Akşener: Milletimiz aşı beklerken Libya’ya aşı gönderip caka satmaya utanmıyor musun?

Yayın tarihi: 14 Nisan 2021 Çarşamba 10:39 am - Güncelleme: 14 Nisan 2021 Çarşamba 6:24 pm

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında AKP iktidarını salgın yönetimi ve ekonomi üzerinden sert sözlerle eleştirdi. Akşener Erdoğan’a seslenerek, “Kardeşim sen doktor musun? Sen enfeksiyon uzmanı mısın? Böyle uzmanlık isteyen bir konuda kararı neden bilim insanlarına bırakmıyorsun?  Ülkeler birer birer Türkiye’ye uçuşlarını durduruyor. Türkiye’nin en önemli gelir kaynağı olan turizm sezonu yaklaşırken milyonlarca çalışanın ekmeğiyle oynadın, mutlu musun? Milletimiz aşı beklerken Libya’ya 150 bin aşı gönderip caka satmaktan utanmıyor musun? Hadi bizi duymazlıktan geliyorsun TTB çıktı ‘üçüncü ve en yüksek zirvedeyiz’ dedi. Onu da mı duymadınız?” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

Dün gece sanırım 19.30’dan itibaren Meclisimizde bir kriz yaşandı. Teknik ekip dahil hiç kimse içeri giremez denildi. Meclis Başkanı, “Nasıl olur?” dedi. Sonra telefonlardan kaçtı. Sonra ortaya bir resim çıktı. Abiler bana çok kızmış. Üzgünüm, rahat kaçırmaya devam edeceğim.

“KİBRİNİZİ YERLE BİR EDECEĞİM”

Üzgünüm rahatsız etmeye devam edeceğim. Anadolu’yu gezmeye devam edeceğim, sizin yapmadıklarınızı yaptırmaya gayret edeceğim üzgünüm. Yaptığınız her çirkinliği faş edeceğim üzgünüm.

Kibrinizi yerle bir edeceğim, 5 maaşlarınızı söyleye söyleye milletin karşısına çıkamaz olacaksınız. Milletimize size öyle anlatacağım ki ilk sandıkta millet iradesiyle sandıkta gideceksiniz. Ama şunu net bir şekilde söyleyeyim küçük ortak ve arkadaşlarına aranıza girmeye niyetim yok. Cumhur İttifak et tırnak çok hissi bir duygu asla aranıza girmem merak etmeyin ama hepiniz birlikte bu ülkeye verdiğiniz sözleri yerine getireceksiniz.

Türkiye dünyada en çok vaka görülen 1. ülke. Biz bu tabloyu hak etmedik. Ama sağlık çalışanlarımızın uyarılarını dinlemeyenler Türkiye’yi bu korkunç tabloyla baş başa bıraktılar. Bu tablo milletimizin değil iktidarın eseridir. Bilim kurulu üyeleri ya çıkın gerçekleri anlatın ya da istifa edin.

ERDOĞAN’A SESLENDİ: SEN ENFEKSİYON UZMANI MISIN?

Kardeşim sen doktor musun? Sen enfeksiyon uzmanı mısın? Böyle uzmanlık isteyen bir konuda kararı neden bilim insanlarına bırakmıyorsun? Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Yazıktır, günahtır. Aylardır acilen üç haftalık tam kapanmaya geçin diyoruz. Esnafımızı çalışanlar4ımızı koruyacak önlemleri alın tam kapanma ile vatandaşlarımızı rahatlatın diyoruz. Bilim bunu söylüyor, işin uzmanları bunu söylüyor sen hâlâ kafana göre takılıyorsun.

“LİBYA’YA AŞI GÖNDERMEYE UTANMIYOR MUSUN?”

Ülkeler birer birer Türkiye’ye uçuşlarını durduruyor. Türkiye’nin en önemli gelir kaynağı olan turizm sezonu yaklaşırken milyonlarca çalışanın ekmeğiyle oynadın, mutlu musun? Milletimiz aşı beklerken Libya’ya 150.000 aşı gönderip caka satmaya utanmıyor musun hiç mi Allah’tan korkmuyorsun yazıklar olsun.

Hadi bizi duymazlıktan geliyorsun TTB çıktı üçüncü ve en yüksek zirvedeyiz dedi. Onu da mı duymadınız? İstanbul, Ankara Tabipler Odasını da mı duymadınız. Adana bir yılın sonunda başa döndük dedi, onu da mı duymadınız? Giresun vakalar pik yaptı görmüyorlar mı diye sordu, Samsun tükenme noktasındayız dedi, onları da mı duymadınız? Umurunuzda bile olmadı.

“SUÇU MİLLETİMİZİN ÜZEİRNE YIKIP KAÇAMAZSIN”

Milletimiz canıyla uğraşırken siz başka planların peşindesiniz. Şimdi de çıkıp utanmadan salgının bu noktaya ulaşmasından 84 milyon hepimiz sorumluyuz diyerek suçu milletin üstüne atmaya çalışıyorsunuz. Kurallara uymayanları ayrı tutuyorum ama hayır bu tablonun sorumlusu milletimiz değil salgını yönetemeyen, aşıyı getiremeyen, milletimizi yokluğa mahkum eden sizsiniz. Suçu milletimizin üzerine yıkıp kaçamazsın sayın Erdoğan. Öyle zora girince kaçıp saklanmak yok. Arşa çıkan vaka sayılarının sorumluluğunu, gelmeyen aşıların sorumluluğunu, o lebalep kongrelerin sorumluluğunu alacaksın. Bu basiretsizliğin, bu umursamazlığın bu beceriksizliğin hesabını ilk seçimde milletimize vereceksin.

Türkiye demokrasiye kavuşmadan kalkınamaz. Bugün ki ekonomik sorunlarımız temelinde sayın Erdoğan’ın demokrasiyi tehdit olarak görmesi var. Oyları düştükçe demokrasiye daha çok saldırıyorlar.

Siz hiç işsizlik arttı bu sorunu çözelim diye balkanlar kurulunun olağanüstü toplandıklarını duydunuz mu? İşsizlik almış başını gitmişken, mutfakta tencere kaynamıyorken, EYT’lilerin çilesi devam ederken iktidar kendiniz parçalasa bile biz 6 ayda bir önümüze ısıtılıp getirilen konuları konuşmayacağız.

Yetti arkadaş ayıptır günahtır. Bırakın da millet biraz nefes alsın. Bir kere de milletimizin yüzünü nasıl güldürürüz onu konuşalım. Nasıl öldüğümüzü değil nasıl ölmeyeceğiz onu konuşalım. Ama maalesef konuşamazlar, çünkü korkuyorlar, o saray sefalarını kaybetmekten, altlarındaki arabaları kaybetmekten, beş farklı yerden aldıkları maaşlar kesilir diye korkuyorlar.

KAYIP 43 AKP’Lİ: SOVYETLERDEN KAÇAN DEVLET GÖREVLİLERİ GİBİ

Öyle korkuyorlar ki artık AK Partili belediye çalışanları bile bize duyduğu derin kıskançlıkla tanıdığımız Almanya’ya iltica ediyor. Malatya Yeşilyurt Belediyesi’nin AKP’li başkanının 42 kişilik grubu Almanya’ya eğitim için yollamış. 2 kişi hariç 40 kişi giden o gidiş. Birkaç belediyede daha aynı şey olduğu söyleniyor. Sayın Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’den ardına bakmadan kaçıyor. Zamanında Sovyetler’den kaçan devlet görevlileri gibi. Filmlerini izlerdik hatırlıyor musunuz? Herhalde Türkiye’de de bu kaçışların filmleri daha sonra yapılacaktır. İşte Erdoğan’ın Türkiye’yi düşürdüğü durum. Güler misin ağlar mısın!”

“ELMA ÜRETİCİLERİNİN DE SIKINTISI VAR”

Aylardır patatesler soğanlar depolarda çürüyor diyoruz. İktidardan çıt yok. Millet İttifakı belediyeleri patatesleri satın alıp ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza dağıttı. Bunu gören Tarım Bakanlığımız nihayet harekete geçti. Sıkıntı sadece patates, soğanla sınırlı değil. Elma üreticilerinin de sıkıntısı var. İktidardan beklentileri açık.

Sadece kilo başına 30 kuruş destek istiyorlar. Buradan iktidara seslenmek istiyorum. Millet İttifakı belediyelerini beklemeyin, geç de olsa attığınız adımı elma üreticileri için de atın.

Sayın Erdoğan ve damadının el birliği ile zora soktuğu Türkiye ekonomisi, pandemi ile birlikte daha da zorluklarla karşı karşıya. Merkez Bankası’nın rezervlerini buharlaştıran beceriksizlik nereden, nasıl para bulurum diye çırpınıyor.

“İKTİDAR TURİZMCİLERİN OLMAYAN PARASINA GÖZ DİKMİŞ”

Sayın Erdoğan ve damadının el birliğiyle zora soktukları Türkiye ekonomi pandemiyle birlikte çok daha ağır zorluklarla karşı karşıya. Merkez Bankası rezervlerini buharlaştıran beceriksizlik şimdi nereden para bulabilirim diye çırpınıyor. Bu zor şartlarda ekonomimize nefes aldırabilecek alanlardan biri de turizm sektörü.

Turizm tek başına dış ticaret açığımızı kapatacak potansiyele sahip. Turizm Türkiye’nin birinci derecede stratejik öneme sahip sektörlerinden biri. Bunun anlamı şudur; devletin kaynaklarından öncelikli olarak yararlandırılması gerekir. Yani kamu bankaları ucuz kredi verecekse turizm ihmal edilmemelidir. Aşılama yapılacaksa turizm ihmal edilmemelidir. Teşvik verilecekse turizm ihmal edilmemelidir.

Bugün turizm başlıklı benim hatırladığım üçüncü grup konuşmamdır. Turizmin ekonomi için ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyorlar ama sektörün içinde bulunduğu sıkıntıları nedense hatırlamıyorlar. Yok konaklama vergisi yok tanıtım ajansı katkı payı gibi ek ödemeler çıkarıyorlar. Yetmiyor şimdi de meclis turizm komisyonundan tanıtım ajansı beyannamesi vermeyi unutma cezası çıkarıyorlar. Hani olur da turizmci beyanname vermeyi unutursa 13 bin 500 lira ceza ödeyecek. Turizmci destek bekliyor, iktidar turizmcinin olmayan parasına göz dikmiş.