Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘çalışmayan emekliye ikramiye’ tepkisi

Yayın tarihi: 10 Ekim 2023 Salı 1:33 pm - Güncelleme: 10 Ekim 2023 Salı 2:36 pm

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Emekli ikramiyesi hakkında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösteren Kılıçdaroğlu “Emekliler geçinemiyorlar. emekliye sonunda dediler ki 5 bin lira ikramiye vereceğiz. Ama çalışan emekliye vermeyeceğiz. İlk defa ayrımcılık yaptılar. Şu soruyu sormuyorlar. Emekli hangi gerekçeyle çalışıyor.” dedi.

Meclis’e gelmesi beklenen tezkere için de konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye tepki göstererek “Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye evet deriz ama anlamadığım bir şey var ‘yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’ diyor. Birinci sorum Bahçeli’ye partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi, MHP olarak bu tezkereye evet diyeceğini söylüyorsun, yabancı asker postallarının Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine evet diyor musun demiyor musun?” ifadelerini kullandı.

Akkuyu Nükleer Santrali hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu yine Bahçeli’ye tepki göstererek “Akkuyu Nükleer Santrali Rusların, limanı verdik, bizim topraklarda yapılıyor. CEO’su ne diyor? ‘Biz başka bir devletin topraklarında bu santrali kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bunlara sormak isterim, Bahçeli’ye de sormak isterim; bu mudur milliyetçilik?” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açıklamalarında şunları söyledi:

Bizim tarihimizde özellikle Cumhuriyet tarihimizde terörden acı çektiğimiz olaylar vardır. Kimden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur ve teröre karşı durmak herkesin görevidir. Bugün 10 Ekim Gar Katliamının  8. yılı. Hem bu olayın takipçisi olmak bizim görevimizdir.

Geçen hafta Can Atalay’ı Osman Kavala’yı ve Tayfun Kahraman’ı Silivri’de ziyaret ettim ayrıca Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i de Bakırköy cezaevinde ziyaret ettim. Devleti devlet yapan o devletin temel kurumlarıdır. Devletin temel kurumları üç ayak üzerine inşa edilir. Yasama yargı ve yürütme. Çağdaş demokrasilerde dördüncü ayak eklemiştir. Medya.

Medya aynı zamanda denetleme kurumudur. Medya bu işlevini kaybettiği zaman yasam yargı ve yürütmeyi denetleyen bir organ kalmamıştır. Az evvel isimlerini saydığım insanlar haksız yere içerde tutuluyor.

EKONOMİ ARTIK DİKİŞ TUTMUYOR

Öyle bir noktaya geldik ki ekonomi artık dikiş tutmuyor. Dolar düşecekti, faizler aldı başını gitti. 200 lirayla ancak 20 tane simit alıyorsunuz. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki borç para buldu diye sevinen bir noktaya geldi.

EMEKLİDE ÇALIŞANI CEZALANDIRAN BİR MODEL İNŞA ETTİLER

Emekliler için bir şey söylemeyeceğim. Emekliler için söylediğimi hiçbir siyasi parti lideri söylemiştir. Bayramlarda birer maaş alsınlar diye verdiğim mücadele bir noktaya geldi. Emekliler geçinemiyorlar. emekliye sonunda dediler ki 5 bin lira ikramiye vereceğiz. Ama çalışan emekliye vermeyeceğiz. İlk defa ayrımcılık yaptılar. Şu soruyu sormuyorlar. Emekli hangi gerekçeyle çalışıyor. Yeteri kadar aylık vermiyorsun. Bu adam perişan vaziyette. Çalışanı cezalandıran bir modeli inşa ettiler şimdi. Bu da cumhuriyet tarihinde bir ilk.  5 bin lirayı da çok büyük bira para olarak da kimse görmesin. 5 bin lirada büyük para değil 500 tane simit alıyorsunuz.

İSRAİL-HAMAS SAVAŞI

Filistin halkının haklı davasını savunmak ebetteki her ülkenin demokratik hakkıdır. 1970’lerde Devrimci Gençler de Filistin için mücadele ettiler. Onların mezarları da Filistin’de. Ama hiçbir haklı dava sivillerin öldürülmesine haklılık kazandırmaz. Sivillerin  kadınların çocukların yaşlıların öldürülmesi asla doğru değildir. Sizin haklı davanızın üzerine gölge düşürür. Özellikle BM başta olmak üzere bu sorunun çözülmesi için çaba harcaması gerekir.

Bir sorun çözülecekse Filistin İsrail örneği verilir. Bu olayların büyümeden siviller öldürülmeden çocuklar öldürülmeden bu davanın sonlandırılması gerekiyor. Devlet olarak biz öteden beri bütün komşularımızla iyi ilişkiler kurardır. Atatürk’ün söylediği de budur. Bütün komşularla iyi ilişikler kurun asla içişlerine karışmayın. Arap ülkeleriyle tarihi sosyal kültürel ilişkilerinizi geliştirin. Bugüne kadar ilişkileri geliştirmeye çalıştık. Ak parti hükümetine kadar. Fakat biz gittik başta Mısır sonra Suriye, üstelik Mısır ile sınır ilişkimiz de yok. Şimdi Suriye’ye yalvarıyoruz ne olur bizimle barışın diye Mısır’a da yalvarıyoruz. Neden Türkiye bu pozisyona sürüklendi,. Bununda bütün vatandaşların sorgulamasını isterim.

BAHÇELİ’YE TEZEKERE SORUSU

Önümüzde bir tezkere var, terörle mücadele edeceğiz diyorlar. Hiçbir zaman terörle mücadelenin karşısında olmadık. Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye evet deriz ama anlamadığım bir şey var ‘yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’ diyor. Birinci sorum Bahçeli’ye partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi, MHP olarak bu tezkereye evet diyeceğini söylüyorsun, yabancı asker postallarının TC topraklarını çiğnemesine evet diyor musun demiyor musun?

KİM BUNLAR

Bu yabancı askerler kimler? Hangi askeri terörle mücadele için Türkiye’ye davet edeceksiniz? Bu ülkede terörle mücadeleyi TSK verdi, polislerimiz verdi binlerce şehidimiz var bir tane yabancı asker gelmedi, şimdi beyefendiler yabancı askerleri davet edeceğiz diyor. Kim BUNLAR? Öyle bir noktaya geldi ki helikopterimiz düşürülür yabancılardan duyarız. Karadeniz’de gemimiz basılır yabancılardan duyarız. SİHA’mız düşürülür onu da yabancılardan duyarız. Ne demek bu? Gemin basılacak gıkın bile çıkmayacak. TC devleti bu duruma hiç düşmemişti. Şimdi binlerce şehit vermişiz terör dolayısıyla, bir tek yabancı asker istemeden.

RUSLAR AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNE TÜRKLERİ SOKMUYOR İDDİASI

“Milliyetçiliği arıyorsan Kıbrıs’ın Beş Parmak Dağlarına bakarsın. Bakın yine milliyetçilikten söz edeyim, Akkuyu Nükleer Santrali Rusların, limanı verdik, bizim topraklarda yapılıyor. CEO’su ne diyor? ‘Biz başka bir devletin topraklarında bu santrali kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bu başka bir ülkenin topraklarında bulunan kendi santralimizdir.’ Liman konusunda da bir Rus yönetici, ‘Burası bizim limanımız. Burası tam organize bir gümrük bölgesi. Buraya sadece Rusya Federasyonu’ndan değil dünyanın farklı ülkelerinden de gemi alıyoruz.’ Yap işlet sahip ol yapısı! Bunlara sormak isterim, Bahçeli’ye de sormak isterim; bu mudur milliyetçilik? Kendi toprağını, limanını başka bir devlete veriyorsun, o bölgede bir tek TC vatandaşı bile giremiyor. Batsın sizin milliyetçilik anlayışınız.

SORUYORUZ YABANCI ASKERLER KİM?

“Yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz diye kanun çıktı. O nedenle şimdiki meclise gazi meclisi denmez dedim. Bunlar vay nasıl denmez diye başladılar bir sürü laflar. Gazi ne demektir? Vatanı için mücadele ederken yaralanan kişi demektir. Hak hukuk ve adalet için mücadele ederken yaralanan demektir. Gazi meclisi denmesinin nedeni, bu meclis kurulurken milli kurtuluş savaşını yöneten meclistir bu meclis. O nedenle meclise gazilik unvanı verilmiştir. Mustafa Kemal’e başkomutanlık yetkisi belli bir süre verilmiştir. Başkomutanlık yetkisi bize ait demiştir o gazi meclis. Bu meclis o meclis midir? Eğer yabancı askerler gelsin terörle mücadele etsin diyen bir meclise ne diyeceksiniz? O milletvekillerine o partilere ne diyeceksiniz? Soruyoruz, yabancı askerler kim? Siz teröre destek veriyorsunuz diyorlar, akıl tutulması, başka ne diyeyim!

BAHÇELİ VE ERDOĞAN’A 3 SORU

“Erdoğan ve Bahçeli’ye 3 soru soracağım:

Bir, tasarruf mevduatı sigorta fonu yöneticileri yolsuzluk yaptığında haklarında soruşturma ve kovuşturma açılmayacaktır diye kanun teklifi gelirken bu kanun teklifinden sizin haberiniz var mı? Siz buna evet dediniz mi başlangıçta?

İkinci sorum; dünyanın hangi parlamentosunda yolsuzluklar hakkında araştırma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıkmıştır?

Üçüncü sorum; sizin aklınız erer mi ermez mi bilmiyorum ama ilkokula giden bir çocuğa sorun, deyin ki, herhangi bir parlamentoda milletvekilleri bir kamu kurumunda yolsuzluk yapanlar hakkında araştırma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıkarsa siz evet mi hayır mı dersiniz? Adım gibi eminim böyle bir rezalet olmaz diyecektir. İlkokul öğrencisinin bile kabul etmediği bir olayı siz hangi gerekçeyle kabul ettiniz?

O nedenle yolsuzluklara evet diyen bir meclise gazi meclisi denilmez!”