Akşener: Sayın Cinping Perinçek Erdoğan’ı da Bahçeli’yi de nasıl olduysa esir almış

Yayın tarihi: 27 Ocak 2021 Çarşamba 10:29 am - Güncelleme: 2 Mart 2021 Salı 10:02 am

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklenerek ülkedeki ekonomik sıkıntılara değindi. Erdoğan’ın ‘kapanan dükkan yok’ sözlerine tepki gösteren Akşener, “Sayın Erdoğan’a şiddetle tavsiye ediyorum; tespitlerini sağlam analizlere dayandır. Danışmanlarının kulağına üfledikleriyle, milletimizin huzuruna çıkıp, yalan yanlış konuşma. Veriler ortadayken, ‘Kapanan işletme yok.’ demek en hafif tabiriyle ciddiyetsizliktir. Çaresizlikten kurulan şirketlere bakıp, ‘İşler tıkırında.’ demekse, düpedüz cehalettir” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Görüyoruz ki; Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, namı diğer ‘kısmen iktidar’, Sayın Cinping Perinçek, ‘Müslümanım’ diye diye gezen Sayın Erdoğan’ı da, ‘Türk milliyetçisiyim’ diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de, nasıl olduysa esir almış” dedi. Akşener, “Sayın Erdoğan; bu ucube sistem sana yaramadı. Bunu kabul et artık. Servet kovalayan saray danışmalarının elinde oyuncak oldun. Kürsüden söylediklerinle, yaptıkların, birbirini tutmaz hale geldi. Senin keyfin yerinde olabilir ama bu sırada olan milletimize oluyor. Gittiğin yol, yol değil. Gel, şu saray hayatından bir sıyrıl, milletin arasına karış. Bir bak bakalım, memlekette neler oluyor” diye çağrı yaptı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener’in konuşmasında, AKP iktidarına destek veren Doğu Perinçek için Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ismiyle ses benzetmesi yaparak “Cinping Perinçek” demesi dikkat çekti.

Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

İŞLER TIKIRINDA DEMEK DÜPEDÜZ CEHALETTİR: Esnafımızın kredi borçlarını erteleme kararı aldığına göre, Sayın Erdoğan, piyasa şartlarını biliyor olmalı, değil mi? Ancak nedense, bu karara rağmen ‘bazı dostlar diyorlar ki dükkanlar kapanıyor, şirketler kapanıyor, kapanan falan yok, her şey ortada’ dedi. Ben de şimdi doğal olarak, kendisine sormak istiyorum: Eğer işler yolundaysa ve her şey de ortadaysa, kredi taksitlerini neden öteliyorsun? Yok eğer esnaf zordaysa ve ödemelerini öteliyorsan, o halde nasıl oluyor da işler tıkırında diyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Sayın Erdoğan? 2020 yılında, 40 binin üzerinde gerçek kişi işletmesi ve şirket kapandı. Kaldı ki resmi kapanma işlemi zaman aldığı için fiilen kapanan işletme sayısı, maalesef bunun çok üzerinde. Ayrıca, kriz dönemlerinde kurulan şirket sayısının artması kimseyi yanıltmasın. Böyle dönemlerde, borçlarını ödeyemediği için birçok firmanın kredibilitesi bozulur. O nedenle firmalar, iş yapabilmek ve bazı yükümlülüklerden kaçınmak için, çareyi yeni şirket kurmakta bulurlar. Sayın Erdoğan’a şiddetle tavsiye ediyorum; tespitlerini sağlam analizlere dayandır. Danışmanlarının kulağına üfledikleriyle, milletimizin huzuruna çıkıp, yalan yanlış konuşma. Veriler ortadayken, ‘kapanan işletme yok’ demek en hafif tabiriyle ciddiyetsizliktir. Çaresizlikten kurulan şirketlere bakıp, ‘işler tıkırında’ demekse, düpedüz cehalettir.

SARAY DANIŞMANLARININ ELİNDE OYUNCAK OLDUN: Eylül sonu itibarıyla, istihdamımız 896 bin kişi azaldı. Geniş tanımlı işsizlik ise, 10 milyon 600 bin kişiye ulaştı. Sayın Erdoğan; madem bu kadar iş imkânı var, madem yeni yeni şirketler kuruluyor, madem ekonomi şaha kalktı gidiyor, o zaman, neden istihdam sürekli azalıyor? Sen git danışmanlarına asıl bunu sor. Sayın Erdoğan; bu ucube sistem sana yaramadı. Bunu kabul et artık. Servet kovalayan saray danışmalarının elinde oyuncak oldun. Kürsüden söylediklerinle, yaptıkların, birbirini tutmaz hale geldi. Senin keyfin yerinde olabilir, ama bu sırada olan milletimize oluyor. Gittiğin yol, yol değil. Gel, şu saray hayatından bir sıyrıl, milletin arasına karış. Bir bak bakalım, memlekette neler oluyor. Bir gör bakalım, vatandaş ne çekiyor. Kepenk kapatan dükkanlar, iflas eden firmalar, artık Türkiye’nin acı bir gerçeği. Sen, ‘bugün 1 lira 35 kuruşluk satış yaptım’ diyen, esnaf kardeşimin dükkanı açık mı sanıyorsun? Saray duvarlarından milletimizin sesini duymuyorsun, onu anladık. Ama hiç olmazsa bize kulak ver.

VATANDAŞA KEYİF ÇAYI FIRLATAN ADAM OLDUN: Dün ‘milletin adamıyım’ diyerek gezerken, bugün o saray yüzünden, firmalar ardı ardına kapanırken, ‘işler tıkırında’ deyip, vatandaşa keyif çayı fırlatan adam oldun Sayın Erdoğan! Sen hayal aleminde yaşarken, ben, çarşıda, pazarda, esnafımızı dinliyorum. Sen sarayında sefa sürerken, ben işsiz gençlerimizi dinliyorum. Seni uyaran dostların az bile söylemiş. Sadece esnaf kepengini değil, vatandaş evde kombisini kapatıyor Sayın Erdoğan! Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, artık mızrak çuvala sığmıyor. Sizin masallarınız hafif, milletin gerçeği ise artık çok ağır Sayın Erdoğan! Memleketin dört bir yanında, işyerlerinde, mutfaklarda, hanelerde yangın var. Bunun yanında, bir de yüreğimizdeki yangın var. Üç kuruş menfaat uğruna, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar uğruna, kardeşini yüzüstü bırakan, vicdansız bir iktidarla karşı karşıyayız.

BÖYLE CIVIKLIK OLMAZ: Görüyoruz ki; Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, namı diğer ‘kısmen iktidar’, Sayın Cinping Perinçek, ‘Müslümanım’ diye diye gezen Sayın Erdoğan’ı da, ‘Türk milliyetçisiyim/ diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de, nasıl olduysa esir almış. Çin’in, Türkistan’da, Uygur kardeşlerimize uyguladığı zulme, Avrupa’dan, Amerika’dan ses geliyor, ama Ankara’dan hala çıt çıkmıyor. Bu Cumhur ittifakı gerçekten bir acayip… HDP binasında, Apo posteri bulunca şaşırıyorlar, ama seçim zamanı mektubunu okutmaya gelince, dert etmiyorlar. Yana yakıla, ‘HDP kapatılsın’ diyorlar, ama bunun için en ufak bir adım bile atmıyorlar. Nitekim bunlara sorarsan, En büyük Türk, en has Müslüman kendileridir ama ‘Müslüman Türküm’ dediği için, zulüm gören kardeşlerimizi duymuyor, iki laf edemiyorlar. Böyle cıvıklık, böyle ciddiyetsizlik olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Yazıklar olsun. Sayın Erdoğan’ın dar vizyonu, Türkiye’ye, Bangladeş’le rekabet etmeyi layık görüyor olabilir. Biz, Türkiye’nin potansiyelini görüyoruz, milletimize inanıyoruz. O nedenle, İYİ Parti iktidarında biz, Türkiye’yi önce Polonya’yla, sonra Almanya’yla rekabet eder hale getireceğiz! Bundan kimsenin şüphesi olmasın.