’ gibi ifadelerle çoğu zaman alt metinde yapı bozuma uğrayıp başka bir öykü olarak toplumda karşılık buluyor. Ve böylece isteyerek ya da istemeyerek ‘öldüren erkeklik’ vahşeti sokakta kol gezmeye devam ediyor. Kadın katilleriyle yapılan onlarca yüzlerce araştırmanın söylem analizinde (Ki gerek var mı bilmem) spot cümleler değişmiyor: “Çok seviyordum öldürdüm. Namusumu temizledim. Erkekliğime laf etti.”

Erkek şiddetinin rüzgarı, ekonominin çarkı

Bunlar işin politik-kültürel sebep ve sonuçları. Bir de ekonomik sonuçları var. Kocaları tarafından seks işçisi olarak çalışmaya zorlanan kadınlar. Kız evlatlarını para karşılığı kendinden büyük adamlara vermeye uğraşan sözde babalar. Kız olduğu için başka ailelere evlatlık verilen çocuklar zaten yıllar yılı malumumuz.  Buna bir de her geçen gün artan ensest vakaları ve aile içi intiharları da eklemeliyiz. Acaba kaç kadın cinayeti tarihe kaza, doğal ölüm vb gibi sebeplerle geçti, kim bilir… ‘Muteber kadın’ kimliğinin toplumsal cinsiyet özellikleri bakımından özenilen erkek kişiye aktarımı kadın şiddetinin en önemli taşıyışıdır. Bir nevi celladına aşık kurban kisvesinde, hayatta kalmak için daha kötü olmayı seçen ‘kadın’ kimi zaman bir ailenin en büyüğü kimi zaman bir siyasi kabinenin  en büyüğüdür. Her gün televizyonlarda terörüne maruz kaldığımız magazin zırvalarını saymıyorum bile. Yıllarca kadınlara şiddet uygulayan sosyopatlara ödül dağıtıldı ve halen dağıtılmakta… Ve ‘kadın’ protokol de bunları alkışlamakta. Çünkü paranın değirmenini döndüren ‘erkek zihniyete’ kafa tuttuğunda bedeli pahada ağırdır. İşte Amerika kaynıyor. Rapçi yapımcı karun gibi zengin Didi’nin tecavüz ordusuna ses çıkarmayan başta Beyonce bir dolu şarkıcı adalet önüne çıkacak. Sözde siyah kadın hareketinin kahramanı Beyonce. Maalesef değirmen bizzat hastalıklı erkek şiddetinin rüzgarıyla dönüyor. Tıpkı Miken Kralı Agamemnon gibi. Beyonce de belli ki vicdanını kurban etmiş.

Yataklı psikiyatri koğuşları yeterli mi?

Her geçen gün büyüyen şiddet sarmalı akıl sağlığımızı tehdit ediyor. Zira hepimiz büyüyen tehlikenin farkındayız. Bireyin can güvenliği temel ihtiyaç basamağıdır. Hatırlayın Maslow’un meşhur ihtiyaçlar hiyerarşisi. Peki, güvenlik olmazsa sağlıklı yaşam olur mu? Soruyu basitleşireyim; insan canlısı aklını nasıl kaybeder? Ya da uyuyan bir psikiyatrik hastalık nasıl uyanır? Besbelli ki bir tetikleyici gerekir. Anksiyete, güvenlik kaygısı, zarar görme korkusu, her dakika tehlike olduğu hissi… İnsanı delirten işte bu güvenlik ihtiyacından mahrum kalma halidir. Bu sağlıklı birey için de böyledir. Psikiyatri hastası ve ömür boyu takipte kalıp ilaç kullanması gereken bir birey için de böyledir. Tetikleyici faktörler bizi hasta eder. Ya da hastalar tarafından kurban edilmemize neden olur. Şimdi soru şu, günlerdir okuduğumuz bu vahşet haberleri önlenebilir miydi, önlenemez miydi? Önlenmesinin maliyeti olan bir yatak ve bir ilaç takip programı kaç kadının hayatını kurtarırdı? Başka sorum yok. Eyyy büyük kral Agamemnon…

“…………..
istedi ilk kızını kraldan kurban diye.
aldatıp getirdiler evden anamla beni,
gelip attılar orda kurban taşına beni,
sundular adak diye başımı tanrıçaya.
fakat yatışmıştı o, istemedi kanımı,
kurtardı, aldı beni, kırmadı kanadımı,
bir buluta sararak ırak etti gözlerden;
ancak bu tapınakta göz açtım bu ölümden.
benim o, iphigenie, torunu atreus'un,
agamemnon'un kızı bu seninle görüşen,
ve malı tanrıçanın, o beni mal edinen."

Kaynak: Iphigenia Tauris'te/  Goethe (Çev. Selahattin Batu)