Yargıtay 3. Ceza Dairesi, halen cezaevinde tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın avukatlarının tahliye talebini oybirliği ile reddetti. Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven’in bireysel başvurularında verdiği ihlal kararlarını eleştirdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında iş insanı Osman Kavala ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bulunduğu sekiz sanıklı Gezi davasına ilişkin tebliğnamesini tamamlamıştı. 77 sayfalık tebliğname, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmişti. Başsavcılık, mimar Mücella Yapıcı dışındaki sanıklara verilen cezaların onanmasını talep etmiş, 14 Atalay hakkındaki yargılamanın durdurulması talebinin ise reddedilmesini istemişti. Tebliğnamede; Atalay’ın “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan mahkûm edildiği ve bu suçun Anayasa’nın 14. maddesindeki istisnalar kapsamında olduğu öne sürülerek, yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı belirtilmişti. Bunun üzerine, Atalay’ın avukatları; milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki davanın durmasına ve Atalay’ın tahliyesine karar verilmesini talep etmişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bugün; Atalay’ın avukatlarının talebini oybirliği ile reddetti. Daire, kararında; Anayasa Mahkemesi’nin daha önce milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven ile ilgili bireysel başvuru kararlarını eleştirdi. https://tele1.com.tr/yargitaydan-can-atalay-karari-877643/

"HANGİ SUÇLARIN ANAYASANIN 14. MADDESİ KAPSAMINA GİRECEĞİ YARGI İÇTİHATLARINA BIRAKILMIŞTIR"

Ret kararının gerekçesinde önce, Anayasa’nın 83. Maddesinin ikinci fıkrasının yasama dokunulmazlığına iki istisna getirdiği, bunlardan ilkinin ağır cezayı gerektiren suçüstü hali olduğu, ikinci istisnanın ise seçimden önce soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14. Maddesindeki durumlar olduğu belirtildi. Kararda; “Anayasa Koyucu, hangi suçların Anayasanın 14. maddesi kapsamına gireceğine ilişkin somut bir niteleme yapmamış, bunun kapsamının belirlenmesini bilinçli olarak yargı içtihatlarına bırakmıştır. Anayasa Koyucu’nun iradesinin, milletvekillinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına kasteden bir faaliyette bulunduğu takdirde dokunulmazlıktan yararlanmaya devam etmemesi gerektiği yönünde olduğu açıktır” değerlendirmesi yapıldı.

'SALT YARGI ORGANLARININ KARARIYLA BELİRLEMEYE ELVERİŞLİ OLMADIĞI' KARARINA ATIF

Kararda bu değerlendirmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven’in bireysel başvurularında verdiği tahliye kararlarına atıf yapıldı. Bu bölümdeki değerlendirme ise şöyle: "Her ne kadar Anayasa Mahkemesi’nin Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven kararlarında, ‘Anayasa’nın 14. Maddesinin birinci fıkrasının metninin, Anayasa’nın 83. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘Anayasa’nın 14. maddesindeki durumlar’ ibaresini, dolayısıyla da Anayasa’nın 14. maddesinin birinci fıkrası kapsamına girmesi nedeniyle yasama dokunulmazlığı dışında bırakılan suçları salt yargı organlarının kararıyla anlamlı bir şekilde belirlemeye ve böylece belirlilik ve öngörülebilirliği sağlayacak şekilde yorumlamaya elverişli olmadığı’ ifade edilmiş ise de… Anayasa’nın 148. maddesi ve Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45 vd. maddeleri gözetildiğinde asli görevi norm denetimi olan Anayasa Mahkemesi’nin bir anayasa hükmüne yönelik inceleme ve denetleme yetkisinin şekil bakımından denetleme ile sınırlı olduğu ve tali nitelikteki bireysel başvuru yolu ile bir anayasa hükmünün yürürlükten kaldırılamayacağı veya uygulanmasının olanaksız hale getirilemeyeceği dikkate alındığında; Anayasa Mahkemesi’nin meri anayasa normunu esastan iptal etme yetkisinin bulunmadığı, anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceleyip denetleyebildiği ve bireysel başvuru yoluyla meri anayasa normunun uygulanmasının ortadan kaldıracak veya işlevsiz hale getirecek şekilde bir karar vermesinin hukuken mümkün olmadığı cihetle, Anayasa Koyucu’nun 14. maddede bilinçli olarak bıraktığı boşluğun maddede öngörülen faaliyetlerin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet’e yönelen tehdidin ağırlığı ile orantılı olacak bir biçimde içtihatta süreklilik ve istikrar ilkeleri de gözetilerek yargı kararları ile doldurularak belirli hale getirilmesi ilgili anayasa normunun yürürlüğünün ve işlevinin korunması bakımından hukuk devletinin bir gereğidir"

NE OLMUŞTU?

Anayasa Mahkemesi, milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun "seçilme ve siyaset yapma hakkının ihlal edildiğine" hükmetmiş, karar ile Gergerlioğlu’na milletvekilliğine dönüş yolu açılmıştı. Yüksek Mahkeme, milletvekili seçildikten sonra Leyla Güven’in tutuklanmasının da yasama dokunulmazlığıyla bağdaşmadığı değerlendirmesini yapmıştı.
Muhabir: Arda Ormancı