Çark belediyelerde nasıl işliyormuş?
İktidarın, başta iki büyük şehir olmak kaydıyla, CHP’ye kaybettiği belediyelerdeki sorunlar teker teker ortaya dökülüyor!
Bakın, tüm halkı yoksullaştıran, insanları geçim sıkıntısından dolayı en büyük yanlışa, intihara sevk eden yağma ekonomisi çarkı, belediyelerde nasıl işliyormuş?
Dün Cumhuriyet’te iki haber ve bir yazı vardı; bunlara özet olarak baktığımızda, çark hakkında kabaca bir fikir ediniyoruz!
***
Birinci haber, FETÖ/PDY yargısı ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki ilişkileri anlatıyordu:
“AKP’li Melih Gökçek döneminde, belediye meclisinde alınan kararlarla bir kısmı halen firari olan eski savcı Şadan Sakınan, eski Yargıtay Genel Sekreteri Aydın Boşgelmez ve ‘Kozmik Oda’nın savcısı’ olarak nitelenen Mustafa Bilgin’in kurdukları konut kooperatifine normalinden üç kat fazla inşaat hakkı tanındığı ortaya çıktı.”
İkinci haber Büyükşehir Belediyesi’nin bir ihalesi hakkındaydı:
“Pasifik İnşaat ve Orpaş AŞ’nin ortağı Fatih Erdoğan, gazetemize açtığı 2 milyon liralık dava dilekçesi ile hazırladığı tekzip metninde, Melih Gökçek döneminde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden ‘yoksullara gıda yardımı’ çerçevesinde kazandığı yaklaşık 45 milyon liralık ihaleyi yok saydı” diye başlıyor...
“...Fatih Erdoğan’ın, gazetemizde çıkan haberlerle ilgili tekzip başvuruları ilgili hâkimliklerce, Cumhuriyet’te kendisi ve şirketleri ile ilgili haberler yayımlanmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemi de mahkemece reddedilmişti” diye bitiyordu.
***
Ankara’nın eski Belediye Başkanı Murat Karayalçın da yazısında, doğalgaz dağıtımının özelleştirilmesinde halka atılan kazığı, özet olarak, şöyle anlatıyordu:
“...Ankaralılar zaman içinde tükettikleri doğalgaz miktarı üzerinden alınan iki yüz milyon dolarlık krediyi geri ödediler.
...geriye yıllık tüketilen doğalgazın bedelinin Belediye’ye ve oradan da BOTAŞ’a ödenmesi kalıyordu.
Ankaralılar bunu da, 1994 yılında göreve gelen Belediye yönetiminin yeni taktığı, dolar üzerinden güvence aldığı, birer aylık, üçer aylık peşin tahsilat yaptığı sayaçlarla ödediler. Yani ödeme, doğalgaz daha tüketilmeden önden yapıldı.
Ancak bir süre sonra Belediye yönetiminin tahsilatını peşin olarak yaptığı parayı BOTAŞ’a ödemediği bilgisi kamuoyunda yayılmaya başladı.
Bilgiler, Belediyenin BOTAŞ’a taktığı borcun yaklaşık bir milyar dolar olduğu şeklindeydi.
Bir süre sonra AKP’nin TBMM’den geçirdiği bir yasa ile Ankara’nın doğalgaz şebekesinin varlık satışı yoluyla özelleştirmesi, bu iddiaların doğru olduğunu gösterdi.
Çok tartışmalı ihale süreçlerinden sonra Ankara doğalgaz şebekesi 1.1 milyar dolara Torunlar şirketine satıldı...
...Ankaralı, yaklaşık otuz yıl önce ödemiş olduğu şebeke bedelini, şimdi bir kez daha ve birkaç kat fazlasıyla ödemektedir...
...Hatta Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden çeşitli vakıflara yaptığı bağışlarla bağlantılı olarak yapılan tartışmalardan, doğalgaz fiyatlandırılmasında (tesis bedeli) ve (işletme bedeli) kalemlerine ek olarak, bir de kâr kaleminin doğalgaz m3 fiyatına yüklendiği anlaşılmaktadır...
...Ankaralılardan peşin olarak tahsil ettiği yaklaşık bir milyar dolarlık bedel, neden Botaş’a ödenmemiştir?
Bir başka soru BOTAŞ’a ödenmeyen bu bir milyar doların nereye harcandığıdır.
Başkentgaz için şu da sorulabilir:
Ankaralılardan sekiz milyon dolarlık hayır yapılabilecek bir getiri elde edildiğine göre, bunun New York kenti yerine Ankara kentinde yapılması daha hayırlı olmaz mıydı?”
***
Yukarda anlatılan olayların ve benzerlerinin hesabını sormak mevcut Belediye Başkanlarına ve yine yargıya düşüyor!
Yolsuzlukları açığa çıktıkça paniğe kapılan demokrasi düşmanlarının yaydığı rejim karşıtı abuk sabuk dedikoduları bırakın, mutfağımıza geçim derdi olarak yansıyan, yağma ekonomisine bakın!
KAHROLSUN YOLSUZLUK VE RÜŞVET...
YAŞASIN DÜRÜST VE ŞEFFAF BELEDİYECİLİK!
Kaynak